Bunu ben de istemiyorum. Herif benim hetero olduğumu öğrendiği an bittim. | Open Subtitles | لا أنا أيضاً ،، إذا أكتشف الرجل ذلك سأخسر كل شيء. |
Annemin bir ilişkisi olduğunu öğrendiği gece. | Open Subtitles | الليلة التي أكتشف فيها أن أمى تقيم علاقة |
Bunu senden öğrendiği zamanın yüzünün halini görmeyi çok isterim, beyaz serseri. | Open Subtitles | أحب أن أرى منظر وجهه عندما يكتشف انك صورتهما وهما يتضاجعان |
Gardiyanı öldürenin senin hançerin olduğunu öğrendiği zaman seni asacaktır. | Open Subtitles | وعندما يكتشف بأنّه كان خنجرك الذي قتل سجّانه سيشنقك |
Kubbenin dışına çıkıldığında yaşanan vahşi, çılgın ortama kıyasla, herkesin birşeyler öğrendiği yada şakalaştığı. | TED | على عكس ما إذا دخلت في قلب القبة حيث تكون صخبة ومزدحمة والجميع يتعلم أشياء مختلفة أو يتنزه أو يفعل أي شيء آخر. |
Her polisin ilk öğrendiği şey tesadüflere inanmamaktır. | Open Subtitles | اول شئ يتعلمه رجل الشرطة ان لا يؤمن بالصُدف |
Bu dünyada öğrendiği her şeyi alıp götürdüğünüzde, çıplak kalan kalbi hala parlıyor. | TED | إن قمتم بأخذ كل شيء قد تعلمه من أي وقت مضى في هذا العالم، لا يزال قلبه الشفّاف يسطع. |
Bunlar yemek pişirme derslerimde çocukların öğrendiği tarifler. | TED | هذه الوصفات التي يتعلمها الأطفال في صفوف الطهي التابعة لي |
Biliyorum ama Sasha'nın yalan söylediğini öğrendiği an ki... ..yüzündeki ifadeye görmeye dayanamazdım. | Open Subtitles | انا أعلم . لم أستطع تحمل تلك النظرة التي في وجهه اذا أكتشف أنها كانت تكذب. |
Time Dergisi'ndeki editörüm neyle ilgili bir haber yaptığımı öğrendiği ve makalenin içine ettiği için öyle oldu. | Open Subtitles | هذا لأن عندما محررى في مجلة التايم أكتشف ما كنت سأبلغه فى هذه المقالة فذبح المقالة |
Bak sana bunu hiç söylemedim ama o gece babanın peşinde olduğun her şeyi öğrendiği o gece onu bulduğumda gerçekten çok kötü bir durumdaydı. | Open Subtitles | انظر، أنا لم أخبرك بهذا ولكن هذه الليلة الليلة التي أكتشف فيها والدك كل مافعلته |
Peki anne babasının birbirini, onu yaparlarken bile hiç sevmemiş olduğunu, bunun sadece daha seksi insanlarla yatabilmek için yapılmış bir çeşit anlaşma olduğunu öğrendiği zaman da iyi olacağını sanıyor musun? | Open Subtitles | ولكن اتظنون حقاً انه سيكون بخير لاحقاً عندما يكتشف ان والداه لم يحبا بعضهما ابداً ؟ حتى عندما انجبوة ؟ |
Bizim birlikte olduğumuzu öğrendiği zaman ne kadar üzüleceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | تفكّر كيف سيكون مُحبطًا حين يكتشف علاقتنا. |
Bugün, Doktor'un kim olduğumu öğrendiği gün. | Open Subtitles | هذا هو اليوم الذي يكتشف فيه من أكون |
yanlışın doğru olduğunu nasıl kanıtlayacağını ve borcun, borç olmadığını öğrendiği, Sokrates'in yeni felsefe okuluna kaydolur. | TED | يلتحق البطل ستربسياديس بمدرسة سقراط الفلسفية الجديدة، حيث يتعلم كيف يثبت أن الخطأ صحيح وأن الدّين ليس دينًا. |
İnsan öğrenebilir. Uşak olmayı öğrendiği gibi. | Open Subtitles | المرء يمكنه أن يتعلم كأن يكون خادم مثلاً |
Bir baba olmanın en güzel yanı oğlunun mala vurmaya çalışırken öğrendiği zihinsel gerçeklere tanık olmaktır. | Open Subtitles | افضل شئ في ان تكون اب هو مشاهدة إبنك يتعلم إحدى الحقائق الأساسية للإصابة |
Sanki öğrendiği her şeyi çöp gibi bir kenara fırlatıyor. | Open Subtitles | الأمر أشبه بأنه يلقي كل ما يتعلمه ببساطة |
Bir çocuğun öğrendiği ilk şeyler illa teknoloji bağımlı şeyler değildir. | Open Subtitles | خذوا ولداً على سبيل المثال ما يتعلمه في بداية تجربته ليس بالضروري منوطاً بالتكنولوجيا |
Bonica, birçok hastayı tedavi ettikten sonra, öğrendiği her şeyle çelişen vakalar farketti. | TED | وبمعالجته للعديد من المرضى، بدأ بونيكا بملاحظة الحالات التي عارضت كل ما قد تعلمه. |
Bu noktanın insan ırkının şu ana kadar öğrendiği her şey olduğunu hayal et. | Open Subtitles | فقط تخيلِ ان هذه النقطة كل ما تعلمه الجنس البشرى |
Daha doğrusu kitaplardan öğrendiği şeyleri. | Open Subtitles | . أو بمعنى أخر الأشياء التى يتعلمها من الكتب |
Kocasının ününü öğrendiği için. | Open Subtitles | اكتشفُت سمعتِه مَع السيداتِ. |
Bu binanın bodrumunda gerçeği öğrendiği için deliren bir adam var. | Open Subtitles | هناك رجل بسرداب هذا المبنى فقد عقله عندما اكتشف الحقيقة |
Bu ilgisini, bütün duyularımızın son derece bağlı olduğunu öğrendiği tıp fakültesine taşıdı. | TED | ولازمه هذا الاهتمام في كلية الطب، حيث تعلم بشأن ارتباط جميع الحواس لدينا بشكل عميق. |
Çok muhtemel değil, ama ne yaparsa yapsın, bu öğrendiği tasarım becerilerini kullanabilecek. | TED | هذا أمر غير وارد الحدوث، لكن وبغض النظر عما سيفعله في المستقبل، سيكون قادرا على استخدام مهارات التصميم التي تعلمها. |