ويكيبيديا

    "öğrendiğim" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • معرفة
        
    • علمت
        
    • تعلمته
        
    • اكتشفت
        
    • التي تعلمتها
        
    • تعلّمت
        
    • تعلمت
        
    • تعلّمتها
        
    • تعلّمتُ
        
    • عرفته
        
    • علمتني
        
    • علمتُ
        
    • تعلمتُ
        
    • تَعلّمتُ
        
    • تعلمتُه
        
    Hümanizmden Öğrendiğim en iyi dersleri felsefe kitapları okumaktan ya da hümanist bildirileri ve beyanları incelemekten öğrenmediğimi bilmek ilginizi çekebilir. TED ربما يهمكم معرفة أن أفضل دروس الإنسانية التي تعلمتها لم تكن من قراءة الكتب الفلسفية أو من تأمل التصريحات والبيانات الإنسانية.
    Bunu Öğrendiğim iyi oldu. Kullanım kılavuzunu yayınlamayı düşündün mü? Open Subtitles جيد معرفة هذا عليك التفكير بنشر كتيب تعليمات
    Bak, farklılıklarımız olduğunu biliyorum ama, halanın durumunu Öğrendiğim zaman, herşeyi bir kenara bırakıp sadece yanında olmak istedim. Open Subtitles لكن عندما علمت عن عمتك انا فقط اردة أن اضع كل هذه الاشياء جانباً و أن اكون فقط معك
    Bu mola verme fikri belkide kendi yolculuğumda Öğrendiğim en büyük ders oldu. TED استمتعوا بالهدوء بالتوقف انه الدرس الاكبر الذي تعلمته من رحلتي هذه مع المرض
    Öleceğimi Öğrendiğim zaman sen ve gelecekteki refahın konusunda büyük bir kaygıya kapıldım. Open Subtitles عندما اكتشفت اننى اموت كان لدي قلق ضخم عليكِ وعلى سعادتك المستقبلية
    benim ailemden Öğrendiğim şeylerden biri size küçük bir anekdot vereceğim özelliklede babamdan TED وأحد الاشياء التي تعلمتها من والداي, وسوف اخبركم بحكاية صغيرة, خاصة من أبي.
    Clark'la ilişkimden Öğrendiğim bir şey varsa o da, bana karşı dürüst olunmayınca anlıyorum. Open Subtitles الأمر الوحيد الذي تعلمته من علاقتي مع كلارك هو معرفة متى لايكون الشخص صادقاً معي
    Öğrendiğim iyi oldu ama benim bahsettiğim doğum günü babamın bira şişesini fırlattığı zamankiydi. Open Subtitles من الجيّد معرفة ذلك، ولكنّ عيد الميلاد الذي كنتُ أفكّر به كان عندما ألقى والدي بقارورة الجعّة
    - Yarın geceki yemeği onayladım. - Öğrendiğim iyi oldu. Open Subtitles لقد تم تأكيد العشاء لليلة - من الجيد معرفة ذلك-
    - Eğer sen buysan Öğrendiğim iyi oldu. Open Subtitles إن كنتَ أنتَ الشخص نفسه فحينها يسرني معرفة ذلك
    Bana ve sana önerdiğinin her parçasını öğrenmek istiyorum ama Öğrendiğim bir şey varsa o da onun koparılamaz olduğu. Open Subtitles أريده، أريد كل شيء مما قدمه لي، مما قدمه لك لكن إن علمت شيئاً واحداً وهو أنه لا يمكنه فعلها
    İstatistikleri ilk Öğrendiğim zaman, işlerin ne kadar kötü olduğu karşısında afallamıştım. TED عندما علمت عن الإحصاءات لأول مرة صعقت من مدى سوء الأمور
    Ancak Öğrendiğim bir şey var: sevgi, intihara meyilli birini, kendini yaralamasını engellemek için yeterli olsaydı, intiharlar çok nadir olurdu. TED ولكن هناك شيء قد تعلمته: إذا كان الحب كافيًا لإيقاف شخص ما يفكر بالانتحار من إيذاء نفسه، الانتحار بالكاد سوف يحدث.
    Öğrendiğim en temel şeyin ise şu olduğunu düşünüyorum: Eğer yapabileceğini düşünüyorsan, yapacaksın. TED الشيء الأساسي الذي تعلمته أنني إذا فكرت، وأنت إذا فكرت، فأنت تستطيع، وستفعلها.
    Bunu Öğrendiğim zaman, doğal olarak onu öldürmek istedim. Open Subtitles عندما اكتشفت عن ذلك، الواضح، كان سكران أنا.
    Ve Öğrendiğim her şeyi Kökler adlı bir kitapta topladım. Open Subtitles و تلك الأشياء التي تعلمتها كتبتها في كتاب أسميته الجذور
    Bu işten Öğrendiğim tek şey adrenalinin çok iyi bir uyuşturucu olduğudur. Open Subtitles شيء واحد تعلّمت عمل هذا. ليس هناك مخدّر مثل الأدرينالين.
    3D yazıcılarla alakalı bildiğim her şeyi Öğrendiğim küçük bir atölye buldum. TED وجدت ورشةً صغيرةً، تعلمت فيها كل ما أعرفه عن الطباعة ثلاثية الأبعاد.
    Bu yazılar, çok uzun zaman önce Öğrendiğim kadim Büyücü dilinde yazılmış. Open Subtitles هذه النقوش كتبت عن لسان ساحر قديم واحدة تعلّمتها منذ عهد بعيد
    3000 yıllık hayatımda Öğrendiğim bir şey var ki... o da ailenden vazgeçemeyeceğin. Open Subtitles إن تعلّمتُ شيئًا طوال 3 آلاف عامًا، فهو ألّا تفقد الأمل في العائلة.
    Biliyor musun... Öğrendiğim andan beri sana söylemek için çıldırdığım birşey var! Open Subtitles اتعلم , هناك شيء كنت ساموت من اجل اخبارك به منذ عرفته
    Annemden Öğrendiğim şey bu. Tüm kötü hislerini bastıracaksın. Open Subtitles هذا ما علمتني إياه أمي، خذي أحزانك وارميها على الأرض
    Öğrendiğim zaman ayrılmam gerektiğini anlamıştım. Open Subtitles عندما اكتشفتُ ذلك، علمتُ أنّه عليّ الرحيل.
    Burada birçok şey düşünürdüm. Özellikle de nasıl zıplayacağımı Öğrendiğim zaman. Open Subtitles أفكِّرُ في الكثير من الأشياء هُنا خصوصاً عندما تعلمتُ كيف أدفع
    Öğrendiğim şey, hayatımdaki çok özel insanlara teşekkürler, şuydu, en azından benim için.. Open Subtitles الذي تَعلّمتُ به، شكر بعضِ الناس المميزين جداً في حياتِي، ذلك، جيداً، لي على أية حال،
    Balina seksi hakkında Öğrendiğim diğer bir şeyde onlar da ayak parmaklarını kıvırıyor. TED والشئ الشيّق الآخر الذي تعلمتُه عن جنس الحيتان: أنهم يعقصون أصابع أرجلهم أيضاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد