Hesabını bulmaya çalıştım ama nereden bağlandığını öğrenmeye imkan yok. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد وسيلة لمعرفة المكان الذي كانت تدردش منه |
Burada bakacağımız nokta öğrenmeye eğitimsel kendini örgütlemenin bir ürünü olarak bakmak. | TED | اعتقد ان ما يجب النظر فيه هو التعلّم كناتج لتنظيم التعلم الذاتي |
diye sorduk. öğrenmeye çalıştığımız, onlara verdiğimiz bilginin onların inandıklarını değiştirip değiştiremeyeceğiydi. | TED | ما أردنا معرفته هو ما إذا كان الناس سيأخذون في الاعتبار المعلومة التي أعطيناهم ليغيروا معتقداتهم. |
Bir liderin haklı olduğu için iyi olduğuna inanmadım; öğrenmeye ve güvenmeye istekli oldukları için iyi olduklarına inandım. | TED | وانا اليوم أؤمن ان القائد الجيد ليس هو كذلك لانه مصيب ولكنه هو كذلك لانه مستعد للتعلم .. والثقة |
Burada neler oluyor bilmiyorum ama burada kalıp öğrenmeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي يحدث هنا ولكن لن أبقى هنا لكي أكتشف |
Bu da yorucu olurdu ve yeni şeyler öğrenmeye vaktimiz olmazdı. | TED | وهذا سيكون مرهقاً، كما لن يكون لدينا الوقت لتعلم أشياء جديدة. |
Evet, ama eminim şuan birileri benim gerçek kimliğimi öğrenmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أجل، لكن الأن أعتقد بأن شخصا ما يحاول اكتشاف هويتي الحقيقية. |
Aranızda ne geçti bilmem; ama burada kalıp öğrenmeye de niyetli değilim. | Open Subtitles | ، لا أعلم مالذي يجري بينكما . ولكنني لن أبقى لأعرف ذلك |
Çünkü burada Leydi Litton'ı sorgulamayı deneyip kocasının nerede olduğunu öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لأنني أحاول هنا أن أستجوب السيده ليتون. أحاول إكتشاف أين هو زوجها. |
Bir zamanlar disiplin öğrenmeye hiç merakı olmayan bir gözdem vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدي طالب قبلك ولم يكن مهتما في تعلم الاسس |
Hele ki çocuklarınızın ne yaptığını öğrenmeye çalışırken gördüğünüz tek tepki homurdanma, "iyi işte" cevabı ve saç savurup geçmeyken. | Open Subtitles | لمعرفة مالذي يحدث مع أولادكم حيث كل ما أحصل عليه منكم هو النوم أو انكم على بخير أو تسرحون شعركم |
Hele ki çocuklarınızın ne yaptığını öğrenmeye çalışırken gördüğünüz tek tepki homurdanma, "iyi işte" cevabı ve saç savurup geçmeyken. | Open Subtitles | لمعرفة مالذي يحدث مع أولادكم حيث كل ما أحصل عليه منكم هو النوم أو انكم على بخير أو تسرحون شعركم |
Hindistandaki kutsal şehir Varanasi'ye, Hinduların ölümden sonrasına nasıl devam ettiklerini öğrenmeye geldim. | Open Subtitles | قدِمت إلى مدينة فاراناسي المقدسة في الهند لمعرفة كيف ينتقل الهندوس بعد الموت |
O öğrenmeye heveslidir. Ona ne zaman sinirleri gerilse bunu yapmasını öğrettim. | Open Subtitles | انه سريع التعلم , لقد علمته أن يفعل هذا عندما يكون متوترا |
Kızlar, öğrenmeye istekliydi ama okulda çalışan yoktu. | TED | طالبات حريصات على التعلم لكن المدرسة بها نقص عمالة |
Virüs hakkında daha çok şey bildiğini düşünüyoruz ve öğrenmeye niyetliyiz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أنك تعلم أكثر عن هذا الفيروس ونحن مُصرون على معرفته |
Neler döndüğünü anlamadığınız anlarda öğrenmeye ve kabul etmeye açık olun. | TED | وكن منفتحاً للتعلم واعترف حين لا تعرف، فما الذي سيحصل حينها. |
Ben gidip Sam Amca'nın bizim için ne planları varmış öğrenmeye çalışacağım. | Open Subtitles | بينما أحاول أن أكتشف ما يخططون لفعله بنا بعد تسجلنا بالجيش الأمريكي |
Ben ne zaman yabancı ülkeye gitsem birkaç tabir öğrenmeye çalışırım. | Open Subtitles | عندما أذهب إلى بلد أجنبي أنها تحاول دائما لتعلم بعض العبارات. |
Çünkü eğer öğrenmeye çalışıyorsan bu senin tıkandığın anlamına gelir. | Open Subtitles | ،لأنه إن كنت تحاولين اكتشاف ماأعرف فذلك سيعني أنك عالقة |
Dışarıda ne olduğunu ve neyle yüzleşeceğimizi öğrenmeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج أن أعرف ما الذي بالخارج لأعرف ما الذي نواجهه |
Başka neleri var görmeye, eğer zayıf bir yanı varsa öğrenmeye. | Open Subtitles | لرؤية ما يملكه أيضاً من سلاح أو لربما، إكتشاف نقطة ضعف |
Onları ne kadar erken öğrenmeye başlarsan bu iş o kadar iyi çözülecek. | Open Subtitles | ، وكلما بدأتِ في تعلم ذلك مُبكراً كُلما ازدادت فرص نجاح ذلك الأمر |
Öğrenimime devam etmeye, öğrenmeye, özgür olmaya kararlıydım. | TED | انا مصممة لإكمل دراستي لأتعلم لأكون حرة |
olabildiğince çok şey öğrenmeye çalışıyorsunuz. | TED | وتُريد ان تتعلم اكبر قدر ممكن وبأسرع ما يمكن. |
Hayır, ben bir şeyler öğrenmeye çalışırım dedim. | Open Subtitles | لا، لقد أخبرته أننى سأرى ما أستطيع إكتشافه |
Olaylar üzerinden, öğrenmeye başlıyoruz ki sosyal ilerleme ve ekonomik verimlilik arasında temel anlamda hiçbir takas yok. | TED | مشكلة بمشكلة بمشكلة, نحن نبدأ نتعلم أنه لا يوجد هناك مقايضة بين التقدم الإجتماعي والكفاءة الاقتصادية في أي حاسة أساسية |
Muhtemelen onun benden öğrendiğinden daha fazlasını ondan öğrenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | بدأتُ بالتعلم منه بقدر ما كان هو ربما يتعلم مني |