ويكيبيديا

    "ölmek üzere" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • على وشك الموت
        
    • تحتضر
        
    • أحتضر
        
    • يحتضرون
        
    • يموت من
        
    • طريقهم للموت
        
    • على الموت
        
    • على حافة الموت
        
    • على حافّة الموت
        
    • علي وشك الموت
        
    • تكاد تموت
        
    • يُحتضر
        
    • يحتضر على
        
    • على وشك أن تموت
        
    • أنها تموت
        
    ölmek üzere olan bir anne, sırf acıyacak diye ilik testini reddetmez. Open Subtitles الأم التي على وشك الموت لا ترفض فحص التوافق لمجرّد أنّه يؤلم
    ölmek üzere olan biri tarafından sorgulanmak dışardan bakınca pek güzel durmayacaktır. Open Subtitles لن يبدو مظهرك جيداً ومنصبك يخلع بواسطة رجل مريض على وشك الموت
    Baksanıza efendim, ne tesadüf, kederli, yapayalnız ve ihtiyar bir kadın soğuktan ölmek üzere. Open Subtitles بمصادفةٍعجيبة،سيدي، إنها عجوزٌ حزينةٌ وحيدةٌ تحتضر من البرد.
    Sen, bir arkadaşın veya büyükannen ölmek üzere. Open Subtitles أنتِ تحتضرين، صديقتك تحتضر أو جدتك تحتضر
    ölmek üzere bile olsam, seni hapisten çıkaracağımı farz ettin. Open Subtitles حتى مع أنني أحتضر افترضت فحسب أنني سأكون متواجدا لأنقذك
    ölmek üzere olan bir adama gülmek uygun olmaz. Open Subtitles ليس من اللائق السخرية من رجل على وشك الموت.
    Eğer şanslıysan, zaten ölmek üzere olan bir hastadır. Open Subtitles إذا كنت محظوظا, سيكون مريضاً على وشك الموت بأية حال
    Arkadaşlarım ölmek üzere olmadıkları zaman çok daha sevimli biriyimdir. Open Subtitles إننى شخصية أكثر مرحا عندما لا يكون أصدقائي على وشك الموت
    Madem ölmek üzere, ona ne zararı olabilir? İstediği şilini verin. Open Subtitles إذا كانت على وشك الموت فما المهم أعطه ما يريده
    ölmek üzere olan bir arkadaşım var. Ve ona yardım etme imkanına sahibim. Open Subtitles لديّ صديق على وشك الموت ولديّ الفرصة لإنقاذ حياته
    Karısı ölmek üzere olan bir adama göre inanılmaz bir biçimde sakin ve soğukkanlı görünüyor olman, arkadaşımı şaşırtmış. Open Subtitles إنها تبدو متفاجئة لأنكَ تبدو هادئاً جداً بالنسبة إلى رجل زوجته تحتضر
    Annemi öldüren adamı vurduğum gece rüyamda yerde ölmek üzere olan bendim ve sen yanıma gelip "Ayağa kalk" dedin. Open Subtitles حلمتُ أنني كنتُ التي تحتضر على الأرض وأنتَ أتيت إليّ وأخبرتني أن أقف
    Bana evde ölmek üzere olan zengin kardeşinden söz etti. Open Subtitles لقد أخبرتني أن أختها الصغيرة الغنية في منزلهم التي كانت تحتضر
    Kızının ölümüne sebep olan benim, ya da ölmek üzere olmasına. Open Subtitles أنا سبب موت إبنتها , على الأغلب تحتضر. أوسوفتموت.
    Doğru doktorla görüşmek ve ölümümü ertelemem konusunda tavsiyesi olup olmadığını öğrenmek için kıçını yırtan, ölmek üzere olan bir kadınım ben. Open Subtitles انا امرأة تحتضر وبكل بساطة تحاول ان ترى الطبيب المناسب وتسأله ان كان لديه اي نصيحة
    Menajerim internette, ölmek üzere olduğum bir hastalığa yakalandığıma dair bir söylenti olduğunu söylüyor. Open Subtitles ..وكيلي يقول أن هناك إشاعة على الانترنت ..أنني أحتضر بسبب مرض يسمى لا استطيع حتى تذكر الأسم
    Fakat Kuzey Kore'deyken sokakta ölmek üzere olan ve ölen insanlar gördüm. TED لكن عندما كنت في كوريا الشمالية، شاهدتُ أشخاصاً يحتضرون ويموتون في الشارع،
    Vebadan ölmek üzere olan birini kucakladınız mı hiç efendim? Open Subtitles هل إحتضنت يوماً شخصاً يموت من الطاعون يا سيدي؟
    Organ nakli ustalık ve dikkat isteyen bir iştir ama ölmek üzere olan insanlar tarafından kurtarılmış çok sayıda hasta gördüm. Open Subtitles زراعة الأعضاء عمل خطير ولكنني رأيتُ الكثير ممن أنقذهم -الذين كانوا في طريقهم للموت
    Hiçbiriniz ölmek üzere olan için konukçu olmayı kabul etmediniz. Open Subtitles لا يوجد أحد لديكم تطوع ليكون مضيفا لأحدنا عندما يوشك على الموت
    Neden ölmek üzere olan bir adam sahte isim versin? Open Subtitles لما قد يكذب الرجل بشأن إسمه وهو على حافة الموت
    ölmek üzere olan bir hastam var ama Dr. Tolliver beni dinlemiyor çünkü altı üstü cerrahi asistanıyım, kim oluyorum da konuşuyorum? Open Subtitles لدي مريض, على حافّة الموت و لكن الدكتورة (توليفر) لم تستمع إلي لأنه كيف لي أنا الجرّاحة الوضيعة
    Boyle ölmek üzere. Open Subtitles بويل علي وشك الموت سموت , سيموت
    Kan gölünde başka bir buzağı ölmek üzere. Open Subtitles علي بحيرة الدماء تأتي بقرة أخري... .. تكاد تموت.
    Bayan Crawley, kayınpederim ölmek üzere. Fazla zamanı kalmadı. Open Subtitles سيدة (كرولي)، حماي يُحتضر تبقى له وقت قصير
    Masada ölmek üzere olan bir hastan olduğunda sırf sen heyecanlanmayasın diye odadaki herkesten... Open Subtitles عندما يكون عندكِ مريض يحتضر على المنضدة ماذا؟ هل ستخبرين الغرفة بأكملها أن يتوقفوا عن الصراخ
    O ölmek üzere falan mı? Bilmiyorum. Open Subtitles ماذا هل على وشك أن تموت أو شيء ما؟
    Kanserden ölmek üzere olan arkadaşımızı mutlu etmeye çalıştığımız için bizi sakın yargılamayın. Open Subtitles لا تجرؤ على الحكم علينا لأننانحاولجعلصديقتنا, التي صادف أنها تموت بسبب السرطان سعيدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد