| Neresi olursa bir yere uzanmak, ve yapayalnız ölmeyi bekliyorlardı. | Open Subtitles | أن يستلقيَ أينما اتّفق حتى تجيئه سكرة الموت منفردًا. |
| Ama bu piçlerle dövüşüp ölmeyi, bunu yapmamış halimle yaşamaya tercih ederim. | Open Subtitles | لكنني أفضل الموت في قتالي ضد هؤلاء الأوغاد على الحياة دون قتال |
| Ben yapardım, ama o basit giysiyi giymektense ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | كنت لأفعلها بنفسي لكني أفضّل الموت عن إرتداء هذا الرداء الرخيص |
| Senin gibi bir canavarla bir gün daha geçirmektense ölmeyi yeğlerim! | Open Subtitles | أفضل أن أموت على أن أقضي يوم أخر مع وحش مثلك |
| Uzaylılarla birlikte yaşamaktansa ölmeyi tercih eden bir grup yabancı düşmanı. | Open Subtitles | جماعة عنصرية تفضل الموت على العيش في سلام مع المخلوقات الفضائية. |
| Bu cinayete kimi kurban seçersen, sadece ölmeyi hakettiğinden emin ol. | Open Subtitles | أياَ كان من تقررون قتله فقد احرص على أنه يستحق الموت |
| O yaşlı kadına yaptığımdan sonra benden korkacağını düşünmüştüm. Tam aksine. ölmeyi hak eden o yaşlı cadıya karşı fazla naziktin. | Open Subtitles | بتصرفي تجاه تلك العجوز كنت اضنك قد تخوفت مني على العكس تماما فهذه الساحرة العجوز تستحق الموت وكنت رحيمة جدا معها |
| Don Wilson kolay bir adam değildi, ama böyle ölmeyi de hak etmiyordu. | Open Subtitles | لم يكن دون ولسون شخصا سهل المنال لكنه لا يستحق الموت بهذه الطريقه |
| ölmeyi istediğime o kadar emindim ki ama şimdi, bilmiyorum. | Open Subtitles | كنت متأكده أني أريد الموت لكن الآن لا . لاأعرف |
| Her kimse, Moxon "merhaba" demek yerine, ölmeyi tercih etti. | Open Subtitles | ومهما يكن موكسون أختار الموت بدلا من أن يقول مرحبا |
| Şimdiye kadar ölmeyi severdim ama bu konuşma fikrimi değiştirdi. | Open Subtitles | نعم، كنت أحب الموت و لكن ذلك الخطاب غير رأيي |
| Ama sen hasta hastalıklı bir et parçasısın ve böyle ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | لكنك معتوه و كتلة لحم سقيم هذه الطريقة هي التي تستحق الموت بها |
| Burada ölmeyi tek hak eden kişinin sen olduğuna bayağı eminim. | Open Subtitles | الشخص الوحيد هنا الذي أنا مُتأكّد أنّه يستحقّ الموت هُو أنت. |
| Dinle Ivo, sen Estonyalısın sözümden dönmektense ölmeyi yeğlerim diyorsun. | Open Subtitles | أنصِت إيفو, أنت إستوني و تفضل الموت على نكثك العهد |
| Hayatım tam bir fiyaskoydu, bundan eminim, ama en azından ölmeyi doğru yapabilirdim. | Open Subtitles | حياتي كانت فشل بالتأكيد ، ولكن على الأقل يمكنني الحصول على الموت حق. |
| Evet, bir gün daha bu normalmiş gibi davranmaktansa ölmeyi tercih ederdim. | Open Subtitles | أجل، أفضل الموت على أن أتظاهر بأن كل شئ عادي ليوم آخر |
| Hiçbir şey yapmadan Vega'yı daha iyi bir yer yapmaktansa ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل الموت وأنا أحاول جعل فيغا مكاناً أفضل أكثر من لاشيء على الإطلاق |
| Babamın bana yaptığı gibi onlara utanç verdiğimi görmeden önce ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أتمنى أن أموت قبل أن أرى الخجل يبدو عليهم مثلما فعل أبي بي |
| Bu gece bir hayvan olmayı... hayvan gibi yaşayıp ölmeyi öğreneceksiniz. | Open Subtitles | اليوم ستتعلم كيف تكون حيوانا وكيف تعيش كالحيوان وكيف تموت كالحيوان |
| Komutan: Askerler, bir muharebede savaşacaksınız, bunun için hazırlanmanız ve ölmeyi göze almanız gerekiyor. | TED | ايها الجنود، ستذهبون للقتال في المعركة، إذا يجب أن تكونوا جاهزين ومستعدين للموت. |
| Ortadan kaybolmayı istemek ölmeyi istemekten farklıdır. | TED | الرغبة بالاختفاء تختلف عن الرغبة بالموت. |
| Bileğindeki hedefi tutturmak için. ölmeyi dilemiş herkes için. | TED | لنقطة الهدف الموجودة على معصمك لأي شخص أراد أن يموت. |
| Lucas, annemi tekrar görme şansımı yitirmektense ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضًل اني اموت وأنا احاول لأحصل على فرصة لرؤيتها مجدداً |
| Ama bizimle temasa geçmezse, teslim olmaktansa ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | لكن إن لم يتّصل بنا فأفضّلُ الموتَ مقاتلاً على الاستسلام |
| Bu iş, ancak Takeda klanı için ölmeyi bile göze alacak birinin işi. | Open Subtitles | هذا الدورِ لشخص ما الذي يَسْتَطيع المَوت من أجل عشيرةِ تاكيدا |
| Raiga'yı uçuruma doğru götürüyor ve belki de onunla ölmeyi planlıyor! Ne? ! | Open Subtitles | هو يَقُودُرايجا ومن المحتمل أنه يخطط للمَوت مَعه |
| Bak, biraz bencilleştiklerini biliyorum ama ölmeyi hak edecek kadar kötü bir şey yapmadılar. | Open Subtitles | انظري ، أنا أعترف أنهم أصبحوا أنانين قليلاً لكن هذا لا يعني أنهم فعلوا شيئاً سيئاً يكفي لأن يموتوا من أجله |
| Benim için ölmeyi bu kadar çok istediğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم تكن لدي فكرة بأنك متحمس جداً لتموت من أجلي |
| Ailemizin gözünde beni küçük düşürdüğü ve, beni haksız yere suçlayarak hayatımı mahvettiği için evet, kardeşim ölmeyi hak ediyor! | Open Subtitles | لقد جعلتنى سئ فى نظر والدينا لقد اتهمتنى زورا ، وتسببت فى تدمير حياتى ..نعم ، فاخى يستحق ان يموت |
| ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | ، في متنزهِ المنظر الجبلي الصناعيَ. أنا أُفضّلُ أَنْ أَمُوتَ. |
| Burada öylece savunma pozisyonunda kış boyunca açlıktan ölmeyi mi bekleyeceğiz? | Open Subtitles | لذا نجلس هنا , نصد غاراتهم ونموت جوعا خلال الشتاء ؟ |