Bazıları için, korkulan seçim şiddeti öncesinde, sadece mahalle dayanışması oluşturmaktı. | TED | وكان للبعض بمثابة بناء حي متماسك قبل الخوف من العنف الانتخابي. |
Ruslar muhtemelen öncesinde Magazin'e ya da şeker fabrikasına uğramış olacaklar ki hepsinin eli şeker ve çikolata doluydu. | Open Subtitles | ويبدو أن الروس كانوا قبل المعركة فى مخزن للطعام أو فى مصنع للحلويات لأن ملابسهم كانت ملئ بالحلويات والشوكولاته |
Pekala, bir bakarım. öncesinde odamın ortasında durup kendimi öldürmeliyim. | Open Subtitles | سوف ألقي نظرة أولاً سأوقف المياه بعدها سوف أقتل نفسي |
Ama içimizden bir ses öncesinde saldırıya uğradığını ya da işkence gördüğünü söylüyor. | Open Subtitles | لكن هناك أمر يجعلنا نعتقد بأنه اعتدي عليه أو عُذب أولاً |
Bundan aylar öncesinde bana bunun gibi tehdit mesajları gönderiyordu. | TED | قبلها بعدة أشهر كان يرسل لى رسائل تهديد مثل هذه. |
O gün 2,000 kişiye beşlik çaktı, ve bunun öncesinde ve sonradında ellerini yıkadı böylece hastalanmadı. Bu da izin alınmadan yapılmıştı, | TED | أعطى 2000 إشارة باليد ذلك اليوم، وغسل يديه قبلها وبعدها ولم يمرض. وقد تم القيام بذلك دون إذن، |
Evet, iş zamanı ama öncesinde bana bir öpücük ver bakalım. | Open Subtitles | حسنٌ، علي صنع الدونات، لكن أوّلاً أمنحيني تلك القبلة يا أخـتي. |
Times Meydanı, gündüz yapılacak Atom Bombası tatbikatından saniyeler öncesinde normal yoğunluğundaydı. | Open Subtitles | ميدان التايمز لايزال مزدحمًا كعادته قبل ثواني من تدريب القنبلة النووية النهاري |
öncesinde de beni terk etmişti ama her zaman geri dönerdi. | Open Subtitles | كانت بالفعل تهجرنى مرات عديده قبل ذلك لكنها كانت دائما تعود |
Bundan birkaç sene öncesinde komik komik konuşan başka bir çocuğu anımsıyorum. | Open Subtitles | و انا اتذكر قبل بضع سنوات هنالك شاب جديد يتحدث بشكل مضحك |
Bize bir yol gösterdiniz, daha öncesinde hiç görmediğimizi bir gerçek. | Open Subtitles | لقد أوضحتوا لنا طريق .. حقيقة لم نراها من قبل أبداً |
Ama öncesinde beni ateşleyecek başka suçlar duymam gerekiyor. | Open Subtitles | لربّما، لكن أولاً أحتاج لسماع جرائمكم الأخرى لأتحمس |
Ama öncesinde gelir kaynağımızla ilgilenebilir miyim? | Open Subtitles | ولكن يمكن أن أذهب لأحفظ مصدر دخلنا الوحيد أولاً ؟ |
Fakat öncesinde, profesyonel futbol komisyonu ligi büyütme planlarını duyurdu. | Open Subtitles | لكن أولاً ، مفوض كرة القدم الاحترافية أعلن عن خطط لزيادة عدد الفرق |
Ama zaten öncesinde savaşa 100.000 asker yollandıysa bu sayı fazla gelemeyecektir hatta göreceli olarak yetersiz, fark yaratmayacak bir sayıdır. | TED | ولكنه لا يبدو كبيراً جداَ، إنه ليس كافياً نسبياً، ولن يشكل فرقاً إن كنت قد أرسلت قبلها 100,000 جندي. |
Yetenekli bir öğrenciydi ama kabul edilmesinin sebebi Peseshet’in ve daha öncesinde babasının da kâtip olmasıydı. | TED | إنه طالب واعد بشكل خاص، ولكنّ تم قبوله للدراسة لأن بيسشيت ناسخة، وكذلك أبوها من قبلها. |
Adama istediğini ödedim. öncesinde veya sonrasında hiç olmadı. | Open Subtitles | ولم يحدث هذا الأمر قبلها أو منذ هذا الحين |
öncesinde yapmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | أظنّنا بحاجة لبضعة أمورٍ أوّلاً. |
Bunun öncesinde, Rus devleti için dışişleri bakanı olarak çalışmış. | Open Subtitles | وقبل ذلك عمل فى وزارة الشؤون الخارجية للحكومة الفيدرالية الروسية |
Binlerce yıl öncesinde, hayvanları evcilleştirmeye başladık. Onları iş, mühimmat ve yoldaşlık etmeleri için eğittik. | TED | حيث بدأنا نستأنس الحيوانات منذ آلاف السنوات، دربناهم للقيام بأعمال أو ليكونوا سلاح ما أو ليكونوا رفقاء لنا. |
ve onları öncesinde barbut masasında teşhis ettim. | Open Subtitles | و تعرفت عليهم في وقت سابق عند طاولة القمار |
öncesinde, sizinle konusmak istiyorum. | Open Subtitles | اولاً انا اريد الحديث لكما حسناً ؟ |
Tekrar barıştığımızda, hatta daha da öncesinde sana bir daha yalan söylemeyeceğime dair söz verdim. | Open Subtitles | حين عدنا لعلاقتنا معًا، وحتّى قبلئذٍ عاهدت نفسي ألّا أكذب عليك مجددًا. |
İki yıl önce kalp spazmı geçirdim, öncesinde hiçbir belirti olmamıştı. | Open Subtitles | لقد تعرضت لمرض قلبي قبيل سنتين دون سابق إنذار |
Doğum öncesinde benimle değil, onunla birlikteydin. | Open Subtitles | لقد أخذت مكاني في الليلة التي سبقت الولادة كنت معها هي وليس معي أنا |