Bu daha çok, acele yapılmış hesaplamaya dayalı bir önsezi. | Open Subtitles | حسناً، إنه أكثر من حدس استناداً إلى بعض الحسابات السريعة |
Buna ne istersen de - bir önsezi, kadın içgüdüsü. Ludwig daha fazla şey biliyor. | Open Subtitles | أدعوه حدس النساء يعرف لودفيج أكثر مما يظهر |
Bir önsezi üzerine hareket ediyorduk. Çabuk davranmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كنا نتتبع حدس كان يجب ان نتصرف بسرعه |
Birçoğumuzun muzdarip olduğu bir önsezi yetersizliğinden bahsedeceğim. | TED | سأقوم بالتحدث عن فشل الحدس الذي يعاني معظمنا منه. |
Tamam, bir önsezi üzerine gidiyorum ama bu bilgiyi nereden aldığımı sormaman gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً! أتبع حدسي لكن لا تسألني أنّى لي معلوماتي |
Biliyor musun , ben bir önsezi vardı Ben bugün burada görmek istiyorum . | Open Subtitles | اتعرفين,كان لدى هاجس اننى سأراك هنا اليوم |
Bazen bırakman gerekir. Her önsezi işe yaramaz. | Open Subtitles | لقد حان الوقت بأن نمضي قدماً ليس كل إحساس يكون صحيح |
Benimki sadece bir önsezi ama bana bunun için 24 saat verebilir misiniz? | Open Subtitles | لكن أظن هناك ما هو أكثر، إنه مجرد حدس لكن هل أستطيع أخذ يوم لمعرفة ذلك؟ |
Sadece bir önsezi Hank ama ya bu kız Yeni Thomas ise? | Open Subtitles | إنه مجرد حدس يا "هانك" ولكن ماذا "لو كانت هي "نيو توما |
Bir önsezi ile iki erkek, ilaçlı tecavüz ve meyankökü kalıntılarını araştırdım. | Open Subtitles | بناءاً على حدس , انا ادخلت بعض التفاصيل رجلين تاريخ التخدير و الاغتصاب و اثار عرق السوس |
Bakın bu bir önsezi sadece ama dün gece dolunay vardı. | Open Subtitles | انظرو هذا مجرد حدس لكن الليله الماضية كان قمرا مكتملا |
önsezi dolusun Ted. Ne diyebilirim? | Open Subtitles | انت لديك حدس قوي، ياتيد ماذا يمكنني ان اقول؟ |
İlki, zarar olasılığına karşı fevkalade bir toleransım var, diğer ise sağduyu, gelecekte ne olacağına ilişkin bir önsezi ve bence geleceğe yönelik bu önsezi iyi bir girişimciliğin yapı taşıdır. | TED | أولهم، أنه لدي درجة احتمال عالية للمخاطرة والثاني أن لدي غريزة جيدة حدس جيد عما سيحدث مستقبلا وأظن أن حدس المستقبل هذا هو جوهر ريادة الأعمال البارعة |
önsezi diyelim. Wilhemina bir şey söyledi de. | Open Subtitles | انه حدس فقط ,شئ ما قالته ويليمينا. |
Endişenin önüne geçemiyorum. Buna önsezi deyin... | Open Subtitles | لا استطيع المساعدة ، لكن قلقة ادعوه حدس |
önsezi gibi. Olabilecekleri hissetti sanki. | Open Subtitles | و كأنه حدس شعرت أن شيئاً ما سيحدث لها |
Seni bir davaya verdiğimde, bana önsezi değil, kanıt getireceğinden emin olmak isterim. | Open Subtitles | عندما أضع لك زمام المبادرة في هذه الحالة، أريد أن تأكد إنكم تحملون لي الأدلة، وليس الحدس. |
Bu önsezi bir Tüm görüş miyop noktası dayanmaktadır. | Open Subtitles | حسناً ، لكن كل هذا الحدس مستند على وجهة نظره |
önsezi? Önsezilerini takip eden bir adam? | Open Subtitles | حدسي , رجل من تلى حدبه؟ |
Bir önsezi. | Open Subtitles | انه هاجس الورود حمراء |
Bu daha çok bir önsezi. Ben iyi olacağım. | Open Subtitles | إنه حقاَ أكثر من إحساس داخلى سأكــون بخير إذهبى. |
Bu bir önsezi değil. Burada bir laboratuar dolusu ölü hayvan var. | Open Subtitles | ليس حدساً سأرسل لك المعلومات بالفاكس لدي مختبر مليء بحيوانات ميتة |
Tüm yapmam gereken ruhsal önsezi. | Open Subtitles | كل ما علي فله هو الحصول ان بصيرة روحانية |
Tamam, sen bir önsezi alana kadar devam edelim. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن نستمر بالمحاولة حتى تتضح لكِ رؤيا |
İster önsezi de, ister bunca yılın getirdiği tecrübe kocandan korktuğuna dair hislerim var. | Open Subtitles | أدعيه بالحدس أو سنوات من الخبرة، ولكن شعرتُ بأنّكِ خائفة من زوجكِ. |
Bir önsezi ile Hazel Haibach'ın eski dairesine taşınan yeni kiracıyı aradım. | Open Subtitles | بناءًا على حدسٍ ما قد قمت بإستدعاء المستأجرة الجديدة والتي انتقلت للعيش في (شقة (هيزل) و (هايباك |