ويكيبيديا

    "örnekler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العينات
        
    • عينات
        
    • الأمثلة
        
    • أمثلة
        
    • العيّنات
        
    • عينة
        
    • نماذج
        
    • النماذج
        
    • عيّنات
        
    • مثال
        
    • قدوة
        
    • عيناته
        
    • امثله
        
    • الامثلة
        
    • عينه ويرسلها إليكم
        
    Bilgi toplamak için zamana ihtiyacım var. Oraya inmeli ve bazı örnekler toplamalıyım. Open Subtitles أنا فى حاجة للحصول على معلومات، يجب علىّ الهبوط إلى هناك وجميع العينات
    Benim gibi yaşlı bir Eisbiber'dan daha iyi örnekler vardır. Open Subtitles هناك الكثير من العينات الأخرى أفضل من شخص عجوز مثلي
    Bunlar yaşam boyu iş gücünden hayatta kalabilecek en iyi örnekler. Open Subtitles هذه مجرد عينات أولية التي يمكنها النجاة لعُمرِّ كامل من العمل
    Biz de bir laboratuvar kurduk 18 tekerlekli bir karavanın arkasına kurduk laboratuvarı ve onu daha iyi örnekler çıkaracağımız çalışma alanımıza götürdük. TED فقمنا ببناء مخبر .. مخبر على قاطرة من 18 اطار .. واخذناه الى موقع التنقيب لكي نحصل على عينات افضل
    Böylece sizlere bu örgütsel ağ adalarından örnekler verdim ama ağlar sadece büyük olduklarında ilgi çekici hale gelirler. TED بالتالي هذه الأمثلة التي ضربتها لكم هي هذه الجزر من الشبكات المتداخلة. والشبكات مثيرة للإهتمام إذا كانت هي كبيرة.
    örnekler gösterip duruyorum, herkes var olan şeyleri yeniden kullanıyor. TED أواصل عرض أمثلة حيثُ يعيدُ الجميع كل شيء في الموقع.
    Böylece bu fırsatı Jonas'ın tümöründen ve bedeninin diğer kısımlarından örnekler toplamak için kullandım. TED ﻟﺬﺍ ﺍﺗﺨﺬﺕ ﻫﺬﻩ ﺍﻟﻔﺮﺻﺔ ﻷﺟﻤﻊ ﺑﻌﺾ ﺍﻟﻌﻴﻨﺎﺕ ﻣﻦ ﻭﺭﻡ ﺟﻮﻧﺎﺱ وايضا بعض العينات من اماكن اخرى بجسده
    doğru soruları sorarak, bu türlerin populasyon büyüklükleri, alt populasyonları ve populasyon yapıları hakkında bilgiler verebiliyorlar. Ama eldeki örnekler çok az. TED ويمكنهم ان يطرحوا أسئلة جيدة ويُمكنهم اخبارنا عن التعداد والقطعان والهيكلية لكنهم مُقيدين بنٌدرة العينات
    Bu yoldan bir sürü örnekler aldık ve laboratuvarda test ettik. TED و قد أخذنا مجموعة من العينات من هذا الطريق و أخضعناها للاختبار في المعمل
    Sonra örnekler üzerinde eskitme yaptık, üzerlerine birçok yük bindirdik, indiksiyon makinemizde onardık ve tekrar onardık ve tekrar test ettik. TED قمنا باستهلاك هذه العينات أخضعناها لأعباء عالية، عالجناها باستخدام آلة التحريض عالجناها و اختبرناها مجددا
    Bu, görülecek yerler veya genetik örnekler az olduğunda, türleri izlememize yardımcı olur. TED وهي تساعدنا في تتبع الأنواع في حالة ندرة المشاهدات أو العينات الجينية.
    Radyoaktif örnekler alır ve onları araştırırım. Open Subtitles أنا عالم أحيائى إننى أدرس العينات المشعة
    Ve bunu başardık ta. Çok daha iyi örnekler elde ettik. TED وهكذا فعلنا .. وحصلنا فعلا على عينات افضل
    Veteriner çağırırsanız, çiftliğinize gelip domuzlarınızın ağız ve burunlarından örnekler alır. TED وإن استدعيت طبيباً بيطرياً، هو أو هي ستزور مزرعتك وتأخذ عينات من أنف وفم الخنازير.
    Yani plan toprağı kazmak ve örnekler almak ve bu örnekleri fırına koymak ve gerçekte onları ısıtmak ve hangi gazların çıkacağına bakmak. TED إذاً الخطة تقتضي بأن نقوم بحفر التربة و أخذ عينات نقوم بوضعها في فرن و تسخينها و نفحص ما هي الغازات التي ستصدر عنها.
    Ve bu fikir için bariz örnekler havadaki kuşlar. TED وأحد الأمثلة الواضحة جدا لتلك الفكرة، هي تلك الطيور هنا.
    İşte bunlar 80 lerin sonundaki aktif sistemlerden bazı örnekler. TED هذه بعض الأمثلة من هذا النظام وهو يعمل في أواخر الثمانينيات.
    Ve yan tarafta her zaman gördüğünüzle alakalı size yardımcı olacak örnekler olacak. TED وعلى الجوانب سيكون هناك دائمًا أمثلة كثيرة عما تراه تحديدًا، للمساعدة في الإرشاد.
    Kültürel araçları kullanma yetisinin yaygınlaştığı başka radikal örnekler de var. TED لديك أمثلة جذرية أخرى حيث القدرة على إستخدام المعدات الثقافية تنتشر.
    Ayrıca sudan aldığımız örnekler tıpkı toprak gibi suyun da besin yönünden zayıf olduğunu gösterdi. Open Subtitles تشير العيّنات أنّ الماء فقير كمصدر للغذاء، مثل التربة.
    Bir kaç bin insandan aldığım örnekler, dünyanın dört bir yanında az miktarda insan, TED وهي مبنية على عينة من بضعة آلاف من البشر فحسب، وهي تشكل حفنة من سكان العالم،
    Bütün bu elemeler hayvan örnekler üzerinde gerçekleşir. TED إن كل تلك التجارب تحدث على نماذج حيوانية.
    Ciddi bir mücadeleydi, ve aslında biyolojiden gözlemlediğimiz örnekler ipuçların çoğunu verdi. TED لقد كان تحدياً كبيراً وقد كانت النماذج من الحياة الطبيعية هي التي اعطتنا لمحات عن كيفية العمل على ذلك المشروع
    Bazı bilimsel örnekler almak için geldik. Sizin için bir sakıncası yoksa. Open Subtitles نحن هنا لكى نحصل على عيّنات علمية و حسب
    Yani bence onlar çok güzel örnekler keşif ve tasarımda denemeler için. TED لذلك، فهم مثال رائع، كما أعتقد، على الاكتشاف و التجريب في التصميم.
    Çocukların doğru tercihlerde bulunmalarına destek olmak için onlara iyi örnekler sunmalıyız. Open Subtitles لنساعد الأطفال في الإختيارات الصحيحة فهم يحتاجون قدوة جيدة
    Thomas'ın bu kadınların 11 tanesi ile bağlantılı olduğunu gösteren DNA kanıtımız var. Senin evinden ve 96 yılındaki kulübeden aldığımız örnekler eşleşiyor. Yalan söylüyorsun. Open Subtitles لدينا أدلة حمض نووي يربط توماس بـ11 من اولئك السيدات طابقنا عيناته من منزلكِ وتلك البناية الخارجية من عام 1996 أنتِ تكذبين
    - ..."Zillowzilla"? - Doğru örnekler değiller. Open Subtitles زيلوزيلا تلك امثله سيئه
    Bunu bulmak çok zor. Belki sizde bazı örnekler vardır. TED يصعب الحصول عليه .. ربما يوجد بعض الامثلة عنه
    örnekler alarak WINPAC'deki dostlarına teslim ettim. Open Subtitles "يشترى عينه ويرسلها إليكم في "وينباك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد