Bazen tamamen yabancı gibi geliyorlar ama onlarda özel bir şey var. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ترى غرباء ولكن يكون هناك شيء خاص بالنسبة لهم |
Bazen tamamen yabancı gibi geliyorlar ama onlarda özel bir şey var. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ترى غرباء ولكن يكون هناك شيء خاص بالنسبة لهم |
Sonraki şarkımız için, turne menajerimiz sevgilisine özel bir şey yapmak istedi. | Open Subtitles | بالنسبة إلى الأغنية القادمة أراد مدير جولتنا أن يقدم شيئاً مميزاً لحبيبته |
Sizlere özel bir şey vermeden buraya gelmemem gerektiğini düşündüm. | TED | أعتقدت أنه لا يمكن أن آتي هنا دون أن أعطيكم شيئا خاصا. |
Bana birkaç gün ver, sana özel bir şey bulayım. | Open Subtitles | سيستغرق الأمر عدة أيام لكني سأجد لك شيئا مميزا |
özel bir şey değil. Güzel evimiz için makarna yaptım. | Open Subtitles | لا شيء خاص , مجرّد معكرونة جلبتُها من مطعم عادي |
Doğum gününde, aramızda özel bir şey olur mu? | Open Subtitles | هل يمكن أن يحدث بيننا شيء خاص في يوم عيد ميلادك؟ |
Aynısı mı olmalı yoksa özel bir şey mi? | Open Subtitles | هل يجب أن تكون مثلها تماما أم تريد شيء خاص ؟ |
Buradaki son gecemiz için yapmak istediğin özel bir şey var mı? | Open Subtitles | أهنالك شيء خاص ترغبين بفعله بليلتكِ الأخيرة هنا؟ |
Çocuklar, şimdi gerçekten özel bir şey göreceksiniz. | Open Subtitles | حسنا، أنت الأولاد حول لرؤية شيء خاص حقا. |
özel bir şey olsun istedim. Çocuklar bana zaman ayırmış. | Open Subtitles | أردت شيئاً مميزاً الأولاد يقيمون حفلة من أجلي |
Zaten onuncu yıldönümümüz, özel bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | هذا عيد زواجنا الـ 10 يجب أن نفعل شيئاً مميزاً |
Sende özel bir şey sezdiğim için seninle anlaşmıştım Nat Cole ya da Charles Brown gibi çaldığın için değil. | Open Subtitles | لقد اتفقت معك لأني شعرت أن بك شيئاً مميزاً و ليس لأنك تشبه نات كول أو تشارلز براون |
özel bir şey deneyelim. Timmy, bunları dene. | Open Subtitles | لنجرب شيئا خاصا نوعا ما ارتدى هذا , تيمى |
Bu ilk Noel'imiz ve sana özel bir şey vermek istedim. | Open Subtitles | انه عيد راس السنة الاول لنا واردت اعطائك شيئا مميزا |
Grupların akustik çalmasını temsilciler çok seviyor. özel bir şey bu. | Open Subtitles | المتعهدون سيعجبهم حقاً عندما تغني الفرقة بشكل غير موصول, شئ خاص |
Bu yüzden, sadece bir haftamız kaldıysa sahip olduğum en özel arkadaş için özel bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | لذلك فكرت إذا كنت أملك أسبوع واحد لأعيشه بطريقة صحيحة، فأريد القيام بشيء مميز مع صديقي المقرب جداً. |
- Her erkeğin içinde özel bir şey vardır, değil mi Sana? | Open Subtitles | هناك دائماً شيء خاصّ في كُلّ ولد، ألَيسَ كذلك سنا؟ |
Benimle konuşmak istediğiniz özel bir şey var mı, Komiser? | Open Subtitles | هل هناك شيء محدد تريد التحدث معي بشأنه ملازم ؟ |
Merhaba. Çok özel bir şey arıyorum. Sizde varmış diye duydum. | Open Subtitles | مرحباً , أنا أبحث عن شيئاً خاصاً سمعت أنه عندكِ |
Sıradan bir Pazar günüymüş gibi geçireceğiz, özel bir şey yapmayacağız. | Open Subtitles | تعلمون, فقط عاملوه و كأنه يوم أحد عادي لا شيء مميز |
Ona özel bir şey inşa edeceğimizin sözünü verdim ve başardık da. | Open Subtitles | وعدتُه أنّنا سنبني شيئاً خاصّاً وبنيناها |
- Bana gerçeği söyle aptal. - özel bir şey yoktu. | Open Subtitles | اخبرني بالحقيقه ايه الغبي ليس هناك شيء معين |
Sana özel bir şey teklif ediyorum. Çok özel bir şey. | Open Subtitles | انا اعرض عليك شي مميز, شي مميز جدا. |
Önemsediğimi göstermek için ona özel bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | أتعلم, لقد أردت أن أقوم بشئ مميز لا أريها أنّني أهتم.. |
Burada aslında özel bir şey yapmadık, sadece koleksiyonu besledik. | TED | ولم نقم بشيء خاص حقيقةً، فقط قمنا بتزويد الآلة بالمجموعات. |