Onu tuttum ve üzgün olduğumu söyledim. Bunu yapmak istemediğimi biliyordu. | Open Subtitles | ضممته ، وأخبرته أنني آسف وكان يعلم أنني لم أقصد ذلك |
Çok üzgün olduğumu bilmeni isterim. Herkes benden nefret etmiştir. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف أنني آسف لابد أن الكل يكرهني الآن |
Tim seni ziyarete gelmediği için, ne kadar üzgün olduğumu söylemeye geldim. | Open Subtitles | مررت لأخبرك أنني آسفة لأن تيم لم يحضر لرؤيتك |
Olaylara üzgün olduğumu söylemek istedim. Harika. | Open Subtitles | أردت إخبارك أني آسف حول ما آل إليه الأمر |
Piyanonu kaybettiğin için üzgün olduğumu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط أريد أن أقول أني آسفة حقاً لأنّ عليك التضحية بالبيانو |
üzgün olduğumu söylemek istedim. Lütfen, söyle ona. | Open Subtitles | أردت إخبارك بأنني آسف رجاءاً، إخبري ديفيد |
Bu sefer ne desem boş. Ne kadar üzgün olduğumu söze dökemem. | Open Subtitles | لمرة واحدة ، لا أجد ما أقول لكي أبدي أسفي لهذا الأمر |
Onlara üzgün olduğumu söyle. Yapmak zorunda olduğumu söyle. Bana dokunulmazlık önerdiler. | Open Subtitles | فقط أخبرهم انني اسف لما كل ما قد فعلته معهم |
Şimdi fark ettim ki Nate'e olanlardan dolayı gerçekten üzgün olduğumu hiç söylemedim. | Open Subtitles | ادركت بأنه لم اقل لك بأني آسف لما حدث لنايت |
-Dostum, üzgün olduğumu söyledim, sen de bunu yapmayacağını söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أنني آسف وأنت قلت بأنك لن تقوم بذلك |
Öncelikle, baban için ne kadar üzgün olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | في البداية، أود أن أقول أنني آسف للغاية بشأن والدك. |
Efendim, size ne kadar üzgün olduğumu anlatmam imkansız. | Open Subtitles | سيدي. أنا غير قادر على القول أنني آسف بشكل رهيب |
Küçük Anwen'e de üzgün olduğumu söylerdim ama aslında çok sevdim. | Open Subtitles | و " آنوين " الصغيرة أنني آسفة لكنني أحببت ذلك كثيراَ |
Dinle, gitmeden önce, üzgün olduğumu belirtmek isterim. | Open Subtitles | اسمعي، أردت فقط أن أقول قبل مغادرتي، أنني آسفة جدا |
Vanessa, üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Böyle olmasını istememiştim. | Open Subtitles | أريد أن اقول أني آسف لم أقصد أن يصبح الأمر هكذا |
Piyanonu kaybettiğin için üzgün olduğumu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط أريد أن أقول أني آسفة حقاً لأنّ عليك التضحية بالبيانو |
-Şey, o konuda söylediklerim için gerçekten çok üzgün olduğumu bilmeni istiyorum, Gina. | Open Subtitles | بالنسبة لذلك, أريد أن أخبرك بأنني آسف جداً على كلماتي |
Bebek olayını duydum da çok üzgün olduğumu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | لقد سمعت عن موضوع الطفل بأكمله وأردت إخبارك بمدى أسفي |
- Ona şimşekle çarptığım için üzgün olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | اخبريها انني اسف لانني اصبتها بالبرق لا تقلق |
Dinle, sadece çok üzgün olduğumu söylemek istedim. Sorunum ne anlamıyorum. | Open Subtitles | انصتي، أردتُ القول بأني آسف لا أعلمُ ما خطبي. |
Buraya da sana üzgün olduğumu ve yolun sonuna geldiğimi söylemek için geldim. | Open Subtitles | جئتُ لأقول أنّي آسف. وأنّي إنتهيت. |
Geçen gün için üzgün olduğumu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أردتُ اخبارك بأني آسفة على ما بدر مني في الأيام الماضية |
Kathy'ye üzgün olduğumu ve elimden geldiğince çabuk gelmeye çalışacağımı söyler misin? | Open Subtitles | اخبر كاثي بأنّي آسف وأنا سأكون هناك قريبا. |
Senin için anlamı olur mu bilmem ama üzgün olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | لا اعرف إن كانت ستعني الكثير لكن إن كانت تستحق , أردت أن اقول بأنني آسفة |
Tüm bunlar yanlış, tamam ben sadece dün için üzgün olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | كل هذا خطأ أنا أريد أن أعتذر عن ما حدث في الأمس فقط |
Dinle, üzgün olduğumu söyledim. Hayır, söylemedin. Her neyse. | Open Subtitles | .. ــ اسمعي، قلت لكِ إنني آسف لذا ــ لا، لم تقل ذلك |
Ona çok üzgün olduğumu, özellikle de bugün bizzat konuşamayacağımı söyle. | Open Subtitles | أخبريها أننى آسف جداً لكننى لا أستطيع العودة إليها بشكل شخصى ليس اليوم من بين كل الأيام |