Burada olup şehirlerin geleceği hakkında konuşmak, şehirler hakkında konuşmak büyük bir onurdur. | TED | انه لشرف كبير أن أتواجد هنا لأتحدث عن المدن لأتحدث عن مستقبل المدن |
şehirler biziz. Aristo eski dünyada demişti ki, "İnsan, politik bir havandır". | TED | المدن هي نحن. قال أرسطو في العصر القديم: الإنسان هو حيوان سياسي. |
En iddialı hayallerimizden daha iyi şehirler yaratacaklarına eminim, bu konuda iyimserim. | TED | أنا واثق، أنا متفائل، أنهم سيجعلون المدن أفضل من أكثر أحلامنا طموحاً. |
Bu orta, büyük, mega ve hiper şehirler neye benziyor? | TED | الآن، كيف تبدو هذه المدن المتوسطة والكبيرة والعملاقة والجد عملاقة؟ |
Başka ülkeler görmek istiyorsun. Büyük şehirler, dağlar ve okyanuslar. | Open Subtitles | تريدين رؤية بلاد أخرى مدن كبيرة، جبال عالية، محيطات واسعة |
Ve şehirler arası ağların tümü tek bir amaç taşır, insanlığın 21. yy'daki bir numaralı önceliği: sürdürülebilir şehirleşme. | TED | وجميع هذه الشبكات التي بين المدن مكرسة لغرض واحد، الأولوية رقم واحد للبشرية في القرن ال21: هي التحضر المستدام. |
İnsanlar için yapılmış şehirler istiyoruz. Yürüyebileceğimiz ve bisiklet kullanabileceğimiz yerler. | TED | بل نريد المدن من أجل الناس حيث يمكنهم السير واستعمال دراجاتهم. |
Ancak bu gitgide zorlaşıyor, çünkü şehirler pürüzsüz hale geliyor. | TED | لكن يصبح هذا الأمر صعبًا، لأن المدن بدأت تصبح ملساء. |
şehirler çok kırılgan hâle gelirlerse çökebilirler düşebilir ve yıkılabilirler. | TED | عندما تصبح المدن شديدة الضعف يمكن أن تنهار، وتتعثر وتفشل. |
Bu şehirler mücevher gibi parlıyor, otobanlar ise ışık ağlarıyla sarmalanmış. | TED | تتألق تلك المدن كالجواهر، تتحدد الطرق السريعة عن طريق شبكات الضوء. |
şehirler ardı ardına krize sürüklenirken çocuklar telaşla tahliye ediliyordu. | Open Subtitles | عمليات إخلاء عاجله لأطفال المدن الواقعه فى مجال الغارات الجويه |
Bu olağanüstü şehirler, dokuzuncu ve onuncu yüzyıllarda terk edildi. | Open Subtitles | تلك المدن الرائعة , هجرت في القرن التاسع , والعائر |
şehirler demir parmaklıklarla çevrildi ve gece boyu silahla gözetiliyor. | Open Subtitles | المدن موجودة خلف أسياج و تتم حمايتها بالأسلحة طوال الليل |
- Buradan birkaç saat uzaklıkta çok güzel şehirler var. | Open Subtitles | هناك الكثير من المدن الجميلة على بعد ..بضع ساعات فقط |
Böylece bana kalırsa Detroit gibi şehirler platformlar. | TED | وبهذه الطريقة، أعتقد أن المدن عبارة عن منصات وبالتحديد مدينة ديترويت هي منصة |
Ama şehirler hakkındaki şaşırtıcı şey sahip oldukları değer, onları inşa etme bedelinden çok daha fazla. | TED | لكن الشيء المدهش بخصوص المدن انها تساوي اكثر بكثير من التكاليف اللازمة لبنائها. |
İlki: şehirler biyolojinin bir parçası mı? | TED | الاول هو .. هل المدن جزء من البيولوجيا ؟ |
şehirler yalnızca sizin etkileşimlerinizin ve bizim etkileşimlerimizin, ve bireylerin gruplaşması ve kümeleşmesinin bir tezahürüdür. | TED | المدن هي عبارة عن مظهر مادي لتفاعلاتك تفاعلاتنا وتجمع وتجمهر الأفراد |
Kendi sistemimiz dışındaki gezegen sistemleri parıldayan ışıklarını gördüğümüz ancak caddelerinde yürüyemediğimiz uzak şehirler gibidir. | TED | الأنظمة الكوكبية خارج نظامنا مثل المدن المتباعدة التي يمكننا رؤية تلألؤ أضوائها، لكن لا يمكننا المشي في شوارعها. |
Bunun gibi şehirler hakkında hikâyeler duymuştum ama hiç bir tanesini görmemiştim. | Open Subtitles | ,لقد سمعت عن مدن كهذه من قبل لكنني لن أرى واحدة أبداً |
Sorumuz ise, bunların herhangi biri şehirler ve şirketler için doğru mudur? | TED | السؤال هو : هل أي شيء من هذا القبيل صحيح بالنسبة للمدن والشركات ؟ |
İnanıyorum ki, gerçekten sürdürülebilir evler ve şehirler inşa etmek ancak bu yapıları doğaya bağlamakla mümkündür, doğadan izole etmekle değil. | TED | وأعتقد أن الطريقة الوحيدة الممكنة لنا لتشييد منازل حقيقية ومدن مستدامة هو ربطها بالطبيعة ، لا عزلها منها. |
New York ve benzeri şehirler insan teknolojisinin birer zaferidir. | Open Subtitles | إنتصارات التقنية البشريّة بمدن مثل نيويورك.. |
Bazı şehirler bizim gibi kurnaz sokak akıllısı yaratıklarla lanetlenmiştir. | Open Subtitles | بعض المُدن مُجتاحة من مخلوقات ماكرة وعقلانية مِثلنا تماما ً |
Ve, kuş yumurtlamayı hatalı yapar, ötücü kuşlar kitle halinde ölür, şehirler sessizliğe bürünür. | TED | وبدأ تأثير ذلك يظهر عليه .. فأصبحت قشور بيوضه هشة جداً فصوت العصافير .. اختفى .. والمدن باتت صامتة .. |
Öyle harika şehirler yapabiliriz ki yayılmaya engel olabilir ve gerçekten doğayı koruyabiliriz. | TED | يمكننا بناء مُدن مذهله كهذه التي قد تُثبط من التمدد وتقوم فعلاً بحماية الطبيعة. |
şehirler yanıyor, çöküyor. | Open Subtitles | مدنه تحترق, شبابه يموت |
Ancak şehirler, sahip oldukları kötü yönlere rağmen, aynı zamanda çözümdürler. | TED | ومن جهة أخرى فالمدن على الرغم من المنظور السلبي الذي يطلق عليها فهي تمثل حلاً أيضاً |