Onunla karısı hakkında konuşmaya çalıştım ama bir şey söylemedi. | Open Subtitles | اعني, حاولت التحدث معه عن زوجته ولكنه لم يقل شيئاً |
"Hala sokaklarda yürüyen insanlar vardı, kimse bir şey söylemedi. | Open Subtitles | كان هناك أُناس يتحركون في الشارع لم يقل أحدهم شيئا |
İş arkadaşlarının beni gözlediğini biliyordu ve bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لإحتقار أخّي علم أن زملائه كانوا يراقبونني ولم يقل شيء |
O hiç bir şey söylemedi, ama elimde ayna olmadığına onu inandırdım. | Open Subtitles | لم تقل شيئا ولكنى مقتنعة انها خمنت ان هناك مرآة فى يدى. |
Chloe ve ben bir saat bavul açtık ve hiçbir şey söylemedi bana. | Open Subtitles | رتبت أغراضي لساعة مع كلوي لساعة ليلة أمس ولم تقل شيئاً |
Aslında bir şey söylemedi ama eve geldiğinde Fantasia'daki mutlu hippoları anımsatan bir dans yapıyordu. | Open Subtitles | هو في الواقع لم يقل شيئا لكنه عندما عاد للشقة قام برقصة أعادت إلى ذهني رقص أفراس النهر في فيلم فانتازيا |
Aman Tanrım. Olumlu bir şey söylemedi mi? | Open Subtitles | رباه، ألم يقل شيئاً إيجابياً على الاطلاق؟ |
Bana bir şey söylemedi. Kano'nun nerede saklandığını biliyor. | Open Subtitles | نعم ، ولكن لم يقل شيئاً أنه يعرف أين يختبئ كاينو |
Aslında bir şey söylemedi sadece kaşıyla o hareketi yaptı. | Open Subtitles | لم يقل شيئاً في الواقع، بل حرّك حاجبايه كعادته |
Başta hiçbir şey söylemedi. Ben zorladıktan sonra konuştu. Tamam. | Open Subtitles | هو لم يقل أي شيء كان هذا فقط بعدما حثثته |
Ve bu reklamlar bu kadar kötüyse, neden Gilliam bir şey söylemedi? Howard Stern en iyisi! | Open Subtitles | وإذا كانت هذة ألإعلانات سيئة لماذا جيليم لم يقل شيء |
Hayır, Ezra bir şey söylemedi zaten. Migrenin için kullanıyormuşsun. | Open Subtitles | كلّا، لم يقل شيء كهذا عنكِ، قال إنكِ مُصابة بالصداع النصفي |
Annem, onun hakkında tek kötü şey söylemedi. Ama, ben, onu hiç affedemedim. | Open Subtitles | لم تقل أمي شيء سيء عن ذلك الشخص, لكنني لم أستطع أن أسامحه. |
Bir şey söylemedi. Ama bir hafta kalır herhalde. [MÜZİK BİTER] | Open Subtitles | لم تقل أي شيء عدا أنها ربما ستبقى لأسبـوع، وإن يكن. |
Üzgünüm evlat, bir şey söylemedi yapacak bir şey yok. | Open Subtitles | آسف يا بني . أنها لم تقل شيئاً حتى أنا عاجز عن فعل شيء |
Evet, ama bana hiçbir şey söylemedi. | Open Subtitles | لقد كانت تثق فيك نعم, ولكنها لم تقل شيئا |
Ne pompalı tüfek ne de ihtiyar köpek hakkında bir şey söylemedi. | Open Subtitles | و لم يقل شيئا عن اطلاق الرصاص . و لا عن الكلب العجوز |
Söylemesi gerekirdi. Ama hiçbir şey söylemedi. | Open Subtitles | إنهم يخبرونكِ ولكنها لم تقل شيء |
Lily hiçbir şey söylemedi. Neden ona sormuyorsun? | Open Subtitles | ليلي لم تخبرني بشيء ، لماذا لا تسألها وحسب ؟ |
Kısaca beni sevdiğini söyledi ve tüm insanlar gidene kadar fazla bir şey söylemedi. | Open Subtitles | هو ببساطة أخبرني انه يحبني ولكنه لم يقل الكثير الا عندما رحل كل الناس |
O konuda bir şey söylemedi, sadece yerini söyledi. | Open Subtitles | لم يقل شئ عن هذا لقد أخبرنا بالموقع وحسب |
Şimdiye kadar Jacoby herhangi bir şey söylemedi, fakat bana kalırsa Terry onu konuşturmaya yaklaşıyor. | Open Subtitles | حسنا، حتى الآن جيكوبي لم يقل شيئًا لكني أعتقد أن تيري بدأ يأثر فيه |
Yok, paraya ihtiyacın olduğu haricinde hiçbir şey söylemedi. | Open Subtitles | لا هو لم يتحدث بشيء الا انه قال انك تحتاج للمال |
- İyi olduğunu söylemek için aradı, ama başka bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لقد اخبرنا انه بخير ولكنه لم يخبرنا بأى شىء اخر |
Bana bir şeyler söyleyebilecek olan adam hiçbir şey söylemedi, sonrada Missouri Nehri'nde boğulup gitti. | Open Subtitles | الشخص الذي كان من الممكن أن يخبرني بشيء، لم يخبرني بشيء ومن ثم أغرق نفسه في نهر ميزوري |