Çünkü aslında yaptığım şey şirketin yarım milyon dolar tasarruf etmesini sağlamak olmuştu. | Open Subtitles | لأنه في الحقيقة ما فعلته كان أني وفرت للشركة نصف مليون دولار لهذا |
Kubbeyi yapan şirketin sahibi benim ancak bu konumuzun dışında. | Open Subtitles | انا ادين للشركة التي صنعت القبة ولكن هذا لا يهم |
Mehra Mobilya hakkında hiçbir şey bilmediğin için de şirketin maddelerini okuman gerek. | Open Subtitles | ولأنك لا تعرف شيئاً عن أثاث ميهرا.. عليك أن تقرأ عن أدب الشركه.. |
Öyleyse, bana bir şirketin, küçük bir şirketin, büyüklüğünü söylerseniz, Walmart'ın büyüklüğünü tahmin edebilirim. | TED | اذا قمتم بإخباري عن حجم بعض الشركات ,بعض الشركات الصغيرة لكان بالامكان التنبؤ عن حجم وول مارت |
CA: Ama bu şirketin o zaman için şirketin gelirinin önemli yüzdesini oluşturuyordu. | TED | ك.أ: ولكن ذلك كان يُمثل جزًء كبيرًا من إيرادات الشركة في ذلك الوقت. |
Ofis depolarına yerleştirilmiş PBX santraller o şirketin telefon santrali gibidir. | Open Subtitles | المكاتب التي تحتوي على غرف لها فوائدها مقسم أتصالات لشركة بأكملها |
Artık patron sen olmasan da şirketin halka açılan yüzü sensin. | Open Subtitles | حتى لو لم تكن المسؤول بعد الان مازلت الوجه المعروف للشركة |
Hele ki milyar dolarlık şirketin üst düzey yöneticisi olduklarına nadiren rastlanır. | Open Subtitles | وهو مائل إلى الندرة بأنهم يشغلون وظائف كمتحدثين رسميين للشركة ببليون دولار |
Yok hayır tüm evin şirketin uydu bölümüne dönüşmesini istiyorum. | Open Subtitles | كلّا ، أريدُ المنزلَ بالكامل أن يكونَ .قسم تابع للشركة |
Ayrıca, şirketin 25. yıldönümü projelerini planlamak için 24 saat yeterli gelmiyor. | Open Subtitles | لتخطيط الأحداث لذكرى الشركه الخامس والعشرون أربع وعشرين ساعة في اليوم لاتكفي.. |
Tek bildiği şey teklifi hangi şirketin yaptığını içeren bilgiyi ulaştırması gerektiği. | Open Subtitles | كل ما يعلمه انه سيوصل معلومات عن الشركه التى حصلت على العرض |
Genç ve deneyimsiz Apple, Xerox gibi çok daha olgun ve büyük bir şirketin yasal suçlamasından sağ çıkabilir miydi? | TED | فهل كان لآبل الشابة والعديمة الخبرة أن تنجو من الهجوم القانوني من من هم أكبر بكثير وأكثر نضجاً من الشركات مثل زيروكس؟ |
Yani bu akranlar var ve onlar servisi ve ürünü getiriyorlar ve şirket de şirketin iyi yaptığı şeyleri yapıyor. | TED | اذاً لدينا الأقران الذين يقدمون الخدمات والمنتج, والشركة التي تفعل الأشياء التي تفعلها الشركات. |
Bu şirketin aşırı şişkin emeklilik fonunda yetmiş beş milyon nakiti var. | Open Subtitles | هذه الشركة تُخصّص 75 مليون دولار معاش تقاعدي قد أفرطت في تمويلهـا |
Beni öldürürsen, ikinci bir şansı olur! O güçlü bir şirketin CEO'su. | Open Subtitles | لو قتلتني، فإنّه سيبدأ من جديد إنّه الرئيس التنفيذي لشركة ذات سُلطة. |
Elinde şirketin verdiği bir silahı tutarken çizilmiş resmine bakıyorum. | Open Subtitles | و انا انظر إلى واحدة منهم فيها انت تحمل مسدس الخاص بالشركة |
şirketin hedefleriyle örtüşmeyen kendi kişisel planları olan biri olsaydı? | Open Subtitles | إنسانة لديها أجندة عملها الخاصة بها ، و ليست متزامنة مع أهداف شركتنا |
Naziklik ve saygı bir şirketin performansını artırmada kullanılabilir. | TED | يمكن استخدام الدماثة والاحترام لتعزيز أداء المؤسسة. |
Senin şirketin onları hiç umursamadığı için, ve sen de sistemin bir parçası olduğun için, sen de umursamıyorsun demektir. | Open Subtitles | بما أن شركتكِ لا تهتم بهم وأنتِ جزء من النظام، هذا يعني بأنكِ لا تهتمين أيضاً. |
Evet, ben de bizim şirketin satış rekorunu kırdım işte... | Open Subtitles | أجل , تعلمون لقد حطمت الرقم القياسي للمبيعات في شركتي |
şirketin ilk 10 yılına ait bütün kayıtlar burada. | Open Subtitles | جميعُ سجلاتِ الشركةِ لأول 10 سنوات موجودة هنا |
Çok kısa süre önce Prof. Kim Seung Hyun cinayetinin zanlısı, otobüs şirketinin... Otobüs şirketi sahibi Bay Kim, şirketin önünde öldürülmüş olarak bulundu. | Open Subtitles | و منذ قليل المشتبه به في قضية قتل البروفيسور , الرئيس كيم و قد تم العثور عليه مقتولا أمام شركته |
Yapmaya çalıştığım şey, hayatını adadığı bir ilacı kaynakları onu tamamlamak için yeterli olan bir şirketin ellerine bırakmak. | Open Subtitles | ما أرغب بفعله هو وضع العقار الّذي كرّس حياته من أجله في أيدي الشّركة الّتي تملك مصادر كافية لإنهائه |
Bu, Multi-Health Systems gibi bir şirketin elindeki verilerle ne yapacağını bilmediğinden değil. | TED | وذلك ليس لكون شركة مثل أنظمة الصحة المتعددة لا تعرف ما تفعله بالبيانات. |
İsviçreli bir şirketin ürettiği bir saat, O yüzden Swatch diyorlar. | Open Subtitles | شركه سويسريه اخترعت تلك الساعه لذلك سموها سواتش |