ويكيبيديا

    "- onu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لقد
        
    • أنا
        
    • كان
        
    • لم
        
    • يجب
        
    • سوف
        
    • لقد تركتها
        
    • النار عليه
        
    - Onu oradan çıkarmam için gereken kağıtları vereceğini söyledin. Open Subtitles ـ لقد قلت أنك ستساعدني في الحصول على الأوراق لاخراجها.
    - Onu geri gönderdiler. En azından denediler. - Ve o şimdi ne? Open Subtitles لقد أعادوه , على الأقل حاولوا لكن ليس بالطريقه الأخرى وماهو الأن ؟
    - Doğru iz üzerinde olabiliriz, Binbaşı. - Onu öldürebileceğini söyledin. Open Subtitles ربما يكون لديك فكرة أيها الميجور لقد قلت أنها قد تقتله
    - Onu iki gündür görmüyorum. - Ben de seni arayacaktım. Open Subtitles أنا لم أره منذ يومين كنت على وشك أن أتصل بكم
    - Onu şimdi verebilirsin. - Sen ayrılırken İmparator nasıldı? Open Subtitles يمكنك أن تعطيها له الآن كيف كان الإمبراطور عندما غادرت؟
    - Onu ben onarabilirim. - Bir klaksonu olduğunu bile bilmiyordum. Open Subtitles استطيع اصلاح هذا انني حتى لم اكن اعرف ان بها بوق
    - Simmons'a anlattıklarını bize anlatabilir. - Onu bulman gerek önce. Open Subtitles هو قد يخبرنا ما أخبر به سيمونس يجب أن تجده أولا
    Hayır. - Onu yakıp tanrıya bağışlanmamız için dua edelim. Open Subtitles ـ كلا ـ سوف نحرقه و نصليّ معاً صلاة المغفرة
    - Onu kesinlikle orda görmek isteyecek.. - yürümemeliyiz artık.. Open Subtitles لقد كانت تحرص على ألا نعود للمنزل وكانت تتمنى ذلك
    - Onu hemen ameliyata alıyoruz. Akciğeri delinmiş, iç kanaması var. Open Subtitles سنأخذه إلى الجراحة الآن، لقد عانى من رئة مثقوبة ونزيف داخليّ
    - Onu trene ölüme yolladın. - Benim yönlendirdiğimi mi sanıyorsun? Open Subtitles لقد أرسلتيها لتموت فى هذا القطار هل تظنين أنى قدتها لا
    - Onu sallamamı söyledi ama. - Britanyalı onlar, böyle selamlaşıyorlar. Open Subtitles لقد قال لي أن أصافحه إنه بريطاني, إنهم يتكلمون بشكل مختلف
    - Onu bu beladan kurtardı. - Ona zarar gelmesine izin vermem. Open Subtitles لقد سحبت منه من خلال ذلك وأنا لن أسمح لأي شخص بأذيته
    - Onu takip ettik. 30 mil uzaktaydı. Yapabileceği bir şey yoktu. Open Subtitles لقد تتبّعنا أثره، وكان يبعد 48 كيلومتر، لمْ يكن له علاقة بذلك.
    - Onu takip ettik. 30 mil uzaktaydı. Yapabileceği bir şey yoktu. Open Subtitles لقد تتبّعنا أثره، وكان يبعد 48 كيلومتر، لمْ يكن له علاقة بذلك.
    Lütfen, kayıp uyuşturucu parasını duydum. - Onu çalan küçük hırsızları da. Open Subtitles أرجوك، لقد سمعتُ بأمر مال المُخدّرات المفقودة، وبأمر اللصّين الصغيرين اللذين سرقاه.
    - Anlamıyorum. - Onu bana bırak. Susan Chappell'ı kazandırman lazım bana. Open Subtitles أنا لا أفهم اترك الأمر لي أريدك أن تحضر لي سوزان حية
    - Onu şimdi verebilirsin. - Sen ayrılırken İmparator nasıldı? Open Subtitles يمكنك أن تعطيها له الآن كيف كان الإمبراطور عندما غادرت؟
    Bunu yapan manyak biri olmalı. - Onu bulup buraya getirmeni istiyorum. Hemen. Open Subtitles يجب عليك أن تصلي بشكل أفضل يجب عليك وضع حد لهذا الآن حالا
    - Onu idam edeceklerini biliyorsun. - Çinliler bir konuda haklılar: Open Subtitles أنت تعرف أنها سوف تعدمه الصين على حق حول شيء واحد:
    - Onu yalnız başına bıraktım. Bırakmamalıydım, biliyorum. Open Subtitles لقد تركتها بمفردها أعلم أنه لم يكن علي فعل ذلك
    - Onu vurursan, ben de seni vururum. Open Subtitles إذا أطلقت النار عليه سوف أطلق النار عليك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد