Görünen o ki, bilgisayarlar görüntü tanımada sinir ağları gibi algoritma öğrenen makineler sayesinde, hızla daha iyiye gidiyorlar. | TED | وكما تبيّن لاحقًا، فإن أجهزة الكمبيوتر تصبح أفضل في التعرف على الصور بفضل خوارزميات تعلم الآلة، مثل الشبكات العصبية، |
Neden insanların sosyal ağları böyle düzenli bir örgüye benzemez? | TED | لم لا نشكّل شبكات إجتماعية بشرية تظهر بشكل الشبكات المعتادة؟ |
Ama parmaklarının arasında bir yerde örümcek ağları olduğuna emindim. | Open Subtitles | ولكن كنت متأكد من يمكن أن أشعر الشبكات بين أصابعه. |
Yüksek performanslı bilişim ağları ile ve yakınlarınızda olan diğerleriyle niyetlerini anlamak için sürekliye yakın şekilde iletişiminizin olması gereklidir. | TED | يجب أن يكون لديك اتصال شبه مستمر مع شبكات الحوسبة ذات الأداء العالي والشبكات الأخرى القريبة لكي تفهم ما يقصدون |
Çocuklar bu gece izlerini sürerler, yarın da ağları yanımıza alırız. | Open Subtitles | الفتيان يمكنهم تعقبهم الليلة وغدا نحضر الشباك |
Öyle bir kaçışı vardı ki. sanki onu kurtarabileceğimizi biliyormuş gibi bize doğru yüzüyordu etrafındaki bazı ağları bile çıkarmıştı ve nefes almak için her su üstüne çıkışında arkasındaki o feci kanamayı görüyorduk. | Open Subtitles | رأيناه يحاول الهرب كان يسبح في اتجاهنا مباشرة إلى الشاطئ وتمكّن من تجاوز عدة شباك |
Afrika'ya ait bir söz var, "örümcek ağları bir araya geldiğinde, bir aslanı bile tutabilir." | TED | وهناك مثل افريقي قديم يقول عندما تتوحد خيوط شبكة العنكبوت يمكنها أن تأسر الاسد بذاته |
Tüm yayın ağları peşimdeydi ve farkı gazetelerden isteklerim vardı. | Open Subtitles | كل الشبكات تطاردني و تلقيت طلبات عديدة من صحف مختلفة |
Bu karbon nanotüp ağları çok hassas | TED | هذه الشبكات من أنابيب الكربون النانونية رقيقة جداً، |
Evet, bu oldukça basit ama gerçekten bundan alınan dersler kişisel alan ağları konusunda uygulanabilir. | TED | نعم، هذا سؤال تافه ولكن الدروس المستخلصة منه تنطبق على هذا النوع من الشبكات المحلية الشخصية. |
Bu yüzden biz de bağımsız ağları kendi CERNET ağımızda birleştirdik. | TED | لذا، وصلنا الشبكات المُستقلّة معًا في المختبر اﻷوروبي لفيزياء الجزيئات الخاص بنا |
Tel Aviv ve Abu Dabi'de bu gördüğünüz manyetik kapsül ağları gündeme gelmeye başladı. | TED | أبدت مدينتي أبوظبي وتل ابيب عن رغبتهما في تجربة هذه الشبكات المستقبلية المكونة من حجرات نقل مغناطيسية، |
Polis merkezleri doğrulukları denetlenmemiş algoritmalar kullanarak bu ağları izinsiz görebilir. | TED | تتمكن أقسام الشرطة حالياً من تفحص هذه الشبكات بطريقة غير منظمة، باستخدام خوارزميات لم يراع فيها الدقة. |
Ve bu ağları, bu yapı oluşumunun kozmik ağını görmeye başladınız. | TED | وتبدو هذه الشبكات في الظهور، بنية هذه الشبكات الكونية تتشكل. |
Fosil yakıt enerjisi ve büyük ölçekli üretimin yerine, yenilenebilir enerji ağları, dijital platformlar ve 3D matbaaya sahibiz. | TED | وعوضًا عن الوقود الإحفوري والصناعات العملاقة، لدينا شبكات للطاقة المتجددة، ومنصات إلكترونية، وطباعة ثلاثية الأبعاد. |
Ormanın gelişimini tetikleyen çürüme döngüleri var. Dahası ayaklarınızın altında resmen çevrenizeki bütün bitkileri birbirine bağlayan mantar ağları var. | TED | هناك فترات من الاضمحلال تقود نمو الغابات، وهناك شبكات من الفطر تحت قدميك والتي تربط حرفيًا جميع النباتات حولك. |
İşte bu yüzden, bence ağları olabildiğince güvenli inşa etmek en iyisi. | TED | لهذا أعتقد أنه من الأفضل لبناء شبكات تكون آمنة قدر الإمكان. |
Brownie. Boltchak ile diğer taraftaki ağları kontrol edin. | Open Subtitles | براونى أنت وبولشاك أفحصا الشباك على الجانب الاخر |
Bileğinden örümcek ağları atıp sallanarak dolaşır ya? | Open Subtitles | الرجل العنكبوت، يقذف الشباك من أرسُغه ويقوم بالتأرجح |
Daire biçimli ağları hepimiz biliriz ne kadar karmaşık yapılar olduğunu unutacak kadar. | Open Subtitles | الشباك الدّائريّة مألوفة لنا جداً بحيث نتناسى كم هي تركيب معقّد. |
Elbette, o zamanlar çocuklar ağları tamir etmek zorunda kalıyordu. | Open Subtitles | وبالتأكيد يعودون والاطفال يقومون بتصليح شباك الصيد الحقيقة |
Kimse girmemişti. Yalnızca eski okul kitapları, oyuncaklar, toz yığını, ve örümcek ağları vardı. | Open Subtitles | لم يكن بها سوى كتبه الدراسية القديمة و ألعاب تستجمع التراب و خيوط العناكب |