ويكيبيديا

    "aşılar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • اللقاحات
        
    • لقاحات
        
    • التطعيمات
        
    • اللقاح
        
    Bana açıklamam için izin verin. aşılar otizme neden olmaz. TED لكن دعوني أكون واضحةً للغاية: إن اللقاحات لا تسبب التوحد.
    Temiz su ve sıhhi tesisattan sonra, aşılar yaşan süremizi en çok arttıran teknolojidir. TED بعد تنقية المياه وتطهيرها، اللقاحات هي التقنية الأولى التي زادت عمرنا الإفتراضي وجعلت حياتنا تمتد أكثر.
    aşılar, çiçek hastalığı gibi korkunç bir hastalığı gezegenden yok ederken kızamık, boğmaca, çocuk felci ve bir çok hastalıklardan kaynaklı ölüm oranlarını da ciddi bir oranda azaltmıştır. TED فتمكنت اللقاحات من تطهير الكوكب من مرض رهيب مثل الجدري وساعدت على تقليل عدد الوفيات بشكل كبير بالنسبة لأمراض أخرى مثل الحصبة، والسعال الديكي، وشلل الأطفال، وأمراض أخرى كثيرة.
    Önleyici aşılar üretilir ama tüm gripler genelde çok yayılmaz. Open Subtitles لقاحات معادية تصنع لكن ليس كل سلاسل الزكام تنتشر عالمياً
    Bu türlerin potansiyeli, kent kontrolünün ötesinde: yeni alaşımlar, yeni aşılar gibi. Open Subtitles امكانية وجود هذه الفصيلة كان من جراء معاهدة صلح حضارية معادن جديده ، لقاحات جديده
    Çocuklarımın, o aşılar yüzünden aptal olduğuna eminim. Open Subtitles انا متاكده ان تلك التطعيمات جعلت اولادي اغبياء
    Hala, aşılar yeterli düzeyde değil, çünkü çok pahalılar. TED مازال اللقاح غير متوفر بكميات كبيرة لانه مرتفع الثمن جداً.
    Neden o aşılar klinik denemelere şimdi giriyorlar? TED ولكن لماذا هذه اللقاحات تذهب للتجارب السريرية الآن؟
    aşılar genellikle yaşı küçük çocuklar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar veya menenjit salgınına açık kalabalık toplanma grupları gibi en riskli gruplara uygulanır. TED وهذه اللقاحات تُعطى للأشخاص الأكثر عرضة وخطراً كالأطفال وضعيفي المناعة أو الأشخاص في التجمعات الكبيرة حيث من الممكن أن تقع جائحة بالتهاب السحايا.
    Örneğin aşılar, bağışıklık sisteminizi stimüle ederek çalışırlar, bir patojene karşı güçlü bir tepkime elde etmek için. TED على سبيل المثال، تعمل اللقاحات بواسطة تنشيط جهازك المناعي لتوليد استجابة قوية ضد مُسَبِب المرض.
    Önemli bir nokta şu ki BCG büyük çapta ölçeklenebilir ve bildirilen aşılar arasında en iyi profillerden birine sahip. TED والأهم هو أن عصية كالميت غيران قابل للتطوير وهو من أأمن اللقاحات المتوفرة.
    Aşılama hazır olmadan önce virüs resmen sona erse bile mevsime bağlı olarak yeniden ortaya çıkabilir, böylece aşılar insanları korumaya devam edecektir. TED حتى إذا انتهت الجائحة رسميًا قبل ابتكار لقاح، قد يظهر الفيروس ثانيةً موسميًا، لذلك ستمد اللقاحات الناس بالمناعة.
    Yeni bir kuş suşunun kümes hayvanlarını etkilediğini ve aşılar için hiç yumurtamız kalmadığını düşünün. TED يمكنكم رؤية سلالة جديدة في الطيور تصيب أسراب الدواجن, و بالتالي لن يتوفر لدينا البيض لصنع اللقاحات.
    Her vaka için ayrı ayrı düzenlenmesi gereken çeşitli aşılar. Open Subtitles اللقاحات التي يجب أن تعدل لمناسبة كل حالة فردية
    Düşünmemiz gereken aşılar var. Open Subtitles فعلينا اكتشافه بأقرب وقت ممكن لإعطائك اللقاحات
    aşılar yarın gelecek. Bu herifle görüşen herkese ulaştırırız. Open Subtitles اللقاحات ستأتى غداً ,وسنعطيها لأي شخص تعامل معه
    Bozulma meydana gelmiş hatalı aşılar grip aşıları yerine yollanmış. Open Subtitles لذا بدلا من أن تقرر للتدمير اللقاحات المعيبه تم شحنها على أنها لقاحات للانفلونزا
    Diğer bir şirket ise üçüncü dünya ülkelerine makul fiyatlı aşılar sağlıyordu. Open Subtitles لقاحات بأسعار معقولة لدول العالم الثالث
    Geçtiğimiz on yılda sayılar tarihindeki en hızlı düşüşü gösterdiler ve "Evet, yeni aşılar geliştirip, onları dışarı çıkarıp, ulaştırmayı sağlayıp, ileri bir anlayışla bunları kullanırsak bir mucize yaratabiliriz." diyebilmek beni çok mutlu ediyor. TED في العقد الماضي، تهاوى ذلك الرقم سريعا بشكل لم يحدث في التاريخ، لذلك أحب حقيقة أن بإمكانك القول، حسنا، إن كان بإمكاننا اختراع لقاحات جديدة، إذا بإمكاننا توصيلها إلى هناك، استخدام أحدث فهم لهذه الأمور، والقيام بالتسليم على أكمل وجه، بذلك يمكننا أن نحقق معجزة.
    Bu 20 milyon farklı geni işleme tabi tutmayı veya oktan üretimi yahut tıbbi ürünler, yeni aşılar üretimi için işlemleri optimize etmeyi düşündüğümüzde, değişim başlatabiliriz. Küçük bir ekiple bilimin son 20 yılda yaptığından daha fazla moleküler biyoloji yapabiliriz. TED حينما تفكر بمعالجة هذه ال 20 مليون جين المختلفة، أو محاولة تحسين العمليات لإنتاج أوكتان أو المستحضرات الصيدلانية ، لقاحات جديدة، يمكننا أن نغيّر، فقط بواسطة فريق صغير، عمل أحياء الجزيئية أكثر من العشرين سنة الأخيرة لكل العلوم.
    Beynim aşılar yüzünden ve gezi için hazırlanma süresinde biraz karıştı bana numaralar yapıyor Open Subtitles إن عقلي مشغول بأمتعتي التي عليّ إحضارها و التطعيمات و هذه الأشياء قد تؤثِّروا على التفكير
    Çok az şey. Tek söylediği aşılar hakkında bir şey yazdığıydı. Open Subtitles ليس الكثير, كل ما أخبرني به أنه كان يكتب مقال عن التطعيمات.
    Bunları biliyorum çünkü okudum, aşılar sayesinde böylesine kötü bir salgın hastalığı yaşamadığımız için benim neslim şanslıydı. TED وأنا أعرف هذا لأني قرأت عنه، فبفضل اللقاح كان جيلي محظوظًا لعدم معايشته لوباء مروع مثل هذا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد