Adının Victor olmasına alıştı. İsmi söylendiği zaman kafasını çeviriyor ya da koşuyor. | Open Subtitles | لقد اعتاد على مناداته بفيكتور ويدير رأسه او يستدير عند سماعه |
Yedi yılın sonunda alıştı artık. | Open Subtitles | طبيعةَ زوج والدتك بعد سبع سنوات، اعتاد على الأمر، |
İlk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. | Open Subtitles | بدأت قليلا ببيع جسدها وبعدها اعتادت على المهنة |
Biz on iki senedir buradayız, bütün aile alıştı. | Open Subtitles | ،لقد مضى اثنيّ عشر عاماً و كلُّ العائلة اعتادت الأمر |
Mişka'ya alıştı, benim elimi yadırgıyor. | Open Subtitles | لقد إعتادت على ميشكو والآن تشعر بيد أخرى |
Doğruyu söylemek gerekirse , karım da daha önceden zengin olmamasına rağmen oldukça çabuk alıştı. | Open Subtitles | للأمانة، لم تنشأ زوجتي في عائلة ميسورة الحال أيضاً على الرغم من إنها إعتادت على ذلك بسرعة شديدة |
Bay Haig, Jake sizin yeni yaşam durumunuza alıştı mı? | Open Subtitles | تباً سيد "هيغ كيف حال تأقلم "جيك" مع سكنك الجديد؟ |
Eve alıştı... - Kimle konuşuyor? | Open Subtitles | ..لقد تأقلم في هذا المنزل - لمن تتحدث هي ؟ |
Yıllar içinde gözlerim alıştı. Karanlık, dünyam haline geldi ve görebilmeye başladım. | Open Subtitles | "وعلى مدى السنين، تأقلمت عيناي حتّى غدا الظلام عالمي وبتُّ أرى" |
Sanırım benim pek ortalarda görünmememe ve onun çözemediği bir yığın sorunum olmasına alıştı. | Open Subtitles | وأظنه اعتاد على عدم تواجدي وتواجد مشاكل كثيرة لا يستطيع حلها. |
Babasının zaman zaman uzaklara gitmesine alıştı ama bu sefer gelmeyecek işte. | Open Subtitles | لقد اعتاد على غياب والده ... لفترة طويلة من الوقت، لكن . لكنه لن يعود هذه المرة |
- Bence babam çoktan buna alıştı. | Open Subtitles | أعتقد ان والدي اعتاد على هذا الان |
Odamda uyumaya alıştı. Görünüşe bakılırsa, tüm yataklarımız doldu. | Open Subtitles | لقد اعتادت على النوم في غرفتي يبدو أنه لم يعد هناك فراش.. |
Gözlerim saldırılarına alıştı mı ne? | Open Subtitles | هل اعتادت عيناي على هجومك منذ المرّة السابقة؟ |
Bu yüzden, kendi gibi normal davranmaya alıştı sanırım. | Open Subtitles | اظن انها اعتادت على نفسها انه حطأنا اننا لم نجد حلا |
O kadar değil. Eşim yokluğuma alıştı. | Open Subtitles | ليس تماماً ، زوجتي إعتادت على غيابي |
Babasının gelmesine gitmesine alıştı. | Open Subtitles | إعتادت لوالدها أن يأتي ويرحل كثيرًا |
- Artık alıştı. - Peki ya çocuklar? | Open Subtitles | قد إعتادت على ذلك - و الأولاد؟ |
Şu anki haline oldukça çabuk alıştı. | Open Subtitles | لقد تأقلم مع وضعه الجديد بسرعة كبيرة |
Şu anki haline oldukça çabuk alıştı. | Open Subtitles | هو تأقلم مع الوضع الحالي |
Ama yıllar içinde, gözlerim alıştı ve görebildim. | Open Subtitles | "لكن مع تقادم الزمن، تأقلمت عيناي وتمكّنتُ من الرؤية" |
Daha çabuk alıştı. | Open Subtitles | لقد تأقلمت بسرعة اكبر |