Bu olaylar üzerinde çalışmaya başladığımda, bu garip anıların nereden geldiğini merak ediyordum. | TED | وعندما بدأت أبحث في هذه الحالات، وأتساءل، من أين تأتي هذه الذكريات الغريبة؟ |
Doktor eski anıların yenilerinden daha taze kalmasıyla ilgili diyor. | Open Subtitles | الطبيب يَقُولُ بأنّه شيءُ حول الذكريات الأقدم تُصبحُ هديةَ أكثرَ. |
Tüm anıların sonsuza kadar bir yerde olması güzel bir şey. | Open Subtitles | جميل أن تكون جميع ذكرياتك في مكان واحد، و إلى الأبد |
Birkaç gün sonra anıların ve sevdiklerin, hepsi solmaya başlayacak. | Open Subtitles | ،بعد يومين تقريباً ذكرياتك عن حياتك و أحباءك ستبدأ بالتلاشي |
Geçmişten gelen bu patlamalardan biriyle benimle ilgili anıların ortaya çıkacak. | Open Subtitles | كل ما سيتطلبه إنعاش ذاكرتك تجاهي هو إحدى ذكريات الماضي هذه |
Ama bir de anıların olduğu açık bir dosya var. | Open Subtitles | ولكن هناك هذا ملف واحد مفتوح وداخله قائمه من الذكريات |
anıların yok olmadı. Sadece bir kafeste, kilit altına alındı. | Open Subtitles | لم يتم تدمير تلك الذكريات ولكن تم وضعها في قفص. |
Virüsün ne olduğu bilinmese de sahte anıların yapısını tespit edebildik. | Open Subtitles | الفايروس قد يكون غير معروف لكننا تعرفنا على معمارية الذكريات الخاطئة |
Semantik olarak depoladıkların gerçeklerdir, epizodik de düzenli anıların bölümüdür. | Open Subtitles | لذا فالدلالات هي حقائق مُخزنة والعَرَضيات هي سلاسل من الذكريات |
Dahası, bilim insanı Eric Kandel bunları anıların nasıl depolandığını anlamak üzere araştırmasında kullandı. | TED | وفي الواقع، استخدمها العاِلم إريك كاندل في بحثه لاستيعاب كيف تُخزن الذكريات. |
Öncelikle anıların nasıl oluştuğuna bakalım. | TED | أولا، دعونا نلقي نظرة على كيفية تشكل الذكريات. |
Kendin ve anıların hakkında düşünürsün ve askıya geri dönmeden önce anılarını düzeltirsin ve kişiliğini değiştirirsin falan. | TED | وأنت تفكر في نفسك وذكرياتك، وقبل عودتك إلى التوقف تضيف ذكرياتك وتغير شخصيتك وهكذا دوليك. |
Ama sen beni sevdiğini düşünecek olursan anıların için sakın korkma nefesin tükeninceye kadar koşmaya cesaretin varsa | Open Subtitles | لكن إذا كنت تعتقد دائماً بأنك تحبني لا تكن خائف من أجل ذكرياتك تجاسر للركض أنت موجود في النفس الخارج |
Belki de bir kere yaptıktan sonra tüm anıların birden geri gelebilir. | Open Subtitles | للمرة الأولى , ربما جميع ذكرياتك سوف تبدأ بالرجوع .. |
Bütün çocukluk anıların sana küçükken anlattığım koca bir hikaye. | Open Subtitles | أن كل ذكرياتك الطفولية كانت جزء من قصة كبيرة اخبرتك بها وأنت صغيرة |
Uyandığında gördüğün el, çocukluk anıların ve geleceğin hakkındaki düşüncülerin, | Open Subtitles | اليد التي تراها عندما تستيقظ، ذكريات طفولتك ومشاعرك بشأن مُستقبلك. |
Karın ve kızın hakkındaki tüm anıların aslında yoktu, sadece bir hayaldiler. | Open Subtitles | جميع ذكريات حول زوجتك وابنتك كلها خاطئه وزائفه انهما كحلم |
En küçük objeler bile son derece güçlü anıların tetikleyicisi olabilir. | Open Subtitles | أحياناً حتى الأجسام العادية يمكن أن تسبّب ذكريات قويّة جدا |
Bunlar senin anıların. Onun hatırladıkları neler? | Open Subtitles | في هذا الوقت انمحت ذاكرتك ماذا عن ذاكرتها؟ |
Fakat aksine, ortaya çıkan senin anıların oldu. | Open Subtitles | لكن ، على العكس ، لقد بدأتِ فى فتح ذكرياتكِ |
Tipik olarak anıların başladığı ve bittiği yerlerdeki bağlantı anlarında. | Open Subtitles | نموذجياً، فإن مركزها هو نقاط مجتمعة حيث تبدأ الذكرى وتتوقف |
Senin engellenmiş anıların umurumda değil. | Open Subtitles | لا اهتمُ بشأن ذكرياتكَ المغلقة |
- anıların silinmiş. | Open Subtitles | لقد تم محو الذاكرتك |
Zihninde öylesin. Onlar senin anıların. Aynı görünüyorsun. | Open Subtitles | هذا عقلك ، وذكرياتك ، وبنفسك مظهرك |