Bana evlendiğini ve ne kadar zor bir durumda olduğunu anlattı. | Open Subtitles | و بالأخير أخبرني عن زواجه و عن الحفرة التي هو فيها |
Yardım etmem için bana sığındı. Bana her şeyi anlattı. | Open Subtitles | لقد أتى إلي طلباً للمساعدة ولقد أخبرني عن كل شيء |
Geçtiğimiz günlerde bana 1948 senesinde iki kız kardeşinin ve babamın tek başlarına bir botla İsrail'e seyahat ettiklerini anlattı. | TED | أخبرتني منذ وقت قريب أنه في عام 1948 سافر أبي و اثنتان من أخواتها على قارب إلى إسرائيل بدون أجدادي. |
Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini öğrettiklerini anlattı. Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç olabilir. | TED | أخبرتني أنهم يعلمون أولادهم أن يرفضوا أي شيء من أي شخص لا يعرفونه لأنه ربما ذلك الشخص يحتاجه أكثر منهم. |
Baban benim en sevdiğim vazomu kırdığın zamanı anlattı mı? | Open Subtitles | هل أخبرك والدك عما حدث عندما كسرَ زَهريِتي المفضله ؟ |
Annen, senin evinde kaldığında ona ne kadar iyi davrandığını anlattı. | Open Subtitles | قالت لي أمك كم كنتِ طيبة معها عندما بقيت في بيتك |
Bana bunu anlattı, ve anlatırken çok eğleniyor ve gülüyordu. | TED | لقد اخبرني هذه القصة وكان سعيداً بها و اخذ يضحك |
Ben senin altı gülümsemeni bilmiyorum. Bana onları Pete anlattı. | Open Subtitles | أنا لم أعرف شيئا عن إبتساماتك الستّة بيت أخبرني عنها |
Oh, Ajan Booth, Howard bana geçen yıl hayatını kurtardığınızı anlattı. | Open Subtitles | هاورد , أخبرني أنكم أنقذتم حياته السنة الماضية من دواعي سرورنا |
O yapmadı. Asla yapmaz. Bana anlattı ve ben de inandım. | Open Subtitles | إنه لم يفعلها، لم يكن ليفعلها لقد أخبرني بذلك وأنا صدقته |
Katliamdan sonra bana her şeyi anlattı. Onunla gelmemi istedi. | Open Subtitles | أخبرني عن كل شيء بعد المذبحة أرادني أن أرحل معه |
Sonra Kaptan benim anlattığımdan daha farklı bir hikâye anlattı. | Open Subtitles | ثم أخبرني القبطان بقصة تختلف تماماً عن القصة التي أحكيها |
- Evet. Yeğenim bana düşündüğüm kadar aşağılık olmadığını anlattı. | Open Subtitles | ابنة أخي أخبرتني أنك لست بنصف التملق الذي ظننتك عليه |
- Annen anlattı, gösteriden sonra belki bir şeyler yeriz. | Open Subtitles | أمكَ أخبرتني عن هذا، ظننتُ بأستطاعتنا تناول لقمة بعد العرض |
Sonra bana gittiği her yeri anlattı ve gördüğü her şeyi. | Open Subtitles | وقد أخبرتني عن جميع الأقطار التي زارتها عن جميع ما شاهدت |
Sana olanları Rick anlattı. Rick benden nefret ediyor. Bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | "ريك" أخبرك بهذه الأشياء أنه يكرهني ، لطالما كرهني و أنت تعلم هذا |
Annen buraya ilk geldiğinde bana, kardeşinin bir şey keşfettiğini söylediğini, anlattı. | Open Subtitles | عندما جاءت لي أول مرة قالت لي ماقالته لك أختك عن اكتشافاتها |
Programı dinlediniz mi? Hayır. Ama Marco ne söylediğinizi bana anlattı. | Open Subtitles | ـ كلا ولكن ماركو اخبرني بكلامك ـ لقد اخبرك هو اذا |
Rahip bize vaiz olmakla ilgili komik bir hikâye anlattı. | Open Subtitles | حسناً ، الكاهن أخبرنا قصة مضحكة حول أنت تكون واعظاً |
Bu öğlen büyük bir kahramanlık yapmışsın, kızım anlattı. | Open Subtitles | كنت بطلا كبيرا عصر اليوم كما اخبرتني ابنتي |
Dr Vega bana her şeyi anlattı. Bunu nasıl yapabildin? | Open Subtitles | . الدكتور فيجا أخبرنى بكل شىء كيف فعلت هذا ؟ |
Dur bakalım orada! Niles, Daphne o hikayeyi sadece anlattı. | Open Subtitles | توقف هنا تعلم جيداً أنها أخبرتنا بالمجرد |
Sana henüz ne olduğunu anlattı, şimdi onu yalnız bırak! | Open Subtitles | لقد أخبركِ بالفعل ما حدث. الآن اتركيه في حاله |
Bana herşeyi anlattı. Tezgâha getirildiğini biliyorum. | Open Subtitles | لقد أخبرتنى بكل شىء أنا أعلم أنه تم الايقاع بك |
Çocuk ne söylediyse, o bana anlattı ...Duvardan bıçağa kadar. | Open Subtitles | ـ أخبرتني بما قاله الصبي ـ والسكين جاء من الحائط |
Peki sana, her şeyi onun başlattığını da anlattı mı? | Open Subtitles | هل أخبرتكِ أيضاً أنها هي التي بدأت هذا الأمر برمّته؟ |
Lewinsky bize şu taşıyıcı anneyle ilgili olanları anlattı. | Open Subtitles | لوينسكي اخبرنا انك ستقوم بموضوع الام البديله |
Adamlarım çocuklarının bağrışlarını anlattı Kurtların kemiklerini parçalarken, | Open Subtitles | رجالي أخبروني كيف أطفالك كانوا يصرخون كيف نزعت الذئاب عِظامهم |