ويكيبيديا

    "aynı zaman" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نفس الوقت
        
    • الوقت ذاته
        
    • نفس الزمان
        
    • نفس وقت
        
    • في نفس الفترة
        
    • نفس الفترة الزمنية
        
    • بنفس توقيت
        
    Tüm bildiğim düzenli olduğu ama asla aynı zaman dilimde değil. Open Subtitles أنا أعرف فقط أن تظهر بانتظام ولكن أبدا في نفس الوقت
    Tamam, hadi bu akşam tekrar deneyelim. Aynı yer, aynı zaman? Open Subtitles حسناً، لنحاول مرة أخرى، الليلة نفس الوقت ونفس المكان
    Biliyorsun her gün aynı zaman olmak zorunda. Tamam. Open Subtitles حسناً، تعلمين أن عليكِ تناوله نفس الوقت كل يوم؟
    Tüm okul arkadaşlarının okuldan aynı zaman diliminde çıkmasını sağla. Open Subtitles اتفق مع زملائك اللعينين لتخرجوا من المدرسة في الوقت ذاته
    aynı zaman ve aynı yerde mi? Open Subtitles في نفس الزمان والمكان؟
    Kilise çanlarının çalmasını dayanak alarak, fotoğrafın çekildiği zaman ile, kaydın yapıldığı zamanın aynı zaman dilimi olduğunu varsayacağız. Open Subtitles بناءاً على رنين أجراس الكنيسه سوف نفترض أن التسجيل تم عمله فى نفس وقت إلتقاط الصوره
    aynı zaman aralığında, bilgisayarların fotoğraflardaki insanları tanıma kabiliyeti 1000 kat geliştirildi. TED في نفس الفترة الزمنية، قد زادت قدرة الحواسيب على تعرف على الناس في الصور إلى ثلاثة أضعاف.
    Ve bulgularımıza göre, eğer arkadaşın obez olursa aynı zaman dilimi içinde senin de obez olma riskin %57 oranında artıyor. TED وقد وجدنا أنه، إذا كان صديقك يصبح سميناً، فان ذلك يرفع من مخاطر إصابتك بالسمنة لحوالي 57% في نفس الفترة الزمنية.
    Biliyor musun bilmem, coğrafyayı sevmezsin Los Angeles, San Francisco'yla hem aynı zaman diliminde hem de aynı eyalette. Open Subtitles وأنا لاأعلم أذا كنتى من محبى الجغرافية ولكن لوس أنجلوس ليست بنفس توقيت سان فرانسيسكو وحسب أنها فى نفس الولاية
    Anatomi ve patoloji bilimi bakış açısıyla karşılaştırmalı otopsi yapabilmek için ikizlerin aynı zaman dilimi içerisinde ölmüş olması gerekiyordu. Open Subtitles للفحص المقارن من وجهة نظر علم التشريح وعلم الأمراض التوائم كان لابدّ أن يموتا في نفس الوقت
    O nerede, ben orada veya aynı zaman ve enerjiyi NASCAR yarışlarını takip ederek harcayabilirim. Open Subtitles أو يمكنني أن أضيع نفس الوقت والجهد في متابعة سباق ناسكار
    Bu şeyi açmamızla aynı zaman. Open Subtitles نفس الوقت الذي قمنا فيه بتحطيم هذا الشيء
    Barış gücü çiftinin ölüp bir oğul bıraktıkları aynı zaman ve yer. Open Subtitles في نفس الوقت و المكان الذي تركا فيه الزوجان في قوات السلام إبنا
    Bu tam da telekinetik olarak yemekhaneyi dağıtmasıyla aynı zaman. Open Subtitles تماماً في نفس الوقت الذي أعادت فيه ترتيب الكافتيريا بالتحريك الذهني.
    Çok gerçek dışı, ama aynı zaman gerçek. Open Subtitles انا اعني انه سريالي جدا لكنه حقيقي في نفس الوقت
    Ataları, ilk küçük memelilerle aynı zaman zarfında ortaya çıkmıştı ve muhtemelen evrim geçirdikleri için -ve büyüyerek- memeli yırtıcıları gibi, aynı zamanda hayatta kalmayı başardılar. TED أسلافهم ظهروا في نفس الوقت تقريبًا الذي ظهرت به أولى الثدييات الصغيرة، ولربما استطاعوا النجاة لأنهم كانوا يتكاثرون وينمون في نفس الوقت الذي نمت فيه مفترساتهم من الحيوانات الثديية.
    aynı zaman diliminde çeşitli insan versiyonlarının var olması, dünyanın normal ve doğal bir hâlidir. Çoğumuzun içinde ilkel bir insan (Neanderthal) olduğu gibi. TED لكن الحالة الطبيعية لكوكب الأرض هي وجود أنواع مختلفة من البشر التي تعيش في الوقت ذاته لهذا معظمنا يحتوي على بعض مورثات "النياندرتال" بداخله
    aynı zaman... Open Subtitles في نفس الزمان
    Yani 10 yıl önce iki kişi hemen hemen aynı zaman hem de Lloyd'un Yeri'nde takılırken birden büyük başarı kazanıyorlar. Open Subtitles إذاً، شخصانينجحانفجأةمنذ10سنوات، في نفس وقت تسكعهم في حانة "لويد" و الذي يصادف أن يكون ملتقى طرق
    11. yüzyıl müzedeki sergiyle aynı zaman. Open Subtitles القرن الحادي عشر ... نفس وقت الذي تم به العرض في المتحف
    aynı zaman dilimi içinde dünya barışını sağlamış olsak kurtaracağımız can sayısından daha fazla. TED وهذا أكثر من الحيوات التي من الممكن أن ننقذها إذا حققنا السلام العالمي في نفس الفترة الزمنيّة.
    Ama bankalar kısa zamanda yeni şube açmanın daha ucuz olduğunu keşfettiler ve aynı zaman diliminde banka şubelerinin sayısı yüzde kırk arttı. TED لكن البنوك سرعان ما اكتشفت أنه كان أرخص لها فتح فروع جديدة، وشهد عدد فروع البنوكية ارتفاعاً بنسبة 40 بالمئة في نفس الفترة الزمنية.
    Bilmiyorum fark ettin mi ama, coğrafyanın iyi olmadığını bilsem de Los Angeles San Francisco ile sadece aynı zaman diliminde olmakla birlikte üstelik aynı eyaletteler. Open Subtitles وأنا لاأعلم أذا كنتِ من محبى الجغرافية ولكن (لوس أنجلوس) ليست بنفس توقيت (سان فرانسيسكو) فحسب أنها فى نفس الولاية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد