Ayrıca adam büyülü Çember'in bir üyesi değilse ve yolun bir yerinde gizli bir kapı inşa etmediyse cesedi ortadan nasıl kaldırdı? | Open Subtitles | فيما عدا لو كان عضواً من الدائرة السحرية و قام ببناء الباب السحري في مكان ما في الطريق كيف جعل الجثة, .. |
Daha da önemlisi sanırım Cole'u büyülü güçler kullanırken gördüm. | Open Subtitles | الأهم من ذلك، أعتقد أنني رأيت كول باستخدام القوى السحرية. |
Sen Charmed Ones vardır. Herkes büyülü topluluğundaki kullanıcıların sizi biliyor. | Open Subtitles | أنتم المسحورات ، كل شخص في . مجتمع السحر يعرف بشأنكم |
Nostos gölü. Suyunun, bir zamanlar ölmüş olanı geri getirebilecek büyülü özelliklere sahip olduğu söylenir. | Open Subtitles | يُقال أنّ لمياهها خصائصَ سحريّة بإمكانها أن تعيد ما خسرتَه. |
Eğer büyülü Ağaçlar Mağarası'na varırsan, bu tılsımla en ortadaki ağaca dokun. | Open Subtitles | إذا أنت وصلت لكهف الأشجار المسحورة قم بلمس الشجرة المتوسطة بهذه التعويذة |
Sahip oldukları bu büyülü sırrı öğrenmeden önce onları öldürelim. | Open Subtitles | هيا لنقتلهم قبل أن يعلموا الناس الحيلة السحرية التي يملكونها |
Güçlü büyülü bir varlık yakalamak ve en kapalı beslemek için algılayabilir" | Open Subtitles | لتلقتط و تتغذى على أقوى المخلوقات السحرية التي يمكنها أن تصل إليها |
Bir dakikada bekle, ben, ağlamak için büyülü güçlerimi kullanamaz mıyım? | Open Subtitles | انتظر لحظة .. الا يمكنني استخدام قواي السحرية لاستطيع البكاء؟ ؟ |
Beynin her şeyin mümkün olduğunu büyülü, başka bir boyutta işliyor. | Open Subtitles | عقلكِ يوجد في تلك الأبعاد السحرية الأخرى أين أي شيء ممكن. |
Saçmalama Linda. Kardeşim büyülü bir kabarcığın seni tekrar görmesini engellemesine izin vermez. | Open Subtitles | أخي لن يدع شيئًا كهذه الفقاعة السحرية تحول بينه وبين رؤيتك مرة أخرى |
Sanki Maris'in ruhundaki kırıkları tamir edecek büyülü bir iksir buldu. | Open Subtitles | هو كما لو أنّه مُكتَشَف الإكسير السحري لتَصليح الأجزاءِ المُحَطَّمةِ روحِها. |
Biliyorum, ama bu büyülü komitenin savaşı değil. Bizim savaşımız. | Open Subtitles | أعلم ، لكنها ليست معركة المجتمع السحري إنها معركتنا نحن |
O Kuzey Kutupluların tek büyülü şeyi bir depo dolusu parlak bir şeyler. | Open Subtitles | الشيء الوحيد السحري بأولئك سكان القطب الشمالي، أن تلك الحاوية مليئة بمواد براقة |
Ancak her şeyin mümkün olduğu büyülü bir diyarda yaşarmış. | Open Subtitles | لكنه عاش في أرض السحر حيث كانت كل الأشياء ممكنة |
Bu kuyudaki suyun, yerin altında bulunan bir gölden geldiğini söylerler ve o gölün de büyülü özellikleri var. | Open Subtitles | يُقال أنّ مياه البئر، مصدرها بحيرةٌ جوفيّة، و لتلك البحيرة خصائصُ سحريّة. |
Ve bunu kanıtladığımızda hep beraber büyülü Orman'a geri dönebiliriz. | Open Subtitles | و عندما نثبت ذلك، نستطيع العودة جميعاً إلى الغابة المسحورة |
Bu senin, en güçlü büyülerimizle kutsanmış büyülü bir bıçak. | Open Subtitles | لا جلك , لحن سحري مبارك مع سحر قوي المفعول |
Cadının sunduğu gül, gerçekten büyülü bir gülmüş, ve prensin 21. doğum gününe kadar canlı kalacakmış. | Open Subtitles | والزهرة التي قدمتها إليه كانت فعلا زهرة مسحورة وسوف تظل مزهرة حتى عامه الواحد والعشرون |
Irmak büyülü olsa da olmasa da Merlin'in hafiflemediği muhakkak. | Open Subtitles | مرلين ,بالتاكيد لن يصبح اخف وزنا نهر سحرى ام لا |
Kırık bir şeyi tekrar bütün hale getirebilecek büyülü kum. | Open Subtitles | رملٌ مسحور يستطيع أنْ يجعل الشيء المكسور يبدو كاملاً مجدّداً |
Hamile anne tehlikede ise, Sonra transfer bizim büyülü failsafe olduğunu. | Open Subtitles | وإذا تعرّضت أم حبلى للخطر فإن نقل الجنينين هو ضماننا السحريّ. |
Ne takip etmek ölümlüler için büyülü bir iz bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | و لا يمكننا أن نفعل شيئاً . سحرياً ليراه البشريون |
Romanın büyülü gerçekçiliği ile birleşince bu, aşağı doğru bir sarmal olarak bir tarih duygusu yaratır; karakterler kaçmak için güçsüzdür. | TED | ويتداخل مع الأحداث الواقعية الساحرة للرواية، ويعطي إيحاءً بأن التاريخ دوامة مستمرة لا تستطيع الشخصيات الفرار منه. |
Onu gördüğüm için çok şanslıyım, böyle büyülü bir ana tanık olmak ayrıcalık. | Open Subtitles | كنتُ محظوظة جداً لرؤيتهم، فأنا صاحبة إمتياز كبير لأشهد مثل تلك اللحظة السحريّة |
Yani,Brakebills den de büyülü siyah beyaz dan renkliye geçmek gibi | Open Subtitles | أعنى أكثر سحراً من بيركبيلز كالعودة للأسود و الأبيض فى الألوان |
Çocuklarla buraya taşınmayı planlıyordu... buradaki her türlü büyülü şeyleri hokus - pokus işlerini kafasına koymuştu. | Open Subtitles | لقد خططت للأنتقال الى هنا مع الاطفال .. مع ملىء رؤسهم بكل انواع السخافات حول الاشياء السحريه التى تحدث هنا |