Eğer şefinin buraya sabahtan gelmesini istiyorsan ve ofisini bıraktığı gibi dağınık bulursun, | Open Subtitles | لذا إن أردت أن يأتي قائدك صباحاً ويرى مكتبه غير مرتب كما تركه |
Paramı doğal olmayana yatırıyorum. Kadimlerin arkalarında bıraktığı bir silah gibi mi? | Open Subtitles | أراهن أنها ليست ظاهرة طبيعية سلاح من نوع ما تركه الإنشنتس ؟ |
Araziyi satın almak için fazladan para ihtiyaçları olduğunu söyledi bu yüzden Pederin bıraktığı 2500 doları ödünç verdim. | Open Subtitles | انت قلت لي انهم احتاجوا مزيدا من النقود لشراء الارض لذا اقرضت تلك الألفين وخمسمائة دولار التي تركها والتي |
Bu Çin porseleni ve danteller de. Babamın bana bıraktığı 50 altını unutmayalım. | Open Subtitles | وأمتلك كل هذه الأواني الخزفية والمفروشات الكتانية وخمسين جنيهاً ذهبياً تركها لي أبي |
George'un nişanlısını mihrapta senin için bıraktığı doğru değil mi? | Open Subtitles | في الواقع,اليس صحيحا ان جورج ترك خطيبته عند المدبح لأجلك؟ |
bıraktığı bütün kişisel eşyalar veya konut 30 gün sonra senin olur. | Open Subtitles | أى متعلقات شخصية تركتها فى منزلك تصبح ملك لك بعد 30 يوم |
Bu yüzden geride bıraktığı yumurtaların üzerine oturmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذا, كان عليّ أن أجلس على البيض الذي تركته خلفها |
Kardeş olarak birbirinize yardımcı olmalı ve babanızın size bıraktığı yolda ustalaşmalısınız. | Open Subtitles | كأخوين، يجبُ عليكما مساعدة بعضكما البعض وإتقان الدرب الذي تركه والدكما لكما. |
Sev ya da sevme, bana bıraktığı tek miras o. | Open Subtitles | يعجبني أم لا هذا هو الإرث الوحيد الذي تركه لي |
Kocasının bıraktığı mektup kadının kasasında durduğu sürece ne isterse ödeyeceğiz. | Open Subtitles | طالما هذا الخطاب الذى تركه زوجها موجود داخل خزانة الأمانات خاصتها سوف ندفع ما طلبته |
Babamın bütün dükkanını aynen bıraktığı şekilde sakladım. | Open Subtitles | حافظت على مخزن أبي بكامله بالطريقة التي تركه عليه |
Ama onu da beni 10 yıl önce nehrin kenarında bıraktığı gibi bıraktı. | Open Subtitles | و لكنه تركها كما تركنى على الجانب الآخر من النهر منذ عشرة أعوام |
Ne yani, şimdi babanın sana bıraktığı sorunu çözdün mü yani? | Open Subtitles | مفاجئة أوه,انتظري,هل تخبريني أنك حللت لتو المشكلة التي تركها أباك لك؟ |
Yani oğlunun geri dönme sebebi babasının geride bıraktığı ganimetleri aramak mıydı? | Open Subtitles | لذلك عاد ابنه لكى يبحث عن غنائم الحرب التى تركها والده ؟ |
Hürmet gösterdiği bir yeğeni var. Servetini ona bıraktığı farz ediliyoruz. | Open Subtitles | و الذي من المفترض أنه ترك له ثروته الهائلة |
Servetini ona bıraktığı farz ediliyoruz. | Open Subtitles | و الذي من المفترض أنه ترك له ثروته الهائلة |
Konuyu değiştirmek gibi olmasın ama babaannemin bana bıraktığı hediyeyi anlayamadım. | Open Subtitles | بدون أن أغير الموضوع لكنني لم افهم الهدية التي تركتها جدتي |
Bu izler, tabloyu sık sık yerinden oynatan ellerin bıraktığı izler. | Open Subtitles | هذه الأثار تركتها الأيدي التي تحرك الصورة غالباً |
Fakat, bunu yapmak için sadece üç günümüz vardı, ve elimizdeki tek kumaş başka bir mukimin geride bıraktığı yatak kılıfıydı. | TED | ولكن كان لدينا ثلاثة أيام فقط لصنعه، والنسيج الوحيد الذي نملكه كان غطاء لحاف قديم تركته أحد المقيمين وراءها. |
O zavallı ölü şeyin bıraktığı para da öyle | Open Subtitles | وأيضا المال الذي تركته لك القتيلة المسكينة |
Sanırım bıraktığı yerden bizim devralmamızı istiyor insanları kurtarmak, o şeyleri avlamak. | Open Subtitles | أظن أنه يريدنا أن نكمل من حيث توقف هو ننقذ الناس , نصطاد الأشياء |
Eğer bizden ilerideyse ve onu göremiyorsak o zaman onu görebilene kadar arkasında bıraktığı izi takip etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | إذا كان أمامنا ولا نستطيع رؤيته حينها سنقوم بتقفّي الأثر الذي يتركه حتى نستطيع رؤيته |
Evet. Ama bazen, dünyanın bizi uzun zaman önce geride bıraktığı hissine kapılıyorum. | Open Subtitles | أحياناً يأتينى إحساس بأن العالم تركنا وراءه منذ زمن طويل |
Bende bıraktığı yoğun duygu korkutucu bir saygı ve keyifti evrene ve bizim olabildiğine anlamaya çalışma gücümüze. | TED | ولقد تركني بشعور مكثف من الرهبة والبهجة من الكون وقدرتنا على الفهم بقدر ما نفعل. |
Bu kalıntıları ilk olarak 100 yıl önce keşfettik, ve o zamandan beri kendimizi Goa'uld'un geride bıraktığı sırlara çalışmaya adadık. | Open Subtitles | إكتشفنا هذه الأطلال منذ أكثر 100عام و منذ ذلك الحين كرسنا أنفسنا لدراسة الأسرار التي تركوها الجواؤلد ورائهم |
Çocuklarını koruması için annelerin arkada bıraktığı gözleri vardır. | Open Subtitles | انها العيون التي تتركها الأم لحراسة أطفالها |
Enfeksiyon kayboldu... ama enfeksiyonun bıraktığı hasar bununla yaşaman lazım. | Open Subtitles | لقد اختفى الإنتان لكنّ الضّرر الذي خلّفه الإنتان سيلازمك بقيّة حياتك |
Mona bunu avukata hiç yollamadı ama bu bizi karanlıkta bıraktığı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | اذا، مونا لم ترسل ذلك المحامي، لكن هذا لا يعني انها تركتنا فالظلام |
Sana miras bıraktığı bu dans göbeğini daha iyi haketmelisin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تستحقى أجراس الرقص التى تركتهم لكى |
Bu kadar büyük olduğunu, yarattığı etkiden ve bıraktığı kraterden anlıyoruz. | TED | نعلم أنها كانت بذلك الحجم بسبب الأثر الذي سببته والفوهة التي خلفتها. |