| 14 Kasım'da tam olarak ne olduğunu hatırlamayabilirim ya da 12 Mart'ta ya da şu anda arabayı otoparkta çalışırken bıraktığımı. | Open Subtitles | ربما لا أتذكر مالذي حدث في الرابع عشر من نوفمبر او الثاني عشر من مارس أو تركت السيارة شغالة في المواقف |
| Onlara ön koltukta taze bir paket çerez bıraktığımı söyle. | Open Subtitles | إخبرهم أني تركت علبة من البسكويت الجديد على المقعد الأمامي |
| Okulu bıraktığımı bilmiyorlar daha. | Open Subtitles | انهم لا يعلمون حتى الان باني تركت الكليه |
| Bu davayı alabilmek için dersinizi bıraktığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | .أشعرُ بأنني تركتُ مادتك لأجل هذه القضيّة |
| Hepsini arkamda bıraktığımı sanıyordum. Fakat geri geldi ve düşündüğümden daha güçlüydü. | Open Subtitles | ظننتُ أنّي وضعتُ كلّ ذلك ورائي، لكنّه عاد، وإنّه أقوى من السابق. |
| bıraktığımı düşünmüştüm, ama galiba bırakmamışım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّني تركت , لكنّي أظن بأنّني لم أفعل. |
| Her şeyi muntazam bıraktığımı bileceğim. Şimdilik onun için yapabileceğimin hepsi bu. | Open Subtitles | أعرف أنني تركت كل شيء فى نظام هذا كل ما أستطيع عمله لهم الآن |
| Dinle, kafamı kurcalayan bir şey var... ve, Atlantik üzerinde bir yerde dilimi bıraktığımı düşünüyorum.. | Open Subtitles | استمع، أنا مذهول وأعتقد تركت لساني في مكان ما عبر الأطلسي |
| Neden bu işi bıraktığımı hatırlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأت أتذكر لماذا تركت هذا العمل في البداية |
| Eşim bir yıl önce bıraktığımı sanıyor, bu yüzden eve gitmeden önce kıyafetimi değiştiriyorum, kokmuyor. | Open Subtitles | زوجتي تعتقد أنني تركت العمل منذ سنة لذا علي أن أغير الزي الرسمي قبل أن أذهب إلى البيت لكي لا تلاحظ الرائحة |
| Telefonumu Paris'te bıraktığımı biliyorsun. Kediyi annemlere bırakırken de bu telefonu aldığımı biliyorsun... | Open Subtitles | لقد تركت هاتفي في باريس ولهذا لم يكن معي في نيو يورك |
| Patronuma misafirini bir bataklıkta bıraktığımı mı söyleyeyim? | Open Subtitles | وما المفترض علي فعله؟ أخبر رئيسي أني تركت ضيفه في مستنقع؟ |
| Pekala, ailem Hukuk Fakültesini bıraktığımı bilmiyor, | Open Subtitles | حسناً. والداي لا يعلموا أنني تركت كلية القانون |
| Catherine, Fransa'dan dönmeme ihtimalime karşın, buradaki her şeyi nizam içinde bıraktığımı söylemek isterim. | Open Subtitles | كاثرين, لا بد أن أخبرك بأنني تركت الامور مرتبة هنا في حالة عدم عودتي من فرنسا |
| Bu akşam sana neden mesaj bıraktığımı açıklayacaktım. | Open Subtitles | كنت سأخبرك هذه الليلة وأشرح لك لماذا تركت لها تلك الرسالة |
| Bu kaleyi tüm gün çölde bu şekilde bıraktığımı hayal edin. | Open Subtitles | تخيل لو أني تركت هذه القلعة في الصحراء يوما كاملاً |
| Evet. O lekeyi bıraktığımı sanmıyorum, müfettiş. | Open Subtitles | أجل، لا أعتقد بأننى تركت هذه البقعة أيها المُحقق. |
| Telefonumu nereye bıraktığımı biliyorum ve... Artık orada değil. | Open Subtitles | أنا أتذكر أين تركت هاتفي ثم لم يعد موجوداً حيث تركته |
| İlk dönemimden sonra üniversiteyi nasıl bıraktığımı anlatabilirim. | Open Subtitles | يُمكنني أن أخبركم كيف تركتُ الكلية بعد فصل دراسي واحد |
| Hayır, hayatım. Onu bıraktığımı biliyorsun. | Open Subtitles | لا عزيزتي ، أنت تعرفين أنّي تركتُ ذلك |
| Flash diski aşağıda, otelin kasasında bıraktığımı tamamen unutmuşum. | Open Subtitles | أتعرف، لقد نسيتُ تماماً أنّي وضعتُ القرص الضوئي في خزنة الفندق بالأسفل. |
| İşimi kaybettim. Oturduğum yerde içkiyi niye bıraktığımı anımsamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | فقدت عملي، وأجلس هنا أحاول أن أتذكر لماذا أقلعت عن الشراب |
| Veri madenciliğini isteyerek bıraktığımı mı sanıyorsun? Hayır. | Open Subtitles | هل تعتقد فعلاً أنني توقفت عن التفتيش عن المعلومات بإرادتي؟ |