Bu tasvirde bağırsakları dışarıda. Bağırsakların içinde olduğu farklı tasvirler de görmüştüm. | Open Subtitles | هذا التوضيح بعينه يظهر أحشاءه متدلية لقد رأيت آخرين دون أحشاء بارزة |
Maalesef dedenizin bağırsakları patladı, bu da ağır bir kan zehirlenmesine yol açtı. | Open Subtitles | للأسف، انفجرت أمعاء جدكم، مما تسبب بتسمّم حادّ |
..ve bağırsakları dışına akmıştı. | Open Subtitles | عندما أخرجت أمعائه وقمت برميها في المزاريب |
Yanılıyorsak biz tıkanıklığı görmezden gelirken bağırsakları daha fazla yıpranabilir. | Open Subtitles | وإذا كنا مخطئين فقد تصاب أمعاءه بأذى أكبر بسبب تجاهلنا الإنسداد المعوي |
Sonra manyak bağırsakları Andy'nin omzuna atmış. | Open Subtitles | قبل أن يقوم هذا المجنون بحمل أحشائها علي كتفه |
bağırsakları diş macunu tüpü gibi götünden çıkana kadar ezildi. | Open Subtitles | يُهْرَس حتى خرجت أحشائه من مؤخرته مثل أنبوب معجون الأسنان |
Acımasızlığımızın kanıtlarını, arkamızda bıraktığımız kardeşlerinin karınları deşilmiş, bağırsakları çıkartılmış ve şekilleri bozulmuş cesetlerinde bulacaklar. | Open Subtitles | وسيكتشفون أدلّة على وحشيّتنا من خلال نزع أحشاء وتقطيع أوصال وتشويه جثث |
Gaddarlığımızın kanıtı, arkamızda bırakacağımız, bağırsakları çıkmış, organları parçalanmış ve tanınmaz hale gelen kardeşlerinin cesetleri olacak. | Open Subtitles | وسيكتشفون أدلّة على وحشيّتنا من خلال نزع أحشاء وتقطيع أوصال وتشويه جثث |
11. yüzyılda çekme ve dörde bölme olağan cezalandırma yöntemiydi, hatta ayrıca kurbanlarıyla işleri bitince bağırsakları çıkarır ve başını keserlermiş. | Open Subtitles | خلال القرن 11 السحب و التقطيع لأربع قطع كان نوعا شائعا من العقاب بالواقع كانوا يخرجون أحشاء |
Kahve küçük bağırsakları şişirip rahatsızlık verebilir. | Open Subtitles | قد تلهب القهوة بطانة الامعاء الدقيقه ويؤدي ذلك إلى أمعاء هائجه |
Ayrıca bağırsakları biraz naziktir, o yüzden ağır yemek yok. | Open Subtitles | كما لديه أمعاء لينه لذلك المؤكولات الخفيفة |
Meyve yiyenlerin bağırsakları, vücut boyunun dokuz katıdır hepçillerden üç kat daha uzundur. | Open Subtitles | تُعادل أمعاء آكلات الثمار 9 أضعاف طول جسمها مقارنة مع 3 أضعاف عند اللاحمة. |
ve, bilirsiniz, o Veena'yı bağırsakları ile de çalabilirdi. | Open Subtitles | و، كما تعلمون ، انه يلعب بشكل أساسي مع فينا أمعائه. |
Ve kuzenim bütün toksikleri bağırsakları yoluyla vücudundan attı. | Open Subtitles | و هو أزال فعليّاً كل السُميّة من جسده عبر أمعائه. |
bağırsakları kan kaynağının etrafında düğümlenmiş ve kan akışına engel oluyor. | Open Subtitles | أمعاءه إلتوت حول الأوعية الدموية، ماسبب حدوث إنسداد. |
Sopayla dövüldü, haşlandı, fileto oldu, camdan atıldı, kafası koparıldı, bağırsakları deşildi, | Open Subtitles | توفت بالضرب علي رأسها, بالغليان, قُطّعت إلي شرائح أُلقيت من النافذة بُترت رأسها نُزعت أحشائها |
Benevento Katedralinin kapısında onu tekrar görüyoruz... bu kez bağırsakları deşilmiş durumda. | Open Subtitles | هنا نراه أيضاً على عتبة أبواب كاثدرائية بينيفينتو وهذه المرة نرى أحشائه فد بُقرت |
bağırsakları çıkarmak şiddetli görünebilir ancak deniz hıyarları sadece birkaç hafta içinde bağırsak reaksiyonlarından kaybettiklerini yenileyebilir. | TED | قد تبدو عملية نزع الأحشاء جذرية، لكن باستطاعة خيار البحر تجديد ما فُقد بسب رد فعله الغريزي في غضون أسابيع قليلة. |
Çünkü birisini ezmiş ve adamın midesiyle bağırsakları ağzından dökülüyormuş. | Open Subtitles | لأنه سحق شخص ما حتى ،خرجت أحشاءه وأمعاءه من فمه |
bağırsakları iskemiye girebilir ya da daha kötüsü laksatif absorbe olabilir. | Open Subtitles | فقد تصاب أمعائها بنقص الدّم، أو أسوأ، بالانغلاف |
bağırsakları, derisi apandisi falan, ihtiyacım olan her şey mevcut. | Open Subtitles | لديها ما يشبه، الأمعاء والبشرة والزائدة الدودية... كل ما أحتاجه. |
Savaş kaybedilince; asıldılar, kelleleri kesildi, çekilerek dörde bölündüler ve... oh benim en sevdiğim, bağırsakları deşildi ve yakıldılar. | Open Subtitles | عندما خسرنا الحرب , كانوا سيكونون مشنوقين , ومقطوعي الرؤوس , ومربطين و,أه المفضل لدي , قطع أحشائهم وأحرقوا |
Mutlaka bağırsakları kontrol etmeliyiz... patolojik ipuçları için. | Open Subtitles | وسنقوم بتفحص الامعاء من اجل الافكار الباثولوجية |
Biraz önce bağırsakları dışarı çıkmış bir kız buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت فتاة نزع منها احشائها |
Büyürken bana hikayeler anlatırdı Insanları nasıl süngülediği, bağırsakları sarkarken nasıl koşarak nasıl kaçtıkları hikayeler... | TED | عندما كنت صغيراً، كان يحكي لي قصصاً عن كيف كان يطعن الناس بالحربة، وكانت أمعائهم تخرج من أجوافهم، ولكنهم يستمرون بالركض. |
bağırsakları dizlerine kadar sarkan ya da kafası kesik hiçbir adam kaçamaz. | Open Subtitles | لم يسبق وهرب رجلاً وأحشائه متدلية أو رأسه مقطوعة. |