Hayır, ben senin bundan bahsettiğini hiç duymadım, hepsi bu. | Open Subtitles | لا، لم أسمعك فقط تتحدث عنها هذا ما في الأمر |
- Neden bahsettiğini bilmiyorum. Türünüz ısıya karşı dayanıksız, değil mi? | Open Subtitles | لا أدرى عما تتحدث إنكى من الكائنات التى تخاف من الحراره |
Neden bahsettiğini bilmiyorum, yemin ederim. Bununla bir ilgim yok. | Open Subtitles | لا أعرف عما تتحدث أقسم أني لا شأن لي بهذا |
Kimden bahsettiğini biliyorum sanırım. İntihara meyilli, şiirler yazan tuhaf bir kız. | Open Subtitles | أعلم ما الذي تتحدثين عنه إنها فتاة كاتبة قصائد انتحارية وغريبة الأطوار |
Kimden bahsettiğini bile bilmezken, nasıl yol göstereyim? | Open Subtitles | هكذا، متى أنا لا أعرف حتى من أنت تتحدّث عنه؟ |
Şarkı söylediğinde,neyden bahsettiğini yürekten bilmelisin ve yüreğindekini paylaşmaya istekli olmalısın ve kendinden bir parça vermelisin | TED | عندما تغني فعليك معرفة ما تتكلم عنه معرفة وثيقة، وعليك أن تكون على استعداد لمشاركة هذه المعرفة و تعطي قطعة منك. |
pert olan SUV hakkında rapor doldurmadın, dolayısıyla ben de neyden bahsettiğini bilemedim. | Open Subtitles | لم تقدم أي أوراق حول سيارة متحطمه لذلك لا أعلم عما كان يتحدث |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Çünkü ben oklarımı hiçbir şeye batırmam. | Open Subtitles | .لا أعلم عمّا تتحدث .لأنني لم أضع أيّ شيء لسهامي |
- Neden bahsettiğini bilmiyorum. - Beni aptal mı sandın sen? | Open Subtitles | .ـ لا أعلم عمّا أنت تتحدث عنه ـ هل تُخالينني أبله؟ |
Bunun için gönüllü olmayı çok isterdim ama neden bahsettiğini gerçekten bilmiyoruz. | Open Subtitles | كم أود أن أتطوع لهذا، ولكننا حقًا لا نعرف ما تتحدث عنه |
Kız arkadaşından bahsettiğini sanmıştım, beyinsiz ve ve maço olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك تتحدث عن حبيبتك أتعرف، ظننت أنك تتصرَّف بحماقة الذكور |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | لا أدري عما تتحدث يجب أن أعود بالذاكرة طويلاً |
Mesaj falan yoktu. Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | . ليست هناك أية رسائل لا أعرف عن ماذا تتحدث |
Ben sadece,biz tasarım yaparken bir kez bile kocandan bahsettiğini duymadım. | Open Subtitles | فقط لأنني لم أسمع أنك تتحدثين عن زوجك و نحن نصمم |
Ne lânet şeyden bahsettiğini anlayamasam da orada çok iyi görünüyordun. | Open Subtitles | لم افهم عن ماذا كنت تتحدثين ، ولكن... كنتِ حقاً رائعة |
Her zamanki gibi neden bahsettiğini anlamıyorum Lois. | Open Subtitles | كالمعتاد, يا لويس أنا لا أعرف حقا ما الذى تتحدثين بشأنه |
Alabaster hadisesinden bahset. Neden bahsettiğini o tam olarak bilir. | Open Subtitles | وذكره بحادثة المرمر إنه سيعرف ما الذي تتحدّث عنه |
33'lerde, Hitler'den bahsettiğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر عندما كنت تتكلم عن هتلر فى عام 1933 |
Bunlar hala çözülmedi, henüz çözemedik bunları, ve burada da kimsenin bunlardan bahsettiğini duymadım. | TED | والتي لا تزل قائمة، وليس لديكم حل لها وأنا لم أسمع أحدا يتحدث هنا عن ذلك |
Şimdi aramızdan Bayan Machbet'in neyden bahsettiğini söyleyebilecek var mı? | Open Subtitles | الآن هل هناك احد يعرف ماذا تقصد صديقتنا السيدة أم؟ |
Uzun bir süre sayılmaz ve neyden bahsettiğini çok iyi anlıyorum. | Open Subtitles | و الذي هو ليس طويلاً و لذا أعرف بالضبط عماذا تتحدّثين. |
Evet, ben 13 yaşındayken. Bir müzik grubundan falan bahsettiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أجل، أجل، حين كنت في الـ13، وخلتك تتكلمين عن فرقة موسيقية. |
Kimden bahsettiğini biliyorum. Çok güzel bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | اعرف من تقصدين انه صديق لتلك الفتاة الجميلة |
Sakin ol Çavuş. Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | على رسلك ايها الضابط انا لا اعرف عمّ تتحدث عنه |
Çünkü neden bahsettiğini bile bilmiyorsun. | Open Subtitles | لأنه لا توجد لديك فكرة عما تعنيه |
Neden bahsettiğini bilmiyorum, anne. | Open Subtitles | لا أفهم قصدك يا أمي |
Söyledim... ondan... bazen büyük bir sevgiyle bahsettiğini. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنّك.. من فترة لأخرى تتكلّم عنها بعاطفة عارمة |
Fakat polislerden birinin... bir isimden bahsettiğini işittim. | Open Subtitles | لكن اعتقد إني قد سمعت أحد المحققين يذكر اسماً |
Sanırım neyden bahsettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أَعْرفُ ما الذي تَتحدّثُ عنه. |