Çalışman için sana balıkla bir daha vurmam mı gerekiyor? | Open Subtitles | يجب أن أضربك مع السمك مرة أخرى حتى تعمل ؟ |
Bir süre karnımızı balıkla doyuruyoruz, zira et nadir olmaya başladı. | Open Subtitles | كان السمك طعامنا لفترة من الزمــن و بعدها أصبح اللحم نادراً |
Denizle, balıkla ilgili birşey söylersen, giderim. Çok ciddiyim. | Open Subtitles | إذا قلت أى شىء عن السمك أو البحر, سأغادر,و أعنى ذلك |
Ve koyu çikolata tabakasından korkmayacak bir balıkla tanışmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | وانه يرغب فى لقاء سمكة لا تخاف من طبقة الشيكولاتة لديه |
Şunun altını çizmem gerekir,bu ağlar tamamen balıkla dolduğunda 455 kilodan daha fazla geliyor. | TED | ومن المهم أن أنبه إلى أن وزن هذه الشباك يبلغ أكثر من ألف رطل عندما تكون مليئة بالسمك. |
Belki de o balıkla arasında garip bir bağ vardır. | Open Subtitles | ربما لديه بعض الروابط الغريبة مع تلك السمكة |
Boyu, 6 m'ye ulaşsa da, insanlar için tehlike arz etmez çünkü yalnızca balıkla beslenir. | TED | رغم طوله ذي ال 20 قدما وبما انه يأكل الأسماك فقط فانه لا يشكل خطرا علي البشر |
Onu kuşun biri ağzında balıkla uçarken anlatmıştın. | Open Subtitles | أوه، عندما فعلنا كان ذلك عندما كان ذلك الطيور النفقات العامة مع السمك في فمه. |
Lezzetli kızarmmış bir balıkla ne de iyi gider. | Open Subtitles | رقائق ذهبيه كبيرة، مع قطعه لذيذة من السمك |
Resif pek çok küçük balıkla harika görünüyordu fakat Avustralya'da gördüğümüz kadar büyük balık neredeyse görmedik ve bu beni endişelendirdi. | Open Subtitles | تبدو الشعبة المرجانية عظيمة بالكثير من السمك الصغير لكنّنا لم نرى العديد من السمك الكبير بينما نحن عملنا في أستراليا |
Üniversitede okurken harçlığımı çıkarmak için garsonluk yaptım, Alette. Ne tesadüf ki, bu balıkla dergindeki son kapak kızı aynı ağırlıkta. | Open Subtitles | هذا السمك بالضبط مثل الفتاة التي ظهرت على لاف آخر عدد لمجلتكِ |
balıkla doldurulmuş hindi göğsü. | Open Subtitles | طعام تركي محشو في صدر الدجاج المحشو في كرات السمك |
Sonra bir kuş gelir ve balıkla topu kapar. | Open Subtitles | ثم ينقض طائرٌ للأسفل ويأخذ السمك وكرة الجولف |
Şöyle bin pounddan fazla edecek bir balıkla döndüğümü görmek hoşuna gider miydi? | Open Subtitles | ما هو الحال عندما تراني قد أحضرت سمكة وزنها أكثر من ألف رطل ؟ |
Sahilde ölü bir balıkla oynarken yakaladım onu. | Open Subtitles | لقد امسكته يثب على سمكة ميتة اسفل الشاطئ. |
Güzelce oynarsa onu bir balıkla ödüllendiririz. | Open Subtitles | عند العمل بالخدع والتصرفات نكافئه بالسمك |
Başardı, üstelik kursağı hâlâ balıkla dolu. | Open Subtitles | نجح بالرّجوع ولا تزال تمتليء حوصلته بالسمك. |
Elinde balıkla ağlayarak odama geldi. | Open Subtitles | لقد جائت مسرعة إلى غرفتي وهي تبكي حاملة السمكة فى يدها |
Geriye denizlerde bir miktar balıkla yumuşakçalar kaldı. | Open Subtitles | و في البحار ، العديد من الأسماك والرخويات بقيت |
Veya hala canlı olan bir balıkla bir başka balığı yakalamaktan. | Open Subtitles | أو يصيدون سمكة بسمكة أخرى ماتزال حية |
Onlar aptalca taklitler yaparken, ben adını bile hatırlamayan bir balıkla yuvamdan çok uzaklardayım. | Open Subtitles | اثناء و هم يعملوا اشكالهم الغبيه انا على بعد ميل من بيتى مع سمكه لا تذكر اسمها |
Git ve balıkla ilgilen, köpek nefesli! | Open Subtitles | هاى يا نفس الكلب اذهب واعتنى بالسمكة |
Balık tadı gibi. balıkla lastik arası bir tat. | Open Subtitles | طعمه كالسمك كمطاطٍ من السمك |