ويكيبيديا

    "balıklar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السمك
        
    • الأسماك
        
    • سمك
        
    • الاسماك
        
    • السمكة
        
    • سمكة
        
    • اسماك
        
    • للأسماك
        
    • للسمك
        
    • السمكِ
        
    • السلمون
        
    • وسمك
        
    • أسماك
        
    • والسمكِ
        
    • يَصِيدُ
        
    Çıkarılan balıklar yeryüzünde fiyat olarak en düşük maliyetli proteinlerdir. TED تبين أن السمك هو مصدر البروتين الأقل تكلفة في العالم.
    Anthony, sana gerçekten büyük balıklar tutmayı öğretmemi ister misin? Open Subtitles أنتونى ما رأيك لو علمتك طريقة صيد السمك الكبير ؟
    Senin çocuk balıklar gibi debelenmeye başlamadan motorları çalıştırmaya başlasa iyi olur. Open Subtitles من الأفضل أن يقوم أبنك الجديد بأصلاح المحركات قبل أن يأكلنا السمك
    Bu balıklar üzerinde çalışıyoruz. İlk öğrenmemiz gereken de onları nasıl idare edeceğimizdi. TED لقد قمنا بدراسة هذه الأسماك ولكن أولاً يجب أن نتعلم كيف يتم استزراعها
    Bizim takımımızın, adanmış bir takımın hikayesi balıklar ve çiplerdir. TED إذن فإن قصة فريقنا ، المتفرغ تماماً هي سمك وبطاطس
    Yatak odamda kırmızı balıklar var. Onlarla oynamak ister misin? Open Subtitles لدي بعض الاسماك الذهبيه في غرفة النوم أتريد اللعب معها؟
    balıklar sekse ihtiyaç duymazlar çünkü sadece yumurtalarını yayarlar ve suda döllerler. Open Subtitles السمكة لا تحتاج إلى الجنس، لأنها تضع بيضها ويتم تلقيحها في الماء.
    Dolayısıyla, balıklar bana gelmezse ben onlara gitmek zorunda kalacağım. Open Subtitles هذا يعني، إن لم يأتِ السمك لي سأضطرّ للذهاب إليه
    Küçük balıklar sümsük kuşlarının görüş mesafesinden kaçabilmek için ümitsizce dibe doğru iniyor. Open Subtitles يحاول السمك الهرب مذعوراً من سطح الماء الهائج ليغوصو خارج نطاق طيور الأطيش
    Bir ebeveyn yavruya bakarken, ...diğerinin denize kadar uçup sığ sulardan küçük balıklar ve mürekkep balıkları toplaması gerekir. Open Subtitles بينما يعتني أحد الوالدين بالصّغير، يتعيّن على الآخر السفر بعيداً عن الشاطيء ليصيد السمك الصغير والحبّار من سطح الماء.
    Zamanla, büyük hayvanlara odaklanırız ve denizde bunun anlamı büyük balıklar. TED مع مرور الوقت، نركز على حيوانات كبيرة، وفي بحر يعني ذلك السمك الكبير.
    balıklar gemiye çıktıkları anda öldürülür ve hemen sonrasında balığın etinin içine bir etiket yerleştiririz. TED وحالما يكون السمك على متن السفينة فإنه يقتل، ثم بعد ذلك ندرج علامة صغيرة في لحم السمكة.
    Ve avlanan balıklar o kadar iriydiler ki biraz önceki küçük panoya sığmaları mümkün değildi. TED ونفس عرض تذكار السمك والذي كان كبيرا جدا لهذا السبب لا تستطيع أن تضع السمك الصغير عليه
    Ama balıklar geri döndüğünde ve kestaneleri yiyerek popülasyonu kontrol altına aldığında, şu işe bakın ki, sığ sularda kelp ormanları büyümeye başladı. TED ولكن عندما عاد السمك وبدأ بالاقتات عليه وعلى تجمعاته بدات غابات عشب البحر المنخفضة بالنمو في المياه الضحلة.
    Tüm gün bekleyemeyiz. balıklar yemlerimiz için sabırsızlanıyorlar. Open Subtitles ليس لدينا اليوم بطوله السمك يموت متعطشاً للوصول إلى طعمنا
    balıklar bazen kocaman ağlara değil de küçücük bir kancaya takılırlar. Open Subtitles الطريقة سهلة ، فمن بين كل تلك الأسماك التي تدخل الشبكة
    balıklar sefalet içinde yüzmüyor ki bu bileziği görünce hemen oltaya gelsinler. Open Subtitles هناك ما لحد الآن كان سمك سيئ الذي لا يعض على أحد أولئك.
    Ufak balıklar okyanustaki tek korunak olan ölü dalgalar arasında saklanmaya çalışırlar. Open Subtitles الاسماك الصغيرة تحاول ان تتوارى بين امواج المحيط الضخمة، الغطاء الوحيد هناك.
    Şimdi bu balıklar IUCN'nin tehlikedeki türler listesinde. TED والآن تتواجد السمكة على اللائحة الحمراء للاتحاد العالمي للحفاظ على الطبيعة.
    Başka bir balığın ağzının içine yüzüp dişlerindeki bakteriyi yiyen balıklar gibisiniz. Open Subtitles انتم مثل سمكة تسبح لفم سمكة اخرى و تأكل الباكتيريا من اسنانها
    Birer ölüm makinesi olabilirler, ama yine de balıklar. Onları yakalayabilir ya da öldürebilirsiniz. Open Subtitles . انهم قاتلين , ولكنهم يزالوا اسماك . يمكنْنا ان نصطادهم ونقتلهم
    Su altında balıklar ve ıstakozlar için de durum farklı değil. TED كما أنها تعمل بشكل جيد تحت الماء للأسماك الذهبية والكركند.
    Ve bir ada gibi barınak sağlıyor ancak uçan balıklar için değil, yumurtaları için. Open Subtitles وجزيرة كهذه تزوّد الملجأ، ليس للسمك الطائر، وإنما لبيضهم.
    - Ayılar ve balıklar var. Open Subtitles هناك الكثير مِنْ الدببةِ وأطنان مِنْ السمكِ.
    balıklar bu havuzlarda daha uzun kaldıkça yumurtlama sahalarına yolculuklarını tamamlama şansı azalır. Open Subtitles ،كلما طال انتظار السلمون بهذه البرك قلّ قدرتهم على اكمال رحلتهم لأراضي وضع بيضهم
    Kremalı kekler, tatlı etler, tuzlu balıklar ve şeffaf bir zamanımız var. Open Subtitles ممم, لديَّ قشدة مخفوقة, وحلويّات, وسمك رنكة مُجفَّف. وكُراتٌ من التمر المُعَجَّن.
    Artık eskiden hiç olmadığı kadar çok çeşitli balık yetiştirebiliyoruz; kontrollü, doğal koşullarında ve mutlu balıklar. TED يمكننا استزراع أصناف أكثر بكثير من السابق في ظروف طبيعية وتحت السيطرة لإنتاج أسماك سعيدة.
    Mercanlar, balıklar. Open Subtitles مع المرجانِ والسمكِ.
    Oradaki balıklar... 100 yıldan fazla yaşadıkları doğru mu? Open Subtitles أولئك يَصِيدُ في هناك... يَعِيشونَ حقاً لِكي يَكُونوا على مائة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد