Eve bir baskın düzenlemek o kadar zor olmasa gerek. | Open Subtitles | لا يجب أن يكون صعباً أن تشنّ غارة على المنزل. |
baskın var. Polis her evi arıyor. | Open Subtitles | إنها غارة, الشرطة تفتش البيوت واحداً واحداً |
Çünkü iş yerinize yapılan bir baskın, yerel polisle şans eseri karşılaşma hayatınızın yönünü sonsuza kadar değiştirebilir. | TED | بسبب مداهمة على مكان عملك، واحتمال مصادفة شرطي محلي بإمكانها أن تغير مجرى حياتك للأبد. |
Aslında biz baskın sırasında sovyetlerin eski bir iletişim cihazını bulduk. | Open Subtitles | في الواقع لقد اكتشفنا جهاز اتصال ينتمي للإتحاد السوفياتي في الغارة |
"Ahlaki belirsizlik" 1990 yılından başlayarak sonraki 20 yıl boyunca baskın bir unsur oluyor. | TED | الغموض الأخلاقي يصبح المهيمن في التلفزيون من عام 1990 و على مدى السنوات ال 20 المقبلة. |
Ekim 2007'de A.B.D. ve koalisyon kuvvetleri Irak'ın Suriye sınırında, Sinjar şehrinde bir El Kaide hücre evine baskın yaptı. | TED | في أكتوبر 2007، داهمت الولايات المتحدة وقوات التحالف البيت الآمن للقاعدة في مدينة سنجار على الحدود السورية للعراق. |
Siyu'lara karşı baskın yapmak isteyen gönüllüler var mı? | Open Subtitles | هل يريد أى منكم التطوع فى غارة ضد السوز؟ |
Adamlar, Emmet çatıdan inince bir baskın olduğunu düşünmüşler ve kaçmışlar. | Open Subtitles | و الذين اعتقدوا أنه كانت غارة عليهم لما أتى من السقف , فهربوا |
Çünkü USIDent, yanlış ihbarlara dayanarak mahallemin evlerine baskın yapıyor. | Open Subtitles | وذلك لأن اللجنة الجمهورية كانت تشن غارة على منزل جارى طبقا لمعلومات خاطئة |
İrtibatı da sağlayacaksın ki baskın yemeden haberin olacak. | Open Subtitles | بل أن يكون لديك إتصالات تنبؤك بقدوم مداهمة قبل وقوعها |
baskın yaptık, kötü gitti. | Open Subtitles | كان لدينا مداهمة للمكان وسأرت الأمور على نحو سيء |
baskın esnasında suratına mermi yediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تلقيت رصاصـة في الرأس أثنـاء الغارة |
baskın esnasında suratına mermi yediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تلقيت رصاصـة في الرأس أثنـاء الغارة |
Otoritesini ilan eden galip erkek, kendisine bir eş seçiyor ve en sonunda, klan, bir baskın çift etrafında yeniden düzene giriyor. | Open Subtitles | بعد أن فرض سيطرته يختار الذكر المنتصر شريكته وأخيرا يمكن للقبيلة أن تعاود الازدهار حول الزوج المهيمن |
Şansıma, o gece polisler rıhtımdaki kargolara baskın yaptılar. | Open Subtitles | كما أراد القدر , تلك الليلة, داهمت الشرطة حمولة على الميناء. |
baskın olacağı noktaya yöneliyor tam ortada - önceki yıllarda zaptetmişti burayı. | Open Subtitles | توجه للمنطقة المهيمنة التي كان يشغلها خلال العام السابق في المنتصف تماما |
baskın çift merkeze inşa ediyor ve diğer ast düzeydekiler de çevrelerinde çalışıyorlar. | Open Subtitles | يبني الزوج المسيطر عشه في الوسط تماما وتعمل الحيوانات التابعة الأخرى حولهم |
Ülkemde, barbarlar ve hırsızlara verilen ceza baskın eli almaktır. | Open Subtitles | الكثير من المخربين واللصوص في بلدي نأخذ منهم اليد المسيطرة |
Komiserim uyuşturucu satılan yere bu gece baskın yapacaktık. | Open Subtitles | أيها الرئيس ، سنقوم بمداهمة لمنزل المخدرات الليلة |
Nereye baskın yapılacağını söylüyordu. | Open Subtitles | كان يزودنا بمعلومات عن الغارات التى تحدث على بائعى المخدرات |
Bir iletişim dizisi hâline gelmiştir, kullanıcı tarafından yaratılan içerik ve sosyal ağların baskın olgu hâline geldiği devirdir. | TED | أصبح مجموعة من الأحاديث، العصر الذي ينشئ فيه المُستخدمون المحتوى وشبكات التواصل الاجتماعي أصبح ظاهرة مهيمنة. |
Kıskançlık, kıskançlıktan bahsetmek gerçek bir tabu, ama eğer modern toplumda tek baskın duygu varsa, o kıskançlıktır. | TED | الحسد، ان ذكر الحسد امر محظور , و لكن ان كان هنالك شعور واحد مسيطر على المجتمع الحديث، فهو الحسد |
Trajedi sonrası baskın bir rol modelini idolleştirmek doğruyla yanlışı ayırt etmeyi zorlaştırabilir. | Open Subtitles | محبة قدوة مسيطرة في صحوة مأساة قد تجعل الخط بين الخطأ والصواب ضبابي |
Arama iznini ve tutuklama yetkisini aldık. Yarın şehir çapında bir baskın yapacağız. | Open Subtitles | لدينا مذكرات التفتيش و عدة تهم سنقوم بعملية المداهمة صباح الغد |
Bize zamanlamanın mükemmel ayarlandığı bir baskın ile arada kaynayacak bir suçlu lazım. | Open Subtitles | نحتاج إلى عملية إقتحام متزامنة للشرطة ومجرماً لايربطنا به أي شيء |