ويكيبيديا

    "beklemeye" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الإنتظار
        
    • الانتظار
        
    • الأنتظار
        
    • للانتظار
        
    • تأجيل
        
    • لتنتظر
        
    • للإنتظار
        
    • بالانتظار
        
    • معلقة
        
    • لانتظار
        
    • أن ننتظر
        
    • إنتظارهم
        
    • منتظراً
        
    • لينتظر
        
    • لإنتظار
        
    İnsanlar şu anda 50 doları almayı bir ay beklemeye yeğliyor, ama bu karar çok uzak gelecekte değilse. TED لدينا النزعة نحو إختيار 50 دولاراً الآن بدلاً عن الإنتظار لشهر، لكن ليس اذا كان القرار بعيداً في المستقبل.
    Evet, gizli bilgi olduğunu biliyorum ama-- lütfen beni beklemeye almayın! Open Subtitles أجل, أعرف إنها معلومة سرية لكن رجاءً لا تضعيني على الإنتظار
    Hayır, sakın beni beklemeye alma! Danny, beklemeye alma beni! Open Subtitles لا تضعني على الإنتظار , داني لا تضعني على الإنتظار
    İyi bir şey için her zaman beklemeye değer, derler. Open Subtitles الأشياء الجيدة هي من تستحق الانتظار من أجلها كما يقولون
    Craig, eğer bizi beklemeye alırsan, inan bana o golf sahasına gelir... Open Subtitles كريج , اذا وضعتنا على الانتظار سوف اتي الى ملعب الجولف اللعين
    Seninle görüşmek için 15 yıl beklemeye değmedi. Open Subtitles إنهُ لا يستحق الإنتظار لـ 15 عام لمقابلتك
    Bavullarımı hep yanımda getiririm. Orada beklemeye dayanamıyorum. Open Subtitles لا أشحن حقائبي أبداً، لا أطيق الإنتظار في منطقة الأمتعة
    Bekle tatlım. Arayan biri daha var. Seni beklemeye almak zorundayım Open Subtitles إنتظر قليلاً أنا أستلم مكالمة أخرى سأضعك على الإنتظار
    Daha sonra, filikalardaki 700 kişi beklemeye başladı Open Subtitles ال 700 الذين في المراكب لم يكن لديهم سوى الإنتظار
    Şu Schumann denen adamı bul. beklemeye al. Open Subtitles .فلتحضر لي هذا الرجل شومان .وضعه فى الإنتظار
    Beni yine beklemeye alma. Amirinle konuşmak istiyorum. Open Subtitles لا تضعينى على الإنتظار ثانيه اريد الحديث مع مشرفك
    Sanırım ben kendi hayatımda böyle bir köprü göremeyeceğim, ama kiminiz için beklemeye değer bir şey olacak. TED لا أعتقد أنني سأرى واحدًا كهذا اكتمل في حياتي، لكنها بالتأكيد تستحق الانتظار لبعضكم يا رفاق.
    Rom'u beklemeye karar verdim. - Buralarda iyiymiş. Open Subtitles قررت الانتظار لشرب الروم أسمع انها جيدة هنا
    Gladys. Seni beklemeye alabilir miyim? Open Subtitles غلاديس,اصغي هل استطيع ان اضعك على الانتظار لثواني؟
    Milano'daki Eliso-Freccia fabrikası beklemeye devam ediyor. Open Subtitles فى مصانع اليسو فريسيا فى ميلانو يجب عليك الانتظار طويلا
    beklemeye çalıştım ama ne zaman geleceğin hakkında bir fikrim yoktu Open Subtitles الان أعلم أنه ليس من المفترض لقد حاولت الانتظار ولكن ليس لديك فكرة
    beraber yalnız olduğumuz en son zaman, beklemeye değer bazı şeyler olduğunu söylemiştin. Open Subtitles آخر مره كنا فيها وحدنا سويا أنت قلت أشياءا كانت تستحق الأنتظار لأجلها
    Hayır, bence biliyorsun artık beklemeye zamanım olmadığına göre... Open Subtitles أظنك تعرفها وبما أنّ لا وقت لديّ للانتظار
    Olumsuz. Şimdilik yolculuğu beklemeye alıyoruz. Open Subtitles الطلب مرفوض ، سيتم تأجيل هذا الجزء من الرحلة فى الوقت الحالى
    - Durum böyleyse, beklemeye değmez. Daha iyisini yapabilirsin. Open Subtitles لو أن هذا هو الحال فستكون فترة طويلة جدا ً عليك لتنتظر
    Burada bir araya gelip, beklemeye hayır diyen bir topluluk var. TED ها هو مجتمع إلتئم وقالوا لا للإنتظار.
    Bakın Teğmen, beni başka bir birime aktarmayın ya da beklemeye almayın! Open Subtitles إسمع، أيها الملازم لا تبقني بالانتظار ولا تحولني إلى قسم آخر
    Geçiş dönemini yüzükleri unutmayacak kadar beklemeye alabileceğini düşünüyor musun? Open Subtitles أنت؟ تَعتقدُ بأنّك يُمْكِنُ أَنْ تَضعَ مرحلتَكَ الإنتقاليةَ في حالة معلقة طويلة بما فيه الكفاية لتَذْكير الحلقاتِ؟
    Önce arkadaşın su üstüne çıkmışsa düşmanı beklemeye son verebilirsin. Open Subtitles تتوقفين لانتظار طفو جثة عدوك عندما تطفو جثة أصدقائك أولاً
    Ve anne, doğumgününe kadar beklemeye karar verdiklerini sanıyordu. Open Subtitles وظنّت أمك أننا اتفقنا أن ننتظر حتى حلول عيد ميلادك
    Sadece unutmayın ki geç kalan çocuklar beklemeye değmez. Open Subtitles فقط تذكروا أن الأولاد الذين يتأخرون لا يستحقون إنتظارهم.
    Arka koltuğa geçtim ve uzanıp beklemeye başladım. Open Subtitles فدخلت إلى السيارة من الخلف و طرحت نفسى على الأض منتظراً
    Reddick Allred araba yeniden hareket edebilene kadar güney girişinde erzaklarla beklemeye başladı. Open Subtitles ريدريك الاريد تم تعيينه لينتظر مع المؤونة بالممر الجنوبي حتى يمكن للعربات المرور
    Pilotları beklemeye gerek yok.Hemen fırlatın Open Subtitles ليس هناك حاجة لإنتظار . الطيارون . أطلقهم فوراً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد