Kariyerini mahvedecek bir bilgim var ve dediklerimi harfiyen yapmazsan kullanmaktan çekinmem. | Open Subtitles | لديّ معلومات ستُدمّر حياتك المهنيّة، وسأستخدمها ما لمْ تفعل ما آمرك به. |
Bilgi sadece benim bilgim dahilinde olan bir kişi hakkında. | Open Subtitles | معلومات تخص شخصاً محدداً، وأنا الشخص المؤهل لـ إثبات ذلك |
Demek istediğim, şimdi bazılarını anlatmaya çalışsam -- Havayı delen nesnelerin kat be kat akıcılığı hakkında bilgim var, ve bunu çok verimli bir şekilde yapıyor, görüyorsunuz. | TED | اعني .. ان فقط دخلنا في تفاصيل هذه التحفة لدي معلومات عن التدفق و الاحتكاك الهوائي عندما يأتي الامر لتلك الآليات السريعة وهذا يستهلكني تماما كما ترون |
Davalarınızdan biriyle ilgili biraz bilgim var. | Open Subtitles | لدىّ بعض المعلومات لأعطيها لك عن إحدى قضاياك |
Dinleyin, o çocuğun yeri hakkında bilgim var sanırım. | Open Subtitles | نعم , إسمع , لدى بعض المعلومات عن مكان وجود طفلك |
Tüm bilgim ve müdahalelerime rağmen, seni asla tamamen önceden, tahmin edemiyorum. | Open Subtitles | على الرغم من كل معرفتي وتطفلي لم أستطع يوماً التنبؤ بأفعالك كليةً |
Eğer araba bilgim beni yanıltmıyorsa, 59 ya da 60 model olmalı. | Open Subtitles | ستكون من طراز عام 59 أو 60، إذا كانت معلوماتي عن السيارات العتيقة صائبة. |
Erkek: İyi bir araştırma yaptım ve dünyanın en hızlı arabaları hakkında bilgim olmuş oldu. | TED | أقرأه ولد: لقد قمت بالبحث ووجدت معلومات كثيرة عن أسرع السيارات في العالم |
Onu epey ilgilendirecek bir sorunla ilgili bilgim var. | Open Subtitles | لديَّ معلومات تخصُّه, موضوع يهمُّه للغاية. |
Çöplükte bulduğunuz şu kız konusunda bilgim var. | Open Subtitles | لدي معلومات عن فتاة والتي وجدتموها في حاوية النفاية |
Bakın, benim prototiple ilgili bir bilgim yok. | Open Subtitles | تلاحظ,انني لم احصل على معلومات عن اي نموذج |
Bu konuyu ev sahibin ile konuşmalısın. Üzgünüm, başka bir bilgim yok. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث معه عن ذلك فليس لدي معلومات |
Kesin bir bilgim yok. Araştırayım. | Open Subtitles | ليس لدى معلومات مؤكدة دعنى ابحث لك الامر |
Onun hakkında yeterli bilgim var zaten. | Open Subtitles | يمكنها أن تفكرّ بي كما يحلو لها لديّ ما يكفي من المعلومات عنها |
Birkaç dakika içinde, çalışanlarıma brifing verir vermez, bu konuda daha fazla bilgim olacak. | Open Subtitles | ستأتيني بعض المعلومات خلال دقائق بمجرد أن اجتمع برجالي |
Zeka güç demektir, Conner. Uranyumun hakkında bilgim var. | Open Subtitles | حسنا كما تعلم المعلومات تساوي القوه كونر اعلم عن امر اليورانيوم الان |
O dönem Ebola hakkındaki tüm bilgim tıp okulunda okumuş olduğum bir sayfalık bir makaleden ibaretti. | TED | في هذا الوقت كل معرفتي عن إيبولا جاءت من مقال من صفحة واحدة قرأته في كلية الطب. |
17 yaşında bir çocuk için yasal olarak ya da yasa dışı silah satın almak, - benim bilgim ya da iznim olmadan - dehşete düşürecek kadar kolaydı. | TED | كان سهلًا بشكل مروع لفتى بعمر السابعة عشر أن يقوم بشراء أسلحة سواء بشكل قانوني أو غير قانوني، دون إذني أو معرفتي. |
Benim bilgim olmadan bir haftadır yedeğim. | Open Subtitles | التي أستمرت ممثلتي البديلة لمدة أسبوع دون معرفتي بذلك. |
bilgim geniştir. O zaman neden buradayım, değil mi? | Open Subtitles | معلوماتي واسعه وهذا سبب وجودي هنا ,اليس كذلك ؟ |
- Para treni, ben Donald Patterson, sizin için yeni bir bilgim var. | Open Subtitles | الى قطار الأموال , هنا باتيرسون لدى معلومة صغيرة |
Rahatsız hissediyorsun çünkü bunu benim bilgim ve rızamla yapıyorsun. | Open Subtitles | انتِ تشعرين بالانزعاج لانكِ تفعلين هذا بموافقتى و معرفتى |
Sadece sen de ben de biliyoruz ki benim senin yasa dışı aktivitelerin üzerine olan bilgim seni kolaylıkla barodan attırabilir. | Open Subtitles | كنت لأقول فقط أنه أنت وأنا نعلم علمى بأفعالك اللا منهجية , قد يؤدى إلى شطبك من نقابة المحاميين |
Eğer böyle bir laboratuar varsa benim bir bilgim yok. | Open Subtitles | إن كان هذا المختبر موجوداً، فلا أعرف عنه أي شيء. |
- bilgim sınırlıdır. - Bir fikir canım? | Open Subtitles | ان معلوماتى عن اللوحات محدودة جدا اريد فقط مجرد رأيك ؟ |
Hiçbir bilgim yoktu! | Open Subtitles | ليست لديّ فكّرة! |
- Dediğim gibi para konusunda bilgim yok. | Open Subtitles | - كما قلتُ لك ، -لا اعلم شيئاً حيال المال |