ويكيبيديا

    "bilgisayarın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الحاسوب
        
    • الكمبيوتر
        
    • حاسوبك
        
    • حاسوب
        
    • كمبيوتر
        
    • الحاسب
        
    • كمبيوترك
        
    • للكمبيوتر
        
    • جهازك
        
    • حاسب
        
    • لحاسوب
        
    • للحاسوب
        
    • الحواسب
        
    • بالكمبيوتر
        
    • الكومبيوتر
        
    Bu canlı bilgisayarın tanımı, beyin aktivitelerinin etkileşimi ve motor bir amacın gerçekleştirilmesidir. TED هذا هو تعريف الحاسوب الحيوي، تفاعل من خلال نشاط الدماغ وتحقيق هدف حركي.
    Bu dosyanın şifresini çözmek altı saat sürer fakat dosyaların transfer edildiği bilgisayarın yerini belirlemekse gereken hemen yapabilirim. Open Subtitles لفك تشفير هذا الملف، سيستغرق الامر ستة ساعات ولكن لتحديد الحاسوب الذي نقلت منه الملفات، يمكنني فعل ذلك الآن
    Bu durumda, bilgisayarın biraz çevirmesine izin verdikten sonra bile sağ ve sol taraftaki resimlerin karmakarışık olarak bulabiliriz. TED حتى بعد أن نترك الكمبيوتر يحاول إدارتها لوقت نظل نجد أن صور الجانب الأيسر والأيمن تم خلطها جميعها معاً
    Buradaki durum; insanın yerine bilgisayarın geçmesi değil birlikte çalışmaları. TED وهذه الحالة ليست لإحلال الكمبيوتر مكان البشر ولكن للعمل معاً
    bilgisayarın. Ne oldu bilmiyorum. Her şey gitti. Open Subtitles حاسوبك.أنا لا أعرف ماذا حصل كل شيء اختفى
    Bu bilgisayarın bize söylediği, bu fotoğrafta bir kedinin olduğu ve kedinin nerede olduğu. TED هذا حاسوب يخبرنا بأن هذه الصورة تتضمن قطة وأين هي القطة تحديدًا
    Teknoloji laboratuvarı evdeki bilgisayarın geçmişini ve aramalarını inceledi birşey çıkmadı. Open Subtitles المعمل التقني فحص كل بحثه ونشاطاته في كمبيوتر المنزل لا شيء
    Bunu çevrimiçi laboravatuvar kullanarak ve bilgisayarın gücü kullanarak çevrimiçi laboratuvarlar yaparak yapabiliriz. TED استطعنا فعل ذلك من خلال مختبرات الانترنت واستغلال قوى الحاسب لبناء تلك المختبرات على الإنترنت.
    Sizin ve arkadaşınızın, ellerinizi bilgisayarın uzağında bir yerde masaya koymanızı istiyorum. Open Subtitles اريد منك ومن صديقك ان تضعو يديكما على الطاولة بعيدا عن الحاسوب
    Bir bilgisayarın nasıl çalıştığını anlamaya çalıştığınızı bir hayal edin, tek görebildiğiniz şey bir klavye, bir fare ve bir de ekran olurdu. TED تخيل أنك تريد أن تفهم كيفية عمل جهاز الحاسوب وكل ما يمكنك أن تشاهده هو لوحة مفاتيح، فأرة، وشاشة.
    Kolonu tasarlamak benim aylarımı aldı, ama sonuçta tüm 16 milyon yüzeyi hesaplamak bilgisayarın 30 saniyesini aldı. TED استغرق الأمر مني عدة أشهر لتصميم العمود، ولكن في نهاية المطاف يستغرق الحاسوب حوالي 30 ثانية لحساب كل من 16 مليون وجه.
    bilgisayarın muazzam büyüklükte bir coğrafik bilgiyi sosyal medya verisini ve yardım organizasyonu bilgisini birleştirmesi lazımdı ki bu soruyu cevaplayabilsin. TED كان على الحاسوب أن يدمج مجموعات هائلة من المعلومات الجيومكانية معلومات من مواقع التواصل الاجتماعي ،معلومات إغاثية للإجابة عن هذا السؤال.
    Yunuslar bir tuşa, bir sembole vurunca, bilgisayarın ürettiği bir ıslık sesi duydular. Bu onlara bir hedef veya etkinlik sağlıyordu. TED كان باستطاعت الدلافين الضغط على مفتاح ما أو رمز فتسمع لصفير يصدر عن الحاسوب فتحصل على شيء أو نشاط ما.
    Şimdilik, bilgisayarın her resimden insanlar tarafından oluşturulmuş kadar iyi cümleler öğrenmesi gerek. TED الآن، على الحاسوب أن يتعلم من الصور وكذلك جُمَل اللّغة الطبيعية التي أحدثها البشر
    Bu bilgisayarın çalışmasını sağlayan şey stereographic projeksiyon denilen bir şey. TED والفكرة الرئيسية عن هذا الكمبيوتر وعمله هو ما يدعى الإسقاط المجسمي
    bilgisayarın, iki nokta arasında nelerin bulunduğunu tahmin etmesini sağlayan bir denklem. Open Subtitles التي هي معادلة رياضية لتمكن الكمبيوتر وتساعده في تحخمين ما بين النقاط
    Çok güçlü süper bir bilgisayarın bile bunu yapması 20 yıl alır. Open Subtitles حتى مع الكمبيوتر العملاق ذو القوة الخارقه سياخذ 20 سنه ليفعل ذلك
    Havalandırmadan geçtim ve bilgisayarın başında hiçbir şey yapmadan bekledim. Open Subtitles لقد زحفت عبر فتحة التهوية و وقفت أمام حاسوبك
    Neden bilgisayarın önünde bir beyaz maske ile oturuyor ve ucuz bir kamera tarafından algılanmaya çalışıyorum? TED لمَ أجلس أمام حاسوب أضع قناعًا أبيض، أحاول أن تكتشفني كاميرا ويب زهيدة؟
    Gelmiş geçmiş en büyük silahla tehdit altındaydık ve gördüğümüzde iyi bir şey zannediyorduk. Hava Kuvvetleri gelmiş geçmiş en büyük bilgisayarın bizi korumasına karar verdi. TED أصبحنا مهددين بأضخم سلاح تم صنعه حتى الان، ولأن القوات الجوية كانت دائما ما تميز العمل الناجح فإنها قررت أن تبني أضخم كمبيوتر على الإطلاق لحمايتنا.
    Sağ tarafta, bilgisayarın tahminini görüyorsunuz ve sol tarafta, sunulan klibi. TED على الجانب الأيمن, تشاهد تحليل الحاسب الألي, وعلى الجانب الأيسر, المقطع الحقيقي.
    Belki seni bilgisayarın yardım edecek, belki de etmeyecek, ama güzel bir şey olacak. Open Subtitles ربما كمبيوترك سوف يساعد او ربما لا .. ولكنه سيحدث
    Bir bilgisayarın yakınında bile olsa, uzak bir yere bilgi gönderebiliyor. Open Subtitles يبدوا وأنه يحتاج ليكون بمنطقه مجاوره للكمبيوتر, ويرسل المعلومات عن بعد.
    Sana dosyayı verirsem, bilgisayarın bende olduğuna dair kanır olur. Open Subtitles لو أعطيتُكِ الملف من الجهاز، فهذا سيثبت أنني أخذتُ جهازك.
    Şirket tarafından verilen bir bilgisayarın sabit diskini uzaktan doğru silebilir misin? Open Subtitles على شركة تقديم حاسب محمول أيُمْكِنُ أَنْ تَمْسحَ القرص الصلب عَنْ بُعْد؟
    Hong Kong'da kullandığı bilgisayarın sinyaline uyan bir sinyal bulduk. Open Subtitles لقد وجنا إحداثيات لحاسوب مثل الذي إستخدمة فى هونج كزنج
    Esasen bilgisayarın çevresiyle etkileşmesini sağlıyor. TED فهو يوفر أساسا طريقة للحاسوب للتفاعل مع بيئته.
    Demek istediğim bilgisayarın sporla ne gibi bir ilgisi vardır? Open Subtitles ما أعنيه هو... . ما علاقة الحواسب الآلية بالرياضة؟
    Yanlış sinyalleri önlemek adına, bilgiler bilgisayarın sürücüsünde tamamen mühürlü kutuya bağlı. Open Subtitles لمنع الحصول على نتائج مزيفة فإن البيانات تجمع بشكل أعمى في صندوق محمي على القرص الصلب بالكمبيوتر
    bilgisayarın verilere dayanarak ürettiği ikili kod mantığına dayanıyor. Open Subtitles يعتمد ذلك على الشيفرة الثنائية التي سيستخدمها الكومبيوتر للاستنتاج

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد