Ama bize göre değil. Onu bilirsin. Şu gayretkeş tiplerden biridir. | Open Subtitles | ليس بالنسبة لنا أنت تعرف اسلوبه أنه أحد هؤلاء الرجال المندفعين |
bilirsin işte. Küçük bir kasabada akşamları yapacak pek bir şey olmaz. | Open Subtitles | تعرف كيف يكون الأمر فى بلدة صغيرة لايوجد ما تفعله فى المساء |
Her gece başka bir herifle geliyor. Nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | إنها تأتى كل ليلة مع رجل مختلف أنت تعرف طباعهم |
Orada burada birkaç heyecanlı an yaşadım, ama, bilirsin işte, hepsi geçti gitti. | Open Subtitles | حسنا لدي بعض اللحظات المثيرة هنا وهناك ولكن كما تعرفين مجرد لحظات عابرة |
Ben yemeleri gerektiğini düşünürüm. Sense onları nasıl yedireceğini bilirsin. Değil mi? | Open Subtitles | أنا أعتقد بأنهم يجب أن يأكلوا أنت تعرفين كيف تطعميهم أليس كذلك؟ |
Bana kızdığını biliyorum ama bilirsin "O gittiğinde güneş bile solar." Tamam mı? | Open Subtitles | أعلم بأنك غاضب مني ولكن أتعلم لاوجود لشروق الشمس عندما ذهبت حسنا ؟ |
Anlıyorum bu garip bir istek ama onun durumundaki kadınları bilirsin işte. | Open Subtitles | أعلم إنه طلب غريب، لكنك تعرف كيف تكون النساء في هكذا حالة. |
Şey, bilirsin, hayır diyor ama zaten sahnelediği salak oyun da neyin nesi? | Open Subtitles | حسناً ، أنت تعرف ، إنه يرفض لكن يا للعرض الممل الذى يقدمه |
Ama Bunny, bu rol için uygunsun. Bu insanları bilirsin. | Open Subtitles | لكنك مناسب جداً لهذا العمل يا بوني تعرف هؤلاء الناس |
bilirsin, insanların gazetede yazdıklarından dolayı sana sokakta laf atmaları gibi. | Open Subtitles | تعرف عندما تمر بك النساء في الشارع وبسبب عمودك في الصحيفة |
Bu pis Neutrallerden nefret ediyorum. Düşmanının nerede olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | أنا أكره هذه المحايدة القذرة مع الأعداء, أنت تعرف تفكيرهم |
Oynaşırdı. bilirsin kızlar hani yaparlar ya. Belki de bilmezsin. | Open Subtitles | تزعجني وتثير رغباتي تعرف كيف تتصرّف الفتيات، ربّما لا تعرف |
İş şey gibi birşey. bilirsin, hayır işi, biletli falan. | Open Subtitles | إنه نوع من العمل تعرفين, حفلة جمع تبرعات خيرية بالتذاكر |
Annemi bilirsin, kahvaltı yaptırmadan çıkmama izin vermez. O nasıl? | Open Subtitles | و تعرفين أن أمي لا تتركني أغادر دون تناول الفطور |
Ama bilirsin, güçlü olmanın anahtarı bu kadar sert değildir. | Open Subtitles | قاسية حقاً لكن تعرفين, المفتاح لكي تكوني قاسية ليس صعباً |
Dinle, sana gerçekten şu 1500 konusunda yardım etmek isterdim ama, bilirsin işte, şu anda durumum pek iyi değil. | Open Subtitles | اسمع , أنا حقا أود مساعدتك فى موضع الـ 1500 دولار ولكن أتعلم انك اتصلت بى فى وقت سيئ الآن |
bilirsin, küçük kırmızı kitaplar uğursuzluk getirir. | Open Subtitles | تَعْرفُ بأنّ الكُتُبِ الحمراءِ الصَغيرةِ تجلبْ لك الحظَّ السيئَ؟ |
Şu şeyi yapıyorsun,bu sanki, bilirsin.... Bu da ne böyle? | Open Subtitles | أنت تفعلين هذا الشيء ، أتعلمين ما هذا بحق الجحيم؟ |
Beni bilirsin, karşıma hangi adi herif çıkarsa çıksın, kavgaya hazırımdır. | Open Subtitles | انا ميرا . انت تعرفني كنت اذهب الى الشوارع مع اولئك الملاعين |
Örneğini her gün görüyoruz. Fakat dilenciler seçici olamaz bilirsin. | Open Subtitles | ولدينا الدليل يوميا ولكن الشحاذين لايملكن كما تعلمين حرية الأختيار |
Genellikle öyle davranmam ama analık içgüdüsü ne kadar güçlüdür bilirsin. | Open Subtitles | لا أتصرف بهذا الشكل عادة لكن تعلمون كم غريزة الامومة قوية |
Gerçekten çok teşekkürler. Her bir parça işe yarar, bilirsin. | Open Subtitles | نحن نقدر ذلك كل شئ صغير يساعد , أنت تعلم |
bilirsin, eğer parıltılı kumaştan dokunmuş bir elbisem olmasaydı, benzerlik çok ürkütücü olurdu. | Open Subtitles | أتعرف لو ان لدي ملابس جديدة من النسيج البراق هنا التشابة سوف يذهلك |
Sana duygular hakkında birşey söyleyim, duygular annemizin göğüslerine benzer, nerde olduklarını bilirsin fakat arkanda bıraktığın en iyi duygulardır. | Open Subtitles | دعني أخبرك عن المشاعر المشاعر هي مثل : صدر الأم. تعرفي أين هم لكن من الأفضل أن لا تشعري بهم. |
bilirsin, ortaklar arasındaki ufak tefek şakalar bana uyar ama bunu başka birinin önünde yaptığında diğer kişiye tuhaf hissettiriyor. | Open Subtitles | اتعلم انا اعي التهنئة اللطيفة بين الشركاء وكل شيء لكن عندما تفعلها امام شخص ما تجعل الشخص الاخر يشعر بالغرابة |
Ne derler bilirsin işler yoluna oturmadan önce daima sarpa sarar. | Open Subtitles | أنت تعلمي كيف يقولها الأشياء سوف تسوء قبل أن تتحسن ؟ |
Hiç kimseyi siklemiyor şey hariç, bilirsin. | Open Subtitles | إنها لاتهتم لأي شئ بإستثناء شئ واحد وأظنك تعرفه |
bilirsin, olanları düşündükten sonra, günü çok daha kötü şekilde bitirebilirdik. | Open Subtitles | أتعرفين بأخذ كل شيء في الإعتبار هناك طرق أسوء لإنهاء اليوم |