| Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. | TED | الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا. |
| Bu çok bulanık bir çizgi, ve yaptığımız gözlemlerle zamanla daha da bulanıklaşıyor. | TED | إنه خط غامض جدا، ويزداد غموضا في كل وقت ونحن نسجل ملاحظات أكثر. |
| Tecrübelerime göre sevgi ve nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. | Open Subtitles | ، من خلال خبرتي يوجد هُناك خيط رفيع للغاية بين الحُب والكره |
| Ve yine de, bütün bu Darwinci evrime ve doğal seleksiyona karşılık, bir çizgi üzerinde sıralanmaya zorlandılar. | TED | وحتى الآن ,بالرغم من كل هذه التطورات المتعلقة بداروين والانتقاء الطبيعي هم مقيدون بالتموضع على الخط ذاته |
| AB'nin ortasına bir D koy... ..ve D'den C'ye bir çizgi çek ve B'ye ortala. | Open Subtitles | الآن اقسم ا ب عند د وارسم خطاً مستقيماً ا د من الحافة إلى ا ب |
| Altı üstü bir çizgi romancıda çalıştığımızı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد بأننا قد نعمل في مكتبة هزلية لناسِ ؟ |
| Eğer bir çizgi filmdeysek, şimdi kaya da kopar. | Open Subtitles | لو كان هذا فيلم كرتون فالمنحدر سينكسر الآن |
| Ama biliyorsun akıl hastalığına bir çizgi çekmem gerekiyor. | Open Subtitles | لكن ، تعرفين ، علي أن أرسم خطا في الهوس |
| Eğer EKG düz bir çizgi gösterirse bunları birbirine sürtüp göğüsün üzerine yerleştirirsiniz ve... kalp tekrar çalışmaya başlar. | Open Subtitles | لو أضهر ال إي كي جي خط مستقيم افركهم وضعهم على الصدر و القلب يجب أن ينبض من جديد |
| Televizyonun ilk günlerinden beri, paylaşan, gösteren ve büyüyen değişmemiş bir çizgi olmuştur. | Open Subtitles | منذ الأيام الأولى للتلفاز ،كان هناك خط متواصل من المشاركة العرض و النمو |
| Demirin etrafından düz bir çizgi, ...çizerken cerrah bıçağını kullan. | Open Subtitles | استخدم مشرط كما لو كنت ترسم خط مستقيم خلال الحديد. |
| Eğer bu görüntülemeyi uçaktan sağlanan 2D resimlerle kıyaslarsan, bu sadece dikey bir çizgi. | TED | وعليه، إذا قارنتم تلك الصور بالصور الثنائية الأبعاد الملتقطة بالطائرة، فذلك مجرد خط عمودي. |
| Eğer sağ üst köşeye dikkatlice bakarsanız, 1970 yılında yapılan bir yol olan ince beyaz bir çizgi göreceksiniz. | TED | إذا نظرتم بتمعن في الزاوية اليمنى بالأعلى، فستلحظون خط أبيض رفيع، هو طريق بني في سنة 1970. |
| Ve 12'nci yüzyılda bir çizgi çizildi, müzikal yatay çizgi, perdenin yerini daha iyi belirleyebilmek için. | TED | وفي القرن الثاني عشر، ُرسم خط، مثل خط الافق الموسيقي ليدل بشكل افضل على مواقع النغمات |
| Tecrübelerime göre sevgi ve nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. | Open Subtitles | ، من خلال خبرتي يوجد هُناك خيط رفيع للغاية بين الحُب والكره |
| Yaşam ve ölüm arasında, ikisini birbirine bağlayan ince bir çizgi dışında hiçbir ayrım yoktur. | TED | لا يوجد فصل بين الحياة والموت يوجد فقط خيط رفيع يربط بين الاثنين. |
| -Bakın efendim, biliyorum ince bir çizgi var. -Hayır yaptığın hata bu değildi. | Open Subtitles | أعرف بأن هناك خيط رفيع بين الغرور وإطاعة الأوامر |
| Işığın bir ışık yılı yol alması bir yıl sürdüğünden yolu 45 derecelik çapraz bir çizgi olacaktır. | TED | وبما أن الضوء يستغرق سنة ليسافر سنة ضوئية واحدة، سيكون مساره 45 درجة على الخط المائل. |
| Onun bir çizgi üzerinde yürümesini ister. | Open Subtitles | أخرجه من السيارة و حاول أن يجعله يسير بحذى خطاً مستقيماً |
| bir çizgi roman versiyonumuz ve bir de gerçek versiyonumuzun olmasının bir önemi yok. | Open Subtitles | هذا لا يهم اذا كان هناك شخصيات هزلية او شخصيات حقيقية |
| Bir çikolatadan uyarlanmış bir antik dinden uyarlanmış bir çizgi filmden uyarlanmış bir Japon kart oyunu! | Open Subtitles | إنها لعبة بطاقات يابانية مقتبسة من فيلم كرتون مقتبس من دين مندثر مقتبس من حلوى |
| Yani kahin kuma bir çizgi çizdi ve dedi ki: | Open Subtitles | لذا رسم النبي خطا في الرمال، وقال له، |
| Bazen çok da iyi bir çizgi, ama -- en azından bir çizgi vardı. | Open Subtitles | ربما كان خطا رفيعا جدا فى بعض الاحيان ولكن على الاقل كان هناك خطا |
| Dinle. bir çizgi kedi az önce manga odasına girdi. | Open Subtitles | إستمع أنت إلي، أنا أقول قط كرتوني دخل تواً غرفة الفريق، مرحباً؟ |
| Ama bu işe izin verdim çünkü ilginç şeyler ortaya çıkabilirdi ve ben çocukluğumdan beri bir çizgi roman müptelasıyım. | TED | إلا انني رضخت لأنها بدت كاحتمالية مثيرة، وكوني مُدمن علي الرسوم المتحركة منذ الصغر. |
| Sevgi ve nefret arasında ufak bir çizgi vardır. | Open Subtitles | هُناكَ خيطٌ رفيع بينَ الحُب و الكَراهيَة |