"bir şeref" - ترجمة من تركي إلى عربي

• شرف لي
• إنه لشرف
• لشرف أن
• من الشرف
• ياله من شرف
• هو شرف
• لشرف كبير
• إنّه لشرف لي
• أن هذا لَشرف
• انه لشرف لي
• شرف لى
• دواعي شرفي

Bu bir şeref, ama birçok doktor bu şerefe nail oluyor.
هذا شرف لي لكنهم أيضاً يتعاملون مع أطباء كثيرين غيري

Sizinle çalışmanın bir şeref olduğunu söylemek istiyorum.
سيدي. إنه لشرف لي أن يتسنى لي العمي معك ميدانياً

- Evet, benim. Siz tebrik ederim, sizinle tanışmak büyük bir şeref.
دعني أهنئك، إنه لشرف عظيم، إنه لشرف عظيم

Bizimle olmanız bir şeref. Biliyorum, çok sorumuz var.
إنه لشرف أن نستضيفك معنا وأنا واثق أنه لدينا أسئلة، والمزيد من الأسئلة

Bunu yeni misafirlerime çok sık söyleme şansım olmuyor ama senin bu hapishanede olman bir şeref.
أنا لا أقول هذا عادتا إلى نزلائى ولكن من الشرف لنا أن تكون معنا فى هذه المؤسسة

Bu büyük bir şeref ama doğru bir kadın için bundan memnuniyetle vazgeçeceğim...
هذا شرف لي لكنني سأتنازل عنه بفرح من أجل المرأة المناسبة

Ve sizin hizmetinizde olmanın benim için bir şeref olduğunu söylemeden edemiyorum.
وا يمكنني البدء بأن أخبرك كم شرف لي خدمتك

Majestelerine bu görevde yardım etmek bir şeref olacak.
سيكون شرف لي أن أساعد جلالتك في هذه المهمة

- Sizinle tanışmak bir şeref. - Bunu yaptığınız için çok teşekkür ederiz.
ـ إنه لشرف ليّ اللقاء بكِ ـ شكراً جزيلاً لفعل هذا لأجلنا

Böyle bakılırsa bu bir şeref ve vazifedir.
انظر للأمر بهذا المنظور، إنه لشرف و واجب أيضًا.

sizi görmek bir şeref.
أنهم لشرف أن أراك يا سيدي لقدسمعناعن ابنالزناالوسيم..

Senin huzurunda olmak tüm bu genç çocuklar için bir şeref. Belki bu sırada bir iki bir şey öğrenirler.
من الشرف وجود الشباب في حضورك بل إنهم سيتعلمون بعض الأشياء في العملية

Bayan Crawford, ne büyük bir şeref.
سيدة كروفرد ياله من شرف

Aslına bakarsan kılıcımla ölmek senin hak etmediğin bir şeref.
بصراحة , الموت بسيفي هو شرف لا تستحقينه.

Sizinle tanışmak bir şeref, efendim.
- إنه ، لمن لشرف كبير أن أقابلك

Sizinle tanışmak bir şeref.
إنّه لشرف لي أن ألتقي بكم.

Bunu bana Kenji yaptırdı. Büyük bir şeref olduğunu söyledi. Onun hatırına yapmak istedim.
كينجي , أقنعني بأن أفعل ذلك لقد قال أن هذا لَشرف عظيم

Doktor Niles Crane. Elinizi sıkmak bir şeref.
الدكتور نايلز كرين انه لشرف لي ان اهز يديك

Onlar, şu an olduğum kişinin bir parçası. Onlar bir şeref.
إنها جزء منى إنها شرف لى

Bu gece burada bulunmak gerçekten büyük bir şeref.
إنه لمن دواعي شرفي أن أتواجد هنا