Sanırım, kendi şarkılarımı yazmama izin veren yerel bir şirketi bekleyeceğim. | Open Subtitles | أعتقد بأني سأنتظر شركة الإنتاج المستقلة التي تسمح لي بتأليف أشيائي |
RB: Bence, çok eskiden öğrendiğime göre eğer bir şirketi idare edebiliyorsan, herhangi sayıdaki şirketi de yönetirsin. | TED | ر ب: لا, أقصد, لقد تعلمت مبكرا جدا انك لو إستطعت إدارة شركة واحدة, فيمكنك إدارة العديد من الشركات بشكل فعلي. |
Önemli sanayi işbirlikleri oluşturuyoruz. Mesela size geniş çapta dijital üretim yapmada uzmanlaşmış bir şirketi örnek gösterebilirim. | TED | نحن نؤسّس لتعاون صناعيّ هام مثل العلاقة التي تجمعنا مع شركة التي لها خبرة في الصناعة الرقمية الضخمة. |
bir şirketi yönetmek için gereken tüm bu beceri kümesine sahip çok az insan var. | TED | هنالك القليل من الناس الذين يمتلكون المجموعة الكاملة من تلك المهارات المطلوب توفرها لإدارة شركة ما. |
Bir adam neden bir şirketi satmaz, onu anlamaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | آنسة تمبرلاك، نحتاج ان نعرف لماذا لا يرغب رجل فى بيع شركة |
Büyük bir şirketim var, onun da büyük bir şirketi var. | Open Subtitles | كانت لديّ شركة كبيرة وكانت لديه شركة كبيرة. |
Seksen beş kişilik bir şirketi yönettim, ve şimdi onlara ilaç vermeden üç küçük çocukla başa çıkamıyorum. | Open Subtitles | كنت أدير شركة بها 85 شخص و الآن لا يمكنني رعاية ثلاث أطفال صغار دون تخديرهم |
bir şirketi yönetmenin, aile reisi olmaya ne kadar benzediğini hiçbir zaman farkedememişim. | Open Subtitles | أنا مَا أدركتُ كَمْ ركض شركة مثل أنْ أكُونَ أبَّ عائلة. |
bir şirketi bir sene işletirsin, en çok 18 ay, sonra tasviye edersin, müdürleri değiştirirsin. | Open Subtitles | تُدير شركة منذ حوالي سنة وستة اشهر وحينها تقوم بتصفيتها وتقوم بتبديل المسؤلين |
Ve burada oturup onun sanki çok uluslu bir şirketi... yönetiyormuş gibi çalışmasını izlemeyi reddediyorum. | Open Subtitles | و أرفض أن أجلس هكذا و اراقبها و كأنها تدير شركة مالية كبيرة |
Eğer sen bile öğleden önce içkini yudumlayarak bir bar taburesinden trilyonluk bir şirketi yönetebiliyorsan, bu ne kadar zor olabilir ki? | Open Subtitles | اعني إذا كان بإستطاعتك إدارة شركة بملايين الدولارات بينما أنت تشربين هنا صباحاً مزيج الشراب، فكيف يمكن أن يكون صعباً |
Milyar dolarlık uluslararası bir şirketi yönetmek bunlardan biri değil. | Open Subtitles | إدارة شركة عالمية ذات رأس مال بحدود بليون دولار ليست أحدها.. |
Başarılı, büyük bir şirketi olmasaydı hiçbirimizin böyle yaşayamayacağını biliyordu. | Open Subtitles | لقد عرف أنه بدون شركة قوية ومربحة لن يشعر أحد منّا بالأمان |
Bizimki gibi ünlü bir şirketi rehin tutuyorlarsa kesin devletten bir şey istiyorlar. | Open Subtitles | إذا كانو يحاولون أخذ شركة تقنية المعلومات المشهورة كرهينتنا فإنهم بكل تأكيد يحاولون ان يطلبو شيئاً من الشعب |
bir şirketi bir kaç milyar dolardan mı kurtaracaksın? | Open Subtitles | وفرتي على شركة ما بضعة مليارات من الدولارات؟ |
Cidden, Fortune 500 listesindeki bir şirketi yönetebilecek gibi görünüyor muyum? | Open Subtitles | هل أبدوا لكَ وكأنني أستطيع أن أدير ثروة مُكونة من 500 شركة ؟ |
Beni, en uçuk hayallerimden bile zengin eden bir şirketi neden kötüleyeyim ki? | Open Subtitles | لمَ عساي أنتقص من قدر شركة جعلتني غنياً أكثر مما كنت أحلم؟ |
İlginç gerçek: Bundan önce koca bir şirketi yönetiyordu aslında. | Open Subtitles | حقيقة مثيرة قبل هذا هو في الحقيقة كان يدير شركة بالكامل |
Orada bir şirketi yönetiyordu ve günde 12, 14 saat çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يدير شركة هناك يعمل لـ 12 أو 14 ساعه هناك |
- ...bir şirketi temsil ediyorum. | Open Subtitles | التي تمّ تشويهها من قبل شركة معروفٌ أنها وظفت مُحتال. |