bir av gezisini finanse etmek için kirayı sen yükselttin. | Open Subtitles | و لكنك أنت نفسك قمت برفع الايجار لتمول رحلة صيد |
"bir av seyahatinden sonra arkadaşım Clarence F. Tydon'ı ziyaret ediyordum. | Open Subtitles | كنت في زيارة لصديقي كليرنس ف تايدون بعد رحلة صيد |
Biz çocukken o bir av kazasında öldü. | Open Subtitles | لقد مات في حادث صيد عندما كنا أطفال. |
Amacına ulaşması için kenara yakın yerde otlayan bir av bulması gerek. | Open Subtitles | لتصيب النجاح عليها أن تعثر على فريسة ترعى قرب الحافة |
Eğer onların desteğini istiyorsan, elinde bir av tüfeği ile görünmek yeterli değil. | Open Subtitles | إن أردت دعمهم لا يكفي ان يروك ببندقية صيد في يدك |
Yaşam Öyküsü ekibi şempanzelerin eşsiz bir av davranışını görüntüleyebilmek için yola çıkıyor. | Open Subtitles | يَشرع طاقم "قصّة الحياة" في تصوير سلوك صيدٍ فريد للشمبانزي |
Başarılı bir av dönüşünde bir kehanet ortaya çıktı. | Open Subtitles | كنت عائداَ من رحلة صيد ناجحة عندما ظهر نذير شؤم |
Gerçek bir av partisi olduğunu düşünmedin, değilmi? | Open Subtitles | لمـ تعتقد حقاً أنها كانت مجرد رحلة صيد شتاء |
Bunlar bir av gezisi sırasında çekildi. | Open Subtitles | حسناً، تم التقاط هذه الصور خلال رحلة صيد |
Bir efsaneye göre, 1873'teki bir av gezisi sırasında bir vampirin saldırısına uğramış. | Open Subtitles | تبعاً للأساطير، قام مصاص دماء بمهاجمته أثناء رحلة صيد عام 1873 |
Bir hafta önce kolay bir av dedikleri yerden döndüler. | Open Subtitles | منذ إسبوع، عادوا... من رحلة صيد سهلة كما قالوا |
Babam bir av kazasında öldürülünce, | Open Subtitles | عندما قتل أبي في حادث صيد |
Tavşan deliğinden gitmeye ilk başladığım zamanlarda rastgele bir av kazası sırasında vurulup felç kalan Lisbon'lu bir kızın hikâyesini okuyup "Ne olacak, denemekten zarar gelmez bunu önlemeyi deneyeyim," diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لمّا بدأت دخول بوابة التنقل لأول مرّة، رأيت خبرًا عن فتاة في "لشبونة" أطلق عليها النار وشلّت في حادث صيد طائش وتراءى لي: "سحقًا، لاضير في ذلك. |
Aday Huggins, bir av etkinliğinde rakibi Kongre üyesi Brady'yi vurdu, ve anketlerde puan yaptı. | Open Subtitles | قام المرشح (هاجينز) بإطلاق النار على خصمه النائب (برادي) في حادث صيد... وإرتفعت أسهمه بإستطلاعات الرأي! |
Ormanda, eğer ufak bir avcıysanız, uygun büyüklükte bir av bulmak zordur. | Open Subtitles | العثور على فريسة مناسبة الحجم في الغابة أمر صعب حين تكون مفترس صغير الحجم |
Branch bir av tüfeği ile gelip... arabasını almış. | Open Subtitles | و قال بأن برانش قد رصده ببندقية صيد في محطة تعبئة الوقود و أخذ سيارته |
Dairenizde bir av tüfeği bulduk. | Open Subtitles | حسنا , لقد عثرنا على بندقية صيد في شقتك |
Sadece bir tane hayvanın kayıp olduğu rapor edilmiş Fred adında küçük bir av köpeği. | Open Subtitles | وقد كان هناك بلاغ واحد عن حيوان واحد طليق. كلب صيدٍ يُدعى (فريد). |
O zaman ya Fred çok vahşi bir av köpeği ya da bu gizem gittikçe derinleşiyor. | Open Subtitles | حسناً، إمّا (فريد) كلب صيدٍ وحشيّ، وإلاّ فإنّ هذا الغموض قد تعمّق أكثر. |