Eski bir bar garsonu olduğuna göre şüphesiz bir sürü erkek tanıyordur. | Open Subtitles | وهي بلا شك كونها مضيفة حانة سابقة على معرفة بالكثير من الرجال |
15 yıl önce bir bar kavgasında, kendimi savunmak için birini bıçakladım. | Open Subtitles | قبل 15 عاماً وقعت في شجار حانة طعنت رجلاً بدفاع عن النفس |
Bu eski bir bar gibi dar merdivenli bir yerden inmekten tamamen farklı bir deneyim, odaya damlıyor gibi oluyorsunuz. | TED | هذه تجربة مختلفة تمامًا عن الذهاب إلى أسفل الدرج الضيق إلى -على سبيل المثال- حانة قديمة، حيث تسقط إلى الغرفة. |
Bu demek oluyor ki dün gece bir bar dolusu şüpheli varmış. | Open Subtitles | الذي يعني أن هناك بار ملئ بالمشتبه بهمِ هنا في الليلة الماضية |
Bu, bir soruyla başladı. Afrika bir bar olsaydı, senin ülken ne içer ya da ne yapardı? | TED | لقد بدأ الموضوع بسؤال واحد: إذا كانت أفريقيا حانة فماذا سيشرب بلدك أو يفعل ؟ |
Benim yüzümden! Bir içki ısmarlayayım mı. Yani açık bir bar bulabilirsek. | Open Subtitles | سأعوض لك ذلك بشراب إن وجدنا حانة مفتوحة. |
Gel öyleyse... aşağıda sana her türlü diyeti unutturacak bir bar var. | Open Subtitles | حسنا هيا بنا هناك حانة قريبة ستجعلك تنسي كل شيء |
Hayır, Debra'yı buraya bir içki içmesi için getirdim. Burası bir bar. | Open Subtitles | لا، لقد أتيت بها إلى هنا من أجل مشروب إنّها حانة |
Köşede bir bar var. Bir kahve içeriz. | Open Subtitles | هناك حانة بالزاوية، لنذهب ونشـرب فنجـاناً من القـهوة |
Çok uzun zaman önceydi. Şimdi bir bar işletiyor. Bar mı? | Open Subtitles | كان ذلك منذ زمن بعيد وهي تدير حانة الآن |
Buraya kadar. Kendime takılacak yeni bir bar bulacağım. | Open Subtitles | طفح الكيل ، سأعثر على حانة أخرى لأشرب بها |
- Korkarım onu söndürmek zorundasın. -Tanrı aşkına burası bir bar. | Open Subtitles | ــ أخشى أنك مضطرة لإطفاء لفافة التبغ ــ إنها حانة |
Belki bu iş bittikten sonra, bir şeyler içebiliriz. Bildiğim güzel bir bar var. | Open Subtitles | اسمعي ، ربما عندما ينتهي الجهاز من البحث ربما بإمكاننا الذهاب إلى حانة أعرفها ونحظى ببعض الشراب |
Erkeklerin erkeklerle dans ettiği yeni bir bar açılmış. Ne harika değil mi? | Open Subtitles | سمعت عن حانة جديدة يرقص فيها الرجال مع الرجال ، يبدو رائعاً؟ |
- Gitmem gerek. - Baba bu sadece bir bar. | Open Subtitles | يجب ان أذهب سانهض مبكرا أبى انها مجرد حانة |
Benim için, bugün bu tarih ikinci bir "bar mitsva (13 yaş töreni)" deneyimi gibi. | TED | بالنسبة لي ،في هذا اليوم، في هذا التاريخ، انها مثل تجربة بار ميتزفاه الثانية. |
Bizim koğuşlarda, iki sigara karşılığında bir atışlık Schnapps sattığı bir bar işletti. | Open Subtitles | كان يدير بار بثكنتنا يبيع المسكر مقابل سيجارتين للرشفه |
Bir keresinde, Japon olimpik judo takımının tamamıyla bir bar kavgasına karıştığını duydum. | Open Subtitles | سمعت ذات مره انه داخل في قتال في حانه مع الفريق الياباني للجودو. |
Pekala. Sokağın aşağısında piyanolu bir bar var. Hadi gel. | Open Subtitles | حسناً يوجد بيانو في البار في آخر الشارع، هيا بنا |
Haydi ama millet, sakin olun. Burada misafirperver bir bar yürütmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | هيّا يا جماعة، على مهلكم إنّنا نسعى لكي ندير حانةً رحيبة |
Kimseden fahiş fiyat istenmeyen herkese değer ve itibar gösterilen bir bar. | Open Subtitles | حانةٌ لا تغالي في أسعارها ويشعر الجميع فيها بأن هناك من يقدرهم حق قدرهم ويحترمهم |
6 yıl önce bir bar garsonuyla evlenmiş. 2 yıl sonra da boşanmışlar. | Open Subtitles | ،منذ ستة سنوات من مضيفة تعمل بحانة وقد تطلقا بعد سنتين |
Martinisi olmayan nasıl bir bar burası? | Open Subtitles | أي نوع من الحانات لا يخدم شراب المارتيني؟ |
Geist benim için önemsizdi. Sadece bir bar kuşu. | Open Subtitles | (غايست) كان نكرة لي، أحد الروّاد المُنتظمين للحانة. |
Beysbol oyuncusuyken bir bar kavgasına karışmıştım. | Open Subtitles | في الماضي عندمَا كنتُ لاعبَ بايسبول، خضتُ شجارًا في حانةٍ ما. |