Harry Grey artık yok ve piyango cinayetleri kapanmış bir dava. | Open Subtitles | هاري جراي، لم يعد موجوداً. وجرائم قتل بائعي اليانصيب، إنها قضية مغلقة. |
Burada başka bir dava üzerindeyim, 8 aydır üzerinde uğraştığım bir dava. | Open Subtitles | انا اعمل قضيه اخرى هنا قضيه جلست فيها 8 شهور محاولة حلها |
Araştırdığım bir dava var da o ağaçla ilgisi olabilir. | Open Subtitles | اه، هناك قضية معينة والشجرة ربّما تكون لها علاقة بها |
Polisken baktığım eski bir dava. "Ağlatan Lotus" cinayeti. | Open Subtitles | انها قضية قديمة مذ كنت بسلك الشرطة لقاتل اسمه الاخرق الباكي |
Sen bir dava üzerinde çalışırken oluşturduğun kişi. Hey. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | الشخص الذي تتحوّلين إليه عندما تعملين على قضيّة لا يوجدُ شيء يدعو للقلق |
Şimdiye kadar tek bir dava var. | Open Subtitles | لدينا قضية واحدة ربما تلك الوحيدة التي نملكها |
Bu devasa bir dava. 411 davacımız var. | Open Subtitles | إنها قضية ضخمة وقد ارتفع عدد المدّعين إلى 411 |
Doktorun dediği gibi bunalımlı bir çocuğun kendi yaşamına son verdiği sıradan bir dava, Tom Clancy romanı değil. | Open Subtitles | مثل ما قالت الطبيبة إنها قضية بسيطة عن صبي مكتئب أنهى حياته بيده و ليست رواية لتوم كلانسي |
Polis cinayete dair herhangi bir kanıt bulamadı. Sonlandırılmamış bir dava ve kimse de ilgilenmiyor. | Open Subtitles | الشرطة لمّ تصل إلى دليل على المؤامرة، إنها قضية مفتوحة ، و لمّ يصلوا إلى أيّ خيوط. |
Bu resmi çeken kişiye karşı da bir dava açmalıyız. | Open Subtitles | ينبغي عليك عمل قضيه ضد كل من اقتنا هذه الجدارية. |
Biliyor musunuz, ortada bir dava yok. Elinizde fiziksel hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | تعلمون أنه لا توجد قضيه هنا ليس لديكم أى أدله ماديه |
Biliyorsunuz temyizde sizin yeni kanıtlar sunmanıza izin veren bir dava yok. | Open Subtitles | أنك تعلم ليس هناك قضية يسمح .لك بعرض دليل جديد في الأستئناف |
Ölüm cezasını gerektiren bir dava olacaksa, o dava budur. | Open Subtitles | ـ إذا كان هناك قضية بحكم إعدام ، فهذه هي |
Kolay sonuçlanacak bir dava olduğuna bu kadar eminsen burada kalıp örtbas etmek istediğin mesajlarını silsene sen. | Open Subtitles | حسنا اذا كنت كنت تعتقد انها قضية سهلة لماذا لا نبقى هنا و تمحوا بعض رسائلك المثيرة |
Aradaki fark bu iyi bir dava, ve biri bunu devam ettirebilir. | Open Subtitles | ،الفرق أنها قضيّة جيّدة .ولا يزال بوسع أحدٍ آخر تولّي أمر القضية |
Jessica tek bir dava için bütün isteklerimizi kabul etti. | Open Subtitles | جاسيكا وافقت على أي شيء نريده من أجل قضية واحدة فقط |
Bakmanı istediğim başka bir dava daha var. | Open Subtitles | هناك حالة أخرى أنا أودّك لأخذ النظر إلى. |
Jonas, büyük bir dava için Chicago'ya gitmemi istedi. Öyle mi? | Open Subtitles | يونس يريدني أن أذهب إلى شيكاغو في قضية كبيرة |
Başka bir dava için Boston Anti-Çete birimi devreye girdi. Onlara bilgi verdi. | Open Subtitles | تدخلت شرطة بوسطن للحصول على معلومات عن قضية أخرى |
Chris, eski bir dava için benden yardım istedi. | Open Subtitles | لقد طلب كريس مساعدتي في قضية غير مستعجلة |
bir dava raporuyla ilgiliyse, üzgünüm, zaten doluyuz. | Open Subtitles | اذا كانت قضية ، فاننى آسف سير ويلفريد لديه ما يكفيه لعمله |
Böylesine ufak bir dava için yedi yıl çok uzun bir zaman. | Open Subtitles | سبع سنوات هي فترة طويلة من الزمن لقضية صغيرة كان لديك هناك. |
Dinle Mike, sanırım elimizde çok önemli bir dava var. | Open Subtitles | نظرة ، مايك ، اعتقد ان لدينا قضية كبيرة هنا. |
Avukatı ona şişman kıyafeti almış. Başka bir dava daha aldım ayrıca. | Open Subtitles | المحامية أشترت لها حلّه بدانة لدي قضية أخرى |
Şef bana yıI boyunca bir dava da verirse şanslıyım. | Open Subtitles | ساكون محظوظا ان قام الرئيس باعطائي قضية اخرى خلال كل العام |