Duyguları harap eden, yıkıcı bir hastalık. | TED | إنه مرض مدمّر يسبب كمًا هائلًا من الخسائر العاطفية. |
Bu, insanları 50 ya da 60'larında vuran kafa karıştırıcı bir hastalık. | TED | إنه مرض مربك يصيب الأشخاص في الخمسينيات أوالستينيات من عمرهم. |
Şeker hastalığı birlikte yaşayabileceği bir hastalık... ve eksiksiz yaşayabilir. | Open Subtitles | السكري هو مرض يمكنها العيش معه و تعيش بكامل حريتها |
Eski bir hastalık baş gösterdiğinde oluşan panik havasını hepimiz öğrendik, şarbon gibi. | TED | وجميعنا تعلمنا أي نوع من الفزع قد ينتج عن ذلك عندما تطل أمراض قديمة برأسها مجددا ، مثل الأنثراكس. |
Moskova'da olmayan başka bir hastalık: | Open Subtitles | انه مرض آخر ليس لدينا بموسكو إنه المجاعة |
Bu hastalık akciğerlerinize bağlı bir ventilatörle yalnız ölmek çok korkunç ve bu tüm organlarımızı etkileyen bir hastalık. | TED | إنه مرض مرعب، لتموت وحيداً بجهاز تنفس متصل برئتيك، وهو مرض يؤثر على كل أعضائنا. |
Bundan usanmış durumda. Bu önlenebilir bir hastalık. | TED | اصيب بالأعياء جراء ذلك. إنه مرض يمكن الوقاية منه. |
Hücrelerin kontrol dışı büyüdükleri bir hastalık. Urlar oluşur,.. | Open Subtitles | إنه مرض فى البشر عندما تصبح بعض الخلايا متمردة ، فتصيبهم بالأورام و |
Bu yetişkinlere özgü bir hastalık hiç hakları olmadığı halde küçük çocuklara yanlış şeyler yapıyorlar. | Open Subtitles | إنه مرض يصيب الكبار، ويجعلهم يفعلون أشياء مع الأطفال، ليس من حقهم أن يفعلوها |
Çünkü Batı Afrika’da görülen bir hastalık değildi. Bu, kıtanın yarısı kadar uzaklıkta, Afrikanın ortalarında olan bir hastalıktı. | TED | هذا و لأنه لم يكن معروفاً في غرب أفريقيا. هو مرض يُعرف في وسط أفريقيا. |
Demans berbat bir hastalık ve hâlâ bir tedavisi yok. | TED | الخرف هو مرض شنيع ولم يتم اكتشاف أي علاج له بعد |
Kanser insan yapımı bir hastalık olabilir mi? | Open Subtitles | يمكن أن يكون ذلك السرطان هو مرض من صنع الإنسان ؟ |
Hindistan’da yüz binlerce insanın ölümüne ve Hindistan'daki körlerin yarısının kör olmasına neden olan bir hastalık sona erdi. | TED | أمراض التي أودت بحياة مئات الآلاف في الهند، والعمى نصف جميع أولئك الذين قدمت الأعمى في الهند، وانتهت. |
Doktor, ilaç, falan filan gerektiren gerçek bir hastalık bu. | Open Subtitles | انه مرض حقيقي مع الطبيب و الدواء وكل شيء |
- Amansız bir hastalık. | Open Subtitles | ــ يا له من مرض ــ بالتأكيد نعم |
Bu bize sıtmayı bir hastalık olarak elimine etmemize olanak sağlayacaktır. | TED | والذي سوف يعطينا فرصة حقيقية للقضاء على الملاريا كمرض. |
Bağımlılığın beyin-temelli bir hastalık durumu olduğu medikal ve nörolojik bir gerçektir. | TED | يعتبر ذلك الإدمان حالة مرضية تعتمدُ على الدماغ وهو حقيقية عصبية طبية. |
Belki ailende bilmen gereken kalıcı bir hastalık vardır. | Open Subtitles | ربما توجد بعض الأمراض فى عائلتك يجب أن تعرف عنها |
Herkesin endişe etmesi gereken bir hastalık. | TED | إنه المرض الذى علينا جميعاً ان نهتم به. |
Sağırlığın tamamen bir hastalık olduğunu düşüyordum. Bu zavallı insanlar duyamıyordu. İşitme yoksunuydular, onlar için ne yapabilirdik ki? | TED | لقد فكرت دائمًا بالصمم على أنه مرض. هؤلاء المساكين، لايستطيعون السمع. لا يسمعون، ما الذي نستطع أن نفعله لهم؟ |
Bu, ailemden gelen bir hastalık ve gerçekten bu gibi hücrelerin bir tedavi bulunmasında yardımcı olabileceğini umuyoruz. | TED | وهو مرض في عائلتي، ونحن نأمل حقاً أن الخلايا مثل هذه ستساعدنا على إيجاد علاج. |
Bunun bir hastalık değil kasıtlı zehirleme olduğunu düşünenler var, bir kişi tarafından. | Open Subtitles | هناك من يعتقد بأنّه ليس مرضاً مطلقاً لكن التسمم متعمداً عمل فرد واحد |
Aynı şeyi akciğer kanseri veya herhangi bir hastalık içinde yapabiliriz. | TED | يمكننا ان نفعل نفس الشيء بالنسبة لسرطان الرئة ولكل مرض آخر. |
Yeni bir hastalık yüzünden insanlar birbirine sarılmaya korkuyor. | Open Subtitles | رفاق يخافون من احتضان بعضهم البعض بسبب مرض جديد ما |
Her türlü kötü habere hazırım ama umarım ciddi bir hastalık değildir. | Open Subtitles | ،أنا مستعدة لأيّ أخبار سيئة ولكنني أتمنى أن لا يكون مرض خطير |