Sahil kenarında yaşıyorsun, güzel bir karın var, ve hiçbiri sana yetmiyor. | Open Subtitles | أنت تعيش بجوار الشاطىء و لديك زوجة جميلة وهذا ليس بكفاية لك |
Çocukları çok seven bir karın var. | Open Subtitles | ماذا تقصد؟ لديك زوجة واضح أن تحب الأطفال كثيرا |
En azından sana yemek yapacak bir karın olunca daha iyi beslenirsin. | Open Subtitles | حسنا، أنت ستأْكل جيدا عندما سيكون لديك زوجة للطبخ لك |
Duyduğuma göre güzel bir karın varmış. Kızın da tıpkı onun gibi olacak. | Open Subtitles | علمت أن لك زوجة جميلة وإبنة ستكون مثلها تماما |
Kırık bir el ya da şişmiş bir karın gibi şeyleri araştırmaya da vakit ayırır. | Open Subtitles | و سيكون أمضى وقتا اضافيا في تحسس فلنقل يد مكسورة أو تمدد في البطن |
Onun kadar ateşli bir karın olamayacağını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت ذلك، عرفت أنَّكَ لا تستطيع الحصول على زوجة مثيرة مثلها. |
Güzel bir karın varmış evlat. | Open Subtitles | إنّك تحظى بامرأة جميلة هنا، يا فتى. |
Yeni bir karın olursa, onunla seks yapacak mısın? | Open Subtitles | اذا أصبحُ لديك زوجة جديدة هَلْ ستمارس الجنس مَعها؟ |
Dışarıda bir karın ya da kız arkadaşın yok mu? | Open Subtitles | أليس لديك زوجة ، صديقة أو أي شيء من هذا القبيل؟ |
Beni seven bir adam ve senin de seni seven bir karın var. | Open Subtitles | لدي الرجل الذي يحبني، وكان لديك زوجة الذي يحبك. |
Hadi, para içinde yüzüyorsunuz, güzel bir karın var... hayali kurulan bir hayatı yaşıyorsun. | Open Subtitles | تعال أصبحت تسبح بالنقود، لديك زوجة جميلة لديك حلم صغير |
bir karın var ve seninle mi gelmemi istiyorsun? | Open Subtitles | أنت لديك زوجة لعينة و تقول لي أن آتي معك |
bir karın var ve seninle gelmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أنت لديك زوجة لعينة و تقول لي أن آتي معك |
Evde sadık, çalışkan bir karın var, aldatmana, yalan söylemene ve paranı striptizciler ve fahişelere harcamana rağmen. | Open Subtitles | أنت لديك زوجة عاملة في البيت ورغم انك تَخْدعُ، تكْذبُ، وتنفق كُلّ مالكَ على المتعرّياتِ والعاهراتِ |
Her gün kıçının dibinde para için havlayan... bir karın yok. | Open Subtitles | انت لديك زوجة تزعجك كل يوم من اجل النقود |
Böyle güzel bir karın varken, bu saatte burada işin ne? | Open Subtitles | لديك زوجة جميله وماذا تفعل هنا بهذا الوقت المتأخر؟ ؟ |
Yani, harika bir karın ve iki tatlı çocuğun ve restoranın var. | Open Subtitles | لديك زوجة رائعة لديك طفلان جميلان ومطعم أنت لست قاتلاً |
Ama kararın ne olursa olsun seni seven bir karın ve oğlun var ve biz tamamiyle senin arkandayız. | Open Subtitles | لكن كيفما كان قرارك، لديك زوجة وإبن يحبّانك، ونحن خلفك مئة بالمئة. |
Güzel bir karın harika da bir evin var. | Open Subtitles | لديك زوجة جميلة و منزل رائع و هؤلاء الصغار يمكنني أخذ لوك معي للمنزل |
Komada bir karın, yanında da bir sevgilin var. | Open Subtitles | لديك زوجة فى غيبوبة وصديقة على الجانب الاخر |
Birileri bana çok güzel bir karın olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أحدهم أخبره بأن لك زوجة جميلة جدا |
Köpürmüş bir ağız, şişmiş bir karın. - Yediği bir şeyden dolayı ölmüş. | Open Subtitles | رغوة في الفم، إنتفاخ في البطن لقد مات من شيء قد أكله |
Trevor'ın okulu var Carly'nin bebeği var ve senin bir karın var, eve gitmeli ve onunla tanışmalısın. | Open Subtitles | حسنا، حصلت (تريفور) على المدرسة و(كارلي) حصلت على طفل، وأنت قد حصلت على زوجة |
Güzel bir karın varmış evlat. | Open Subtitles | إنّك تحظى بامرأة جميلة هنا، يا فتى. |