Ve 1957 -- Birleşik Devletler Şili'nin bugün sahip olduğu aynı ekonomiye sahipti. | TED | و عام 1957 كان لدى الولايات المتحدة نفس الإقتصاد الموجود لدى تشيلي االيوم. |
Burada, Birleşik Devletler'de, dünyanın bir çok ülkesindekinden daha iyi olmayan sonuçları almak için kişi başına daha çok para ödüyoruz. | TED | هنا في الولايات المتحدة الأمريكية نحن ننفق مالًا كثيرًا للشخص الواحد من أجل نتائج ليست أحسن من دول كثيرة في العالم. |
Bu noktaya nasıl geldiğimizin cevabı Birleşik Devletler gıda tarihi. | TED | كيف وصلنا لهذا الدرك هو تاريخ الغذاء في الولايات المتحدة. |
Fabrika sahibi, avukat, duvarcı ve doktor oldular, biri de Birleşik Devletler Başkanı. | TED | أصبحوا عمال مصانع و محامين و بنائين وأطباء، واحد منهم رئيس للولايات المتحدة. |
Birleşik Devletler ve Japonya da bu listede olacak ama onlara zaten baktık. | TED | بالتأكيد، ستكون الولايات المتحدة واليابان ضمن تلك القائمة، لكننا ألقينا نظرةً عليهم بالفعل. |
Doğduğum yeri bırakıp Birleşik Devletler'e gelene kadar, bu kelimelerin etkisini kavrayamamıştım. | TED | ما إن غادرت موطني الأصلي إلى الولايات المتحدة حتى لاحظت تأثير كلماتها. |
Nixon Birleşik Devletler'i temsil için Gana'daki bağımsızlık kutlamalarına gider. | TED | ذهب ريتشارد نيكسون ليمثل الولايات المتحدة في إحتفالات إستقلال غانا. |
- Fräulein (bayan) Birleşik Devletler de, Chicago'daki Gamma Beş deneylerinde bulundunuz mu? | Open Subtitles | ا سيدى ألم تكونى حاضرة اثناء تجارب جاما خمسة فى الولايات المتحدة ؟ |
Ben Birleşik Devletler Ordusu 209'uncu Hava İndirme Özel Kuvvetler biriminde hizmet verdim. | Open Subtitles | أنا خدمت بجيش الولايات المتحدة الـ 209 وحدة القوات الخاصة , المحموله جوا |
16 yaşında, ben de görevimi yapıp Birleşik Devletler Orman Hizmetleri'nde çalışmaya başladım. | Open Subtitles | لذلك في سن ال 16، فعلت واجبي وبدأتالعمل لخدمة الغابات في الولايات المتحدة. |
Birleşik Devletler Meclisine akıl ve insanlık getirmeyi görevim addediyorum. | Open Subtitles | أن أجمع الأثنين الحكمة والانسانية . فى كونجرس الولايات المتحدة |
Birleşik Devletler Meclisine akıl ve insanlık getirmeyi görevim addediyorum. | Open Subtitles | أن أجمع الأثنين الحكمة والانسانية . فى كونجرس الولايات المتحدة |
Birleşik Devletler ve Japonya'yı nükleer saldırı ile tehdit ediyor. | Open Subtitles | قام بالتهديد للقيام بهجوم نووي على الولايات المتحدة و اليابان |
Birleşik Devletler'de yaşayan iyi insanlar burada olmanın daha iyi olacağına karar verdi. | Open Subtitles | شعب الولايات المتحدة الامريكية الطيب قرر أنة من الافضل لك أن تبقى هنا |
Kişisel olarak bir şey yanlış giderse... Birleşik Devletler başkanını arayacağım. | Open Subtitles | إذا وقع خطأ ما، فأنا عن نفسي سأتصل برئيس الولايات المتحدة |
Yüksek irtifa meteoroloji uçağı değildi bir casus uçaktı tüm bunları biliyoruz ve Birleşik Devletler'den bir özür bekliyoruz. | Open Subtitles | وإنها ليست طائرة بحثية ،لإستطلاع الطقس ولكنها كانت طائرة تجسس ونحن نعلم كل ذلك وطالب باعتذار من الولايات المتحدة |
Bütün Ziyaretçiler adına, Birleşik Devletler'e en derin şükranlarımı sunmak isterim. | Open Subtitles | بالنيابة عن كل الزائرين، أريد التعبير عن امتناني الحار للولايات المتحدة |
Birleşik Devletler'de okul yılı sadece 10 aydır. | TED | يمتد العام الدراسي على 10 أشهر في الولايات المتّحدة. |
Birleşik Devletler'in iyi insanları buradan dışarıda olmanın daha iyi olacağına karar verdi. | Open Subtitles | شعب الولايات المتحده الامريكيه الطيب قرر انه من الافضل لك ان تبقى هنا |
Çavuş William Schumann, Birleşik Devletler Ordusu seri numarası 2131284262. | Open Subtitles | العريف وليام شومان . .. الجيش الأمريكي رقم التسلسل 2131284262 |
Sanki Birleşik Devletler'deki her ev, dün gece bir yığın çamaşır yıkamış ve bugün de onları çöpe atmaya karar vermişti. | TED | وهذا كأن كل مواطن أمريكي قام بغسل كم كبير من الملابس الليلة الماضية ثم قرر أن يلقيها في صندوق القمامة اليوم. |
Üstelik hâlâ Birleşik Devletler ve Avrupa hükümetleri onları kontrol altında tutuyor görünen ilaç şirketlerinin emri ile ayak diretip bize sizin markalı ilaçlarınızı 5, 10, 20 kat pahalıya almamız konusunda sayısız sebep sunmaya devam ediyor. | Open Subtitles | رغم ذلك ما زالَ الحكوماتَ الولايات المتّحدةِ. أي . وأوروبا، |
Birçok akranının aksine, Sivil Haklar hareketinin bazı zaferlerini yaşarken görebildi fakat Birleşik Devletler'de devam eden ırksal eşitsizlikler içine dert olmuştu. | TED | بعكس أقرانه، عاش لكي يشهد بعض من انتصارات حركة الحقوق المنية، ولكن استمرار عدم المساواة العرقية بالولايات المتحدة الأمريكية أثقل عليه بشدة |
Hatta Birleşik Devletler Başkanı bile ondan tavsiyeler aldı. | Open Subtitles | حتى رئيس الولايات المُتحدة سأل عن نصيحته |
Bu şehir, Birleşik Devletler'den bir şehir olsa, muhtemelen bayrak şöyle bir şey olur. | TED | الآن، إن كانت هذه مدينة أمريكية فمن المحتمل أن يبدو العلم هكذا. |
...Bağımsızlık Bildirgesi ve Birleşik Devletler anayasası burada görüşülmüş ve imzalanmıştır. | Open Subtitles | اعلان الاستقلال و الدستور الامريكي تمت مناقشتهما و اعلانهما من هنا |
Uyuşturucular, Birleşik Devletler'e Arizona, Teksas ve Kaliforniya'daki Kaçakçılık koridorları üzerinden geliyor. | Open Subtitles | المخدرات تدخل امريكا عبر ممرات التهريب في اريزونا و تكساس و كاليفورنيا |
Birleşik Devletler Başkanı bu sabah Amiri şahsen aramış ve iyi iş çıkarttığımız için onu tebrik etmiş. | Open Subtitles | رئيس الولايات المتحدّة إتصلّ شخصيا بالمدير هذا الصباح و هنّأهُ حول العمل الرائع الّذي قمنا بهِ. |
Şu anda Birleşik Devletler'de 22 milyon zenci birlikte... | Open Subtitles | لحظة إشتراك 22 مليون زنجيّ من "الولايات المُتّحدة"... |
Kızılderililer, Birleşik Devletler hükümetinin kanunlarından daha büyük kanunlar olduğuna inanırlar. | Open Subtitles | الأمريكيون الأصليون يعتقدون أن هناك قوانين أعظم من قوانين الحكومة الأمريكية |