Eğer bugün Bize yalan söylersen yalancı tanıklıkla suçlanacaksın. | Open Subtitles | لذا، إن كذبت علينا اليوم فيمكن أن تُتّهم بشهادة الزور |
Kütüphanede Bize yalan söyledi. Hamileliği hakkında yalan söyledi. | Open Subtitles | لقد كذبت علينا بالمكتبة وكذبت علينا بشأن الحمل |
Sana Maria'nın Bize yalan söylediğini söylüyordum ve onun için endişeleniyordum. | Open Subtitles | كنت قد اخبرتك ان ماريا تكذب علينا و اني قلقة عليها |
Ya da çoğu Amerikalı son altı savaşımızın dördünde Bize yalan söylendiğini bilseydi bazı şeylerin ne kadar farklı olacağını düşünün. | TED | أو تخيل كيف كانت الأمور ستختلف لو أن معظم الأميركيين عرفوا أنه قد كذب علينا في أربعٍ من حروبنا الست الأخيرة. |
O bir yalancı. Bize yalan söylüyor, dostum. O Bize yalan söylüyor. | Open Subtitles | إنه كاذب ، إنه يكذب علينا ، يا رجل إنه يكذب علينا |
Ama onların Bize yalan söylediği gibi biz de onlara yalan söyleyebiliriz. | Open Subtitles | لكن كما كذبوا علينا, يمكننا أن نكذب أيضاً. |
Geçen gün Bize yalan söylediğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنّكِ كذبتِ علينا ذلك اليوم |
Anlıyorum. Demek ki altı aydır Bize yalan söylüyordun. | Open Subtitles | أرى ذلك, حسنا هذا يعنى إنك كذبت علينا لمدة 6 أشهر |
Ve korkunç davranışın sırasında, Bize yalan söyledin. | Open Subtitles | و فى سبيل هذا السلوك الفظيع , كذبت علينا |
Bize yalan söyledin. Müşterilerinden ve arkadaşlarından para çaldın. | Open Subtitles | لقد كذبت علينا , وسرقت المال من الاصدقاء والعملاء.. |
Bu durum Bize yalan söylediğin ve anlaşmanın geçersiz olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | على الرغم من حقيقة أنك كذبت علينا والإتفاق قد إنتهى فقد عملت على إخبار كلّ أصدقائك هنا |
Bize yalan söylüyordun, çünkü gece gündüz metroda dolaşıyordun. | Open Subtitles | لقد كنت تكذب علينا , لأنك كنت مشغولاً بالتجول ليلاً ونهاراً |
Bize yalan söylüyorsun diye, yakınmak olmaz. | Open Subtitles | لا أظن بإمكاننا الاعتراض كثيرا عندما تكذب علينا |
Hilton Head ise South Carolina'da. Bize yalan söylüyordu. | Open Subtitles | هيلتون هيد,في كارولينا الجنوبيه لقد كانت تكذب علينا.. |
Bize yalan söyledi. En başından beri burada olacağını biliyordu. | Open Subtitles | لقد كذب علينا ، كان يعلم بشأن الموقع طوال الوقت |
Hey, mutlu değil! Şarkıda Bize yalan söyledi! | Open Subtitles | إنه ليس سعيد على الإطلاق لقد كذب علينا من خلال أغنية |
Junior'ın kendi babasını öldürebileceğini hiç düşünmedim ama Bize yalan söyledi. | Open Subtitles | لهذه اللحظة لم أظن أن جونيور سيقوم بقتل والده لكنه كذب علينا |
- Bana sorarsanız, Londra'dan ayrıldığımızdan beri Ratcliffe Bize yalan söylüyor. | Open Subtitles | لو سالتنى فراتكليف يكذب علينا منذأنغادرنالندن. |
Bize yalan söylediler, malımızı çaldılar, beladan başka bir şey değiller. | Open Subtitles | . كذبوا علينا , سرقوا منا ، هم لا شئ سوى المشاكل |
Bize yalan söylersen, bir kaçağa yataklık etmiş olursun. | Open Subtitles | إذا كذبتِ علينا فأنت تساعدين شخص هارب |
Bize yalan söylemenin bir manası olmadığını bilin diye bunları söylüyorum. | Open Subtitles | حسناً , أخبركما بذلك , كي تعلما بأنه ليس ثمّة فائدة من الكذب علينا الكذب ؟ |
Bayan, klinik testlerde yalnız çalıştığınızı söyleyerek Bize yalan söylediğinize inanmak için nedenlerimiz var. | Open Subtitles | انسة , لدينا سبب يدعونا لان نعتقد انك كذبتي علينا عندما قلتي انك تعملي علي التجارب السريرية بمفردك |
Bize yalan söyledin. Cinayet mahallindeydin. | Open Subtitles | لقد كذبتَ علينا, كنتَ موجوداً في موقع الجريمة |
Hastanenin içinde bir adamım var, birinci hasta konusunda Bize yalan söylediklerini düşünüyorlar. | Open Subtitles | لدي شرطيّ في المشفى يعتقد أنّهم كانوا يكذبون علينا بشأن المريض الحامل للفيروس. |
Bize yalan söylediniz. | Open Subtitles | لقد كذبتم علينا |
Nerde olduğunuz hakkında Bize yalan söylemezsiniz. | Open Subtitles | لا يهمني ماذا كنتم تفعلون. أنتِ لا تكذبين علينا حول مكان وجودك. |
Ne yani bunca zamandır onunla görüşüyordun da Bize yalan mı söylüyordun? | Open Subtitles | اهذا يعنى انك كنت تراها وتكذب علينا كل هذه الفترة |
Bize yalan söylediniz. | Open Subtitles | لقد كذبتما علينا. |
Patlama anında ofiste olduğunla ilgili Bize yalan söyledin. | Open Subtitles | كَذبتَ إلينا حول أنْ يَكُونَ في كَ مكتب في ذلك الوقت الإنفجارِ. |