ويكيبيديا

    "boşluğu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفراغ
        
    • الفجوة
        
    • فراغ
        
    • التجويف
        
    • فجوة
        
    • تجويف
        
    • الفراغات
        
    • فراغك
        
    • الجوف
        
    • فتحة
        
    • المساحة
        
    • الثغرات
        
    • بفراغ
        
    • الفتحة
        
    • ثغرة
        
    Tekrar tekrar resme geri dönüyor, cevabı ve boşluğu dolduracak o hikayeyi arıyorum. TED مرة بعد مرة، أعود للوحة أبحث عن الجواب، أبحث عن القصة لملئ الفراغ
    İnsanlık adına ne yaparsam yapayım, eski suçlarımın yarattığı boşluğu dolduramam. Open Subtitles لا يوجد أي مسعى إنساني يستطيع ملء الفراغ الذي تركته جرائمي
    O boşluğu doldurmak için yemek mönüsünü 60 numara harflere büyüttüm. Open Subtitles ولأغطي الفراغ أضطررت لوضع قائمة الطعام مقابل مقال يساوي 60 نقطة
    Söyleyeceğim şey şu, biriktirme isteğiniz ve hareketleriniz arasındaki o boşluğu nasıl kapatırsınız? TED ما سأخبركم به هو كيف تسد تلك الفجوة بين نواياكم للادخار وبين تصرفاتكم.
    Cronus ve Apophis'in ölümleri diğer Düzen Efendileri'nin sömürebileceği bir güç boşluğu oluşturdu. Open Subtitles موت أبوفيس كرونوس خلق فراغ في السلطة حكام النظام الآخرون يحاولون استغلال الموقف
    Kardeşi de babalarının da kendisini mahveden aynı kayıtsızlık ve boşluğu hissetmesini istemiş. Open Subtitles الاخ يحتاج ان يشعر الاب بنفس النوع من البرودة و الفراغ التى تملأه
    Çenesiz bir insan azmanı olabilir ama asla benden geriye kalan boşluğu dolduramaz. Open Subtitles ربما يكون قمامة إنسانية بدون ذقن, ولكنه لن يملأ الفراغ, الذي تركته خلفي.
    Ama bu, bir boşluğu doldurmak içinse bırak hayatımı yaşayayım. Open Subtitles ،ولكن إن كانت هذه محاولة لملأ الفراغ دعني أعش حياتي
    Bir boşluğu doldurması gerekiyordu. Yani o boşluğu oğluyla doldurdu. Open Subtitles كان عليها أن تملأ الفراغ الذي بقلبها، لذا ملأته بابنها.
    Yaptığımız aslında şuydu, biyomalzemeleri bir köprü gibi kullanıyoruz böylece organdaki hücreler adeta köprü üzerinde yürür gibi gidiyorlar, ve oradaki boşluğu doldurarak o dokunun yenilenmesini sağlıyorlar. TED ما فعلناه في الواقع كان أننا استخدمنا الخامة الحيوية كجسر لتتمكن خلايا العضو من عبور هذا الجسر، إذا أردتم القول، لتعمل على ملء الفراغ وتجدد هذا النسيج.
    Ve içimdeki boşluğu doldurmak için düşünmeden davranmaya başlamıştım. TED ولسدّ الفراغ الداخلي، بدأت بتجربة الأمور السيئة الممكنة.
    Burada yaptığımız, asıl nesneyi çizmek yerine çevresindeki boşluğu çizmek. TED والفكرة هي، بدلاً من أن ترسموا الشيء الفعلي، فإنكم ترسمون الفراغ حوله.
    Bu gruplar yükseliyor çünkü hükümetin bıraktığı boşluğu dolduruyorlar. ve silahlı ve de politik olarak ortaya çıkıyorlar, şiddet mücadelesi ve yönetişimi sağlamakla bağlantılılar. TED فهي تصعد لأنها تملأ الفراغ الذي تتركه الحكومات، فهي تظهر من جهة عسكرية و سياسية، لتندمج في الصراع العنيف وتوفير الحكم.
    Ve komik kedi resimleriyle uğraşan birisi bu boşluğu çoktan aştı. TED وإن الشخص الذي يصنع قطة كوميدية قد عبر بالفعل هذه الفجوة.
    Sayın avukat, tüm bahislerin kapandığı ahlaktan yoksun bir boşluğu... Open Subtitles المستشار، أنت تَشتغلُ الآن في فراغ خالي مِنْ المبادىء الأخلاقية
    İçerisinde bu büyük yeraltı boşluğu gibi etkileyici manzaralar barındırıyor ve şaşırtıcı biyolojik ve mineralojik dünyalarca da oldukça zengin. TED وتحتوي على مناظر طبيعية خلابة مثل هذا التجويف الأرضي الضخم، وهي غنية بعوالم بيولوجية ومعدنية مدهشة.
    İki boşluğumuz var: Bilgi boşluğumuz ve cazibe boşluğumuz var. Bilgi boşluğu konusunda düşünüyoruz. İnsanları nasıl eğitiyoruz? TED لدينا فجوتان: لدينا فجوة معرفية ولدينا فجوة الرغبة. الفجوة المعرفية هي شيء نفكر فيه: كيف نعلّم الناس؟
    Bulduğumuz ilk cesedin göğüs boşluğu üzerindeki göğüs kemiğinde; dördüncü, beşinci ve altınca kaburga kemiklerinde ağır travmalar var. Open Subtitles تجويف الصدر للجثة الأولى التي وجدناها تُظهر جرح هائل بعظمة القص و الأضلاع القصية الرابعة و الخامسة و السادسة
    Siz DNA sonuçlarını beklerken biz de birkaç boşluğu dolduruyorduk. Open Subtitles جميعنا فقط نقوم بملئ الفراغات بينما كنتِ تنتظرين نتيجة الحمض النووي
    Böylece ruhundaki boşluğu doldurabiliyor musun? Open Subtitles هل تقدرين على ملئ فراغك بكل هذا ؟
    Eğer boşluğu bu sefer daha erken alabilirsek. Open Subtitles إذا كنا نريد الحصول على الجوف يجب أن نستعجل
    Hava boşluğu boyunca devam etti ve sorgu odasındaki havalandırma deliğine çarparak doğrudan kurbana doğru sekti. Open Subtitles انتقلت خلال فتحة التهوية بعدها اصطدمت بأحد بالشُّباك الداخلي للفتحة الخاصة بغرفة التحقيق
    Ve orada yaptığım şey gözünüzü boşluğa yöneltip geometriyi farklı bir şekilde algılamanızı sağlamaktı ve bu dolap boşluğu dağıtmayacaktı. TED والذي كنت أحاول فعله هناك هو توجيه عينك في المساحة لتهيئ لك الأبعاد بطريقة مختلفة وأن الأثاث لن يفتت المساحة
    Pek çok boşluğu olan bağlayıcı bir belge. Open Subtitles نحتاج الى وثيقة ملزمة مليئة بكثير من الثغرات
    Daha önceden hiç bilmediğim bu boşluğu hissediyorum ve bu beni korkutuyor. Open Subtitles أشعر بفراغ لم أشعر به أبداً من قبل وهذا يخيفني
    Enderby'nin evinde bulduğumuz çamur parçasını pişirdim sonra bıraktığı boşluğu alçı ile doldurdum. Open Subtitles لقد خبزت قطعة الطين التى وجدناها فى منزل اندرباى ثم ملأت الفتحة بالجبس
    Ve böylece sırf her iki duvarda inceleme yapmak ve bir hava boşluğu aramak üzere çok sofistike radyo antenleri kurduk. TED لذلك بنينا نحن بعض هوائيات الراديو المتطورة جدا فقط لبحث كلا الجدراين والبحث عن ثغرة هواء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد