bodrum katının uzak bölgelerinde kapalı çevrede iki ısı kaynağı arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن مصدرين للحرارة متجاورين في المناطق البعيدة من القبو |
Otları kim çaldıysa silahı vardı ve bodrum kapısına ateş etti. | Open Subtitles | من سرق الحشيش كان يحمل سلاحاً .. وأصاب قفل باب القبو |
Norman'ın annesini taşıdığı sahne için, daha doğrusu, annesinin mumyasını, iskeletini, cesedini ...birinci kattan bodrum katına taşıdığı sahne için şunu söyleyebiliriz; | Open Subtitles | عندما حمل نورمان والدته أو كما اتضح في نهاية الفيلم مومياء والدته أو هيكلها العظمي أو جثتها من الطابق العلوي إلى القبو |
bodrum, onun bize yeniden dönebilmesi için oldukça uygun bir yer. | Open Subtitles | ذلك السرداب يمكن أن يكون مخبئاً مناسباً إذا أغاروا علينا مجدداً |
Tüm o mükemmel Noel dekorasyonlarını depoladıkları bodrum katına indi. | Open Subtitles | ذهب إلى الطابق السفلي حيث يخزّنون كلّ تزيينات عيد الميلاد |
Karanlık odanın öneminden bahsetti bodrum katına Cristina için bir oda kurdu ve ona resimlerini geliştirmesi için çeşitli teknikler öğretti. | Open Subtitles | قالت أنه من المهم أن يكون لديها غرفة تحميض، وأنها ستعد واحدة في القبو لكريستينا و تعلمها تقنيات تظهير صورها الخاصة |
Küf aramaya içeri geçeceğiz. Ben çatı katını, sen de bodrum katını alacaksın. | Open Subtitles | سنذهب الى الداخل لنبحث عن العثه , سآخذ العلية و خذ أنت القبو |
Güvenli bir yer bul. bodrum falan, yeraltında olsun da. | Open Subtitles | ابحثي عن مكان تختبئين فيه القبو ، أو تحت الارض |
bodrum katta asla senin kadar iyi birini bulacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنني سأجد أحداً أفضل منك أبداً في القبو |
bodrum katında çürüyüp giden iki kız var bir tanesi doğum yapmak üzere tabii önce adam onu döverek öldürmezse. | Open Subtitles | هناك فتاتين تتعفنان في القبو واحدة منهن على وشك ان تلد إن لم يقم ذلك الرجل بضربها حتى الموت أولا |
Tabii ki bodrum ve Bart'ın odası gibi korkunç yerler dışında. | Open Subtitles | و لكن ليس الأماكن المخيفة مثل القبو و غرفة نوم بارت |
Hepimizi seyrediyorlar. Bir bodrum kazdılar, ve hangilerimizin can sıkıcı olduğunu anlayabilmek üzere algoritmalar denemek ve çalıştırmak için casusluk merkezi inşa ettiler, ve herhangi birimiz bundan şikayet edersek, terörizm gerekçesiyle tutuklandık. | TED | الآن هم يراقبوننا جميعاً ، لقد قاموا بحفر القبو ، لقد قاموا ببناء مركز للتجسس ليقوموا بحساباتهم وتحليلاتهم ، ليعرفوا أينا أكثر شغباً. ولو اشتكى أى أحد منا ، فإنه يعتقل بتهمة الإرهاب. |
Bir tanıdıkları stüdyosundaki bodrum katını kullanmalarına izin verdi. | TED | سمح لهم أحد معارفهم باستخدام القبو الموجود تحت ورشته. |
Beni tebrik etmek için çaba sarf ettiğin tatlı evinin bodrum katına taşınacağım dediğin ve de doğacak olan küçük sığınağın dadısı olacağını söylediğin için utanmana lüzum yok. | Open Subtitles | اقتراحك الانتقال الى القبو في منزلي العزيز و تقولين حتى انك ستصبحين مربية ابني |
bodrum da sikildi! Orada ne var, biliyor musun? | Open Subtitles | القبو ليس آمناً , هل تعرف ما الذي يوجد فيه؟ |
bodrum kattaki bazı eşyalarını almaya gelmiş. | Open Subtitles | لقد جاءت للحصول على بعض أغراضها من السرداب |
bodrum katında şu temizlik işimiz var. | Open Subtitles | علينا الاستمرار في تنظيف ذلك الشيء في السرداب. |
bodrum katında tahnit odası var. Kabul salonu ve ofisler ilk katta. | Open Subtitles | لديها غرفة تحنيط في الطابق السفلي وغرف المشاهدة والمكتب في الطابق الأوّل |
İkiniz de hastanenin bodrum katındaki biyolojik tehlike triyaj bölümünde tedaviye alınacaksınız. | Open Subtitles | كِلاكما سيتمّ معالجته في وحدة الفرز البيولوجيّة في الطابق السفلي لهذا المستشفى |
Turistleri bodrum katına çekip 20 dolarlık salataları aldırmak için bir yol. | Open Subtitles | وإنما هي طريقة لاغراء السياح إلى سرداب بيع السلطات المغالي في ثمنها |
Veya farklı bir gelecekte, bodrum katında bir Estonyalı çocuğun? | TED | أو في جيل آخر، طفل موجود في قبو منزله في استونيا؟ |
bodrum katından. Üst katlar da yanar. | Open Subtitles | من البدروم الأدوار العُليا يجب أن تمتلئ بالغاز |
Tiyatronun bodrum katını üç hafta boyunca elinizde tutmanız hiç mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | فـالثلاثة أسابيع التي إستغرقتها في التجهيز للقبو في المسرح.. غيرُ منطقيّه تماماً. |
Masonlar tarafından bodrumlar hiçbir zaman sıradan bir bodrum olarak kullanılmadılar. Tamam pekâlâ, bu sembolde bir çentik yok ama buradakinde var. | Open Subtitles | الدور السفلي لا يكون ابداً مجرد طابق سفلي مع الماسونين أنتظر ، حسناً |
Cesetlerin konumu, her iki olay, bodrum. | Open Subtitles | ، موقع الجثث . كلا القضيتين ، الطابق السفلى . هذا يشير إلى مستوى من التنظيم |
Söylemeyi unuttum, kız kardeşin eve bir arkadaşını getiriyor... yani sen bodrum katında yatacaksın. | Open Subtitles | نسيت ان اخبرك اختك ستأتي بصديقتها معها للمنزل لذا ستنام بالقبو |
Bütün bodrum su altında kaldı. Çalışma araçlarımın hepsi gitti. | Open Subtitles | قبوي بالكامل غرق و جميع اشيائي |
- ... Biga'da ben liseye giderken izbe bir bodrum katında oturuyorduk. | Open Subtitles | حين كنت في الثانوية وكنا نسكن في الطابق الأرضي الرطب؟ |
Dünyayı kurtarırsınız ve sizi Langley'de tozlu bir bodrum katına götürüp limonata ve kurabiye sunarlar ve madalyanızı gösterirler. | Open Subtitles | تنقذ العالم يرسلونك إلى بعض السراديب المغبره في لانجلي يعطونك شراب ليمون صغير وكوكيز |
Ben de tatile çıkmayı herkes kadar severim ama... .. eğer birikimlerimizi harcamaya başlayacaksak, bence ilk almamız gereken şey bodrum katı için yeni bir su pompası. | Open Subtitles | ولكن اذا كنا سنتجاوز على مدخراتنا فيجب ان نشتري فتاحة البالوعات لنستعمله في سردابنا |
Evet, alelade bir bodrum katından her sene yaptığımız muhteşem Oscar partisi odasına çevirdiler. | Open Subtitles | نعم, لقد حوّلوا قبونا العاديّ لحفلاتنا الأوسكارية السنوية الشهيرة |