Her gün 90.000 mektup bu makineler tarafından açılıyordu. | TED | في كل يوم يتم فتح 90 ألف رسالة من قبل هذه الآلات. |
ama bu makineler sadece birer birer atom oluşturarak altını meydana getirebilir. | TED | لكن تستطيع هذه الآلات بناء الذهب فقط ذرة ذرة. |
Kendine yeten bu makineler orada uzaktaki gezegenlere iniş yapacaktı. | TED | هناك، ستحطّ هذه الآلات المكتفية ذاتياً على الكواكب البعيدة. |
bu makineler, Afrika'da oldukça nadir bulunuyor. Dolayısıyla ön saflarda savaşan bu bilim insanlarına örnekleri denizaşırı göndermek dışında başka şans bırakmıyor. | TED | تلك الآلات قليلة وبعيدة في القارة، مما يجعل العديد من العلماء يعملون بدون أي خيار آخر ما عدا إرسال العينات في الخارج. |
Onun hayatını şu anda bu makineler devam ettiriyorlar demek oluyor. | Open Subtitles | ماذا تعني؟ يعني أن تلك الآلات هي ما تبقيها حية |
Fakat ustalaştıkları oyun gibi, bu makineler de insan zekası olan ürünler. | TED | ولكن تمامًا مثل اللعبة التي أتقنوها، هذه الآلات صناعة عبقرية الإنسان. |
Diyebilirsiniz ki, "Peki bu makineler ne kadar büyük?" | TED | لذلك نسأل ، كم يبلغ حجم هذه الآلات الكبيرة؟ |
bu makineler standart bir tedavi olarak değil, son çare olarak kullanılır. | TED | هذه الآلات لا تستخدم كعلاج موحد، بل كملاذ أخير. |
Şehrin bu makineler sayesinde yaşadığını bilmek beni mutlu ediyor. | Open Subtitles | أحب أن أتذكر بأن هذه المدينة بقيت حية بسبب هذه الآلات |
Şehrin bu makineler sayesinde yaşadığını bilmek beni mutlu ediyor. | Open Subtitles | أحب أن أتذكر بأن هذه المدينة بقيت حية بسبب هذه الآلات |
bu makineler rastgele sayı üreteçleriyle çalışıyor. | Open Subtitles | لا وجود لهكذا أمور هذه الآلات تعمل على مولدات الأرقام بشكل عشوائي |
- Tamam, işte bu makineler herkesi öldürmüşler ve geriye sadece sen ben ve Barney kalmış. | Open Subtitles | ـ بالتأكيد .. ـ حسناً ، هذه الآلات قتلت كل شخص |
İşletme yerlerine her gün gidiyorum ve edindiğim tecrübelerime göre İnsanların kafasındaki düşüncelerde bu makineler bir metafor haline bürünebilir. | Open Subtitles | أرتاد للشركات يوميًا، ومن واقع تجربتي، هذه الآلات قد تكون ذات معنى مجازي لما يوجد ببال الجميع. |
bu makineler insanlığı değersizleştiriyor mu? | Open Subtitles | هل قامت هذه الآلات بالتقليل من قيمة الوجود الإنساني؟ |
Buradaki dört pervanenin hızlarının kontrol edilmesiyle bu makineler takla atabiliyor, bir yana meyledebiliyor, yalpa yapabiliyor ve ortak bir hedefe doğru hız yapabiliyor. | TED | من خلال التحكم في سرعة هذه المراوح الأربعة، هذه الآلات يمكنها الالتفاف والتأرجح والانعراج، والتسارع في الاتجاه المشترك لديها. |
bu makineler, dar hava yollarını atlayabilir ve hasarlı akciğerlere daha fazla oksijen sağlamak için yüksek derecede oksijenlenmiş hava verir. | TED | هذه الآلات بإمكانها تجاوز الشعب الهوائية وإيصال هواء غنيّ بالأكسجين لمساعدة الرّئة المتضررة على توزيع المزيد من الأكسجين. |
bu makineler korkunç şeyler. Ruhsuz ve mantıksızlar. | Open Subtitles | كريهة هذه الآلات لا يمكن توقع أفعالها |
bu makineler bizim gerçekten hayaletlerimiz olduğunu kanıtlayabilir mi? | Open Subtitles | تلك الآلات يمكنها اثبات وجود أشباح فعلية؟ |
çalıştırmaları gereken bu makine bozulduğunda denemek ve çözüm bulmak zorundalar ama çoğu zaman bu son nokta oluyor. bu makineler meşhur hurda deposuna gidiyor. | TED | يجب أن تعمل الآلة على علتها، عليهم المحاولة والبحث، لكن في معظم الاحيان تلك هي نهاية المطاف. تذهب تلك الآلات إلى محلات الخردة. |