Ama sen bir erkeksin. İstediğinin gerçekten bu olduğunu nereden anlayacağım? | Open Subtitles | ولكنكِ صديقي ، كيف أعلم أن هذا ما ترغب به حقاً؟ |
İstediğinin bu olduğunu biliyorum. Benim istediğim de kesinlikle bu. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ما تريده ومن المؤكد أنه ما أريد |
Ve bazen herkesin tek gördüğünün bu olduğunu fark ediyorum. | Open Subtitles | وأحيانا أدرك أن هذا هو كل ما يراه أي أحد |
Kısa sapına rağmen, bütün tanrılar en iyi hediyenin bu olduğunu düşünüyordu. | TED | وبالرغم من المقبض القصير، إلا أن كل الآلهة اتفقت على أن هذه كانت أفضل هدية. |
Doğru şeyin bu olduğunu anlamanız için biraz zamana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | انت بحاجه الى بعض الوقت لتفهم ان هذا الشيء الصحيح لتعمله |
Senin istediğin şeyin bu olduğunu sandığım için yapıyordum. | Open Subtitles | كنت أفعل ذلك لأنّني اعتقدت أنّ هذا ما أردتِه. |
Ancak beni tanımlayan şeyin bu olduğunu aklına dahi getirme. | Open Subtitles | ولكن إياك أن تعتقد للحظة أن ذلك يحدد من أكون |
Ban bir sigara ver sevgilim. İçimden bir ses tüm sahip olacağımızın bu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أعطني سيجارة , لدي شعور بأن هذا كل ما سنحظى به |
Ama zihninin derinliklerinde mantıklı olan tek şeyin bu olduğunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | ..لكن في أعماقك أنت تعرف أن هذا هو الشيء الوحيد الذي بدا منطقيًا |
UBV'de en önemli şeyin bu olduğunu söyleyen insanlar var. | TED | هناك أناس في مؤسسة العلوم الوطنية يجب عليهم أن يقولوا أن هذا يجب أن تكون له الأولوية. |
İstediğinin bu olduğunu söylemiştin. Şimdi, istiyor musun, istemiyor musun? | Open Subtitles | أخبرنى أن هذا ما تريده أنت تريد هذا صحيح |
Hala gördüğünüz adamın bu olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل مازلت مصراً أن هذا هو الرجل الذى رأيته ؟ |
Bu çok tuhaf. Çünkü aklındaki şeyin bu olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | هذا مُضحك جدا لإنّى ظننت أن هذا قد يكون ما تُفكّر فيه |
Cady'yi uyarmaya gittim. Yapılabilecek en makul şeyin bu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ذهبت لأحذر كادي ورأيت أن هذا الشئ الأفضل لفعله |
Senin tüm kahrolası maksadının bu olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أجل، إعتقدت أن هذه كلها كانت وجهة نظرك الغبية |
- Amacının bu olduğunu sanıyordum. - Oz onu seksi buluyor. | Open Subtitles | إعتقدت أن هذه هى النقطة إنه يعتقد أنها مثيرة |
Yaptığınız şeyin bu olduğunu görmek için onunla konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | اريد ان اتحدث إليه لأرى ان هذا ما كنتِ تفعلينه |
Dağı ters yüz edenin bu olduğunu sanmıyorum, Gob. - Sana birisinin incineceğini söylemiştim. | Open Subtitles | أنا لست متأكداً من أنّ هذا الجزء من الوصايا |
Hatta bazı şiirler size ellerinden gelenin sadece bu olduğunu söylerler. | TED | بعض القصائد تخبرك حتى أن ذلك ما تستطيع فعله. |
Hatta, onları arayıp isteğimizin bu olduğunu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | أتعرف؟ أريدك أن تتصل بهم وتخبرهم بأن هذا هو ما نريده |
Babamın benim için planladığı hayatın bu olduğunu hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد أن تلك هي الحياة التي تصورها والدي لي |
Bu işi bitirmenin tek yolunun bu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنّ هذه هي الطريقة الوحيد لإنهاء هذا. |
Aradığı cevabın bu olduğunu sanmıyorum. | TED | لا أعتقد بأن هذه الإجابة التي كان في انتظارها. |
Bu akşama kadar istediğinin bu olduğunu zannediyordum. | Open Subtitles | حتى اللّيلة، إعتقدتُ ان ذلك هو ما تريده انت أيضاً |
Burada olanların tekrar yaşanmaması için tek yolun bu olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | انها تظن ان هذه هي الطريقة الوحيدة لمنع حدوث هذا مجدداً |
Evet, ama ölüm nedeninin bu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | نعم، ولكني لا أعتقد بأن ذلك هو سبب الوفاة |
Beni ikna edebilmenin tek yolunun bu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّه يعرف أنّ تلك هي الطريقة الوحيدة لإقناعي. |
Bu artık senin operasyonun değil. En iyi hareketin bu olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أقول بأنّ هذا أفضل تحرّك القرار نهائي، اذهبوا |
Kimse bana planın bu olduğunu söylememişti. | Open Subtitles | لم يقل لي أحدٌ أنّ هذه هي الخطّة عندما تمّ تجنيدي |