Sonsuza dek Los Angeles'ta kalacak değil ya. Sadece kendini bulması gerek. | Open Subtitles | لن يضل في لوس انجلوس كثيرا انه يريد ان يجد نفسه فقط |
Eğer oradan çıkmazsam bir kapıya sıkışmışım demektir. bulması kolay olur. | Open Subtitles | إذا لم أخرج، سأكون عالقاً في باب من السهل العثور عليّ |
Eninde sonunda büyüyecek. O zaman bulması da kolay olacak. | Open Subtitles | في النهاية سيتضخم و سنتمكن من إيجاده بسهولة |
Etik, Hedge'i ilk sıfır robotu hızlıca bulması için nasıl programlayacak? | TED | كيف ستقوم إيثيك ببرمجة هيدج لإيجاد الآلي الصفري الأصلي بأسرع ما يمكن؟ |
bu bileşikler şaşırtıcı derecede etkilidir, fakat aynı zamanda dengesiz, öldürücü derecede zehirli, ve sıradan bir markette bulması da zordur. | Open Subtitles | إنها فعّالة جدا لكنّها غير مستقرة أيضا، سامّة إلى حد قاتل وصعب إيجادها في مخزن البقالة |
Hepsini tekrar bulması ve hepsinin hayatta olduğu bulması bir hafta sürdü. | TED | وقد استغرقت أسبوعا للعثور عليهم جميعا مرة أخرى واكتشاف أنهم قد نجوا. |
Artık endişelenmeyin, bayan. Kocanızın cesedini bulması için özel köpek birimimizden birini yollayacağım. | Open Subtitles | لا تقلقي يا سيدتي، سنرسل أحد كلابنا البوليسية المميزة للبحث عن جثة زوجك |
Onu elde etme tecrübesi var ama yalnız başına bir çözüm bulması imkansız. | Open Subtitles | ولديه الخبرة الكافية لاستخراجه ولكنه من المستحيل ان يجد الجواب لوحده هناك ؟ |
Güneş gibi yıldızların hayatta kalabilmek için yeni bir yakıt kaynağı bulması gerekir. | Open Subtitles | من أجل البقاء .. نجم مثل الشمس يجب أن يجد مصدر طاقة جديد |
Teröristin kendine ihanet eden adamı bulması 20 yıl sürmüştü. | Open Subtitles | .. استغرق الإرهابيّ 20 عاماً .. حتى يجد الذين خانوه |
Sarı bir arabayı bulması kolay olur sanırsın bir de. | Open Subtitles | يظنّ المرء أنّ العثور على آلة صفراء كبيرة سيكون أسهل |
Bu Alabama mermeridir, çok yüksek kaliteli, bulması zordur. | Open Subtitles | هذا هو رخام الاباما مستوى عال جدا ، من الصعب جدا العثور عليها |
-Majesteleri... Ona yardım etme isteği dışında, tıpkı senin yaptığın gibi. ...bulmak istediği şey her ne ise bulması için. | Open Subtitles | ماعدا أنّني أَتمنّى خِدْمَتها، مثلما تفعلين أنتِ لمُسَاعَدَتها على العثور على ما جاءتْ لإيجاده |
Şey bilirsin bulması zor ama o her yerde | Open Subtitles | حسنا، أتعرفين.. من الصعب إيجاده لكنه موجود |
Yılın bu zamanında bulması çok çok zordur. | Open Subtitles | من الصعب جداً إيجاده في مثل هذا الوقت من العام |
Olacaklar şu şekilde: Hedge'in ilk robotu bulması için sadece 5 tekrar lazım: Robot 733, fırınında 0 bulunduruyor. | TED | حسنًا إليك ما يحدث: يحتاج هيدج لـخمس تكرارات لإيجاد الأصل: الآلي 733 يمتلك صفرًا في فرنه. |
Buradaki esas soru, yuvasını bulması ne kadar sürecek dersin? | Open Subtitles | السؤال المطروح كم سيستغرق منك إيجادها في المدينة ؟ |
Sonunda Sophia'nın adresini bulması için özel bir dedektif tuttum. | Open Subtitles | اضطررت في النهاية لاستئجار مخبر الخاص للعثور على عنوان صوفيا |
Sizin gibi beyaz birini bulması için ajanına talimat vermiş biri var. | Open Subtitles | أنه كان هناك شخص كلف وكيله للبحث عن سيدة شابة قوقازية تشبهك |
Onun hakkındaki tüm suçlamalarımı çektim Annesini bulması için birini kiraladım. | Open Subtitles | لقد قمت بكل مابوسعي .استاجرت شخصا ما ليجد والدته |
Birinin bizi bulması bir an meselesiydi. | Open Subtitles | إنها فقط مسألة وقت قبل أن يعثر أحد ما علينا |
Hem Tina'ya yeni bir tarz bulması için yardımcı oluruz ve hem de bölge yarışmasında onlarla rekabet edebilecek bir parça buluruz. | Open Subtitles | نستطيع أن نساعد تينا بإيجاد مظهرها التي تحتاجه و رقم تنافسي في المحليات |
Burası aç bir farenin yiyecek bulması için mükemmel bir yerdir. | Open Subtitles | إنه المكان الأمثل للفأر الجائع ليعثر على الطعام |
Bazen zihnin bazı şeyleri kendi kendine bulması gerekir. | Open Subtitles | أحيانا , العقل يحتاج وقتا ليكتشف الاشياء بنفسه |
Bizi bulması an meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألة وقت فحسب قبل أن يجدنا هنا بالخلف |
Evet ama bu onu içeride bulması gerektiği anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أجل لكن هذا لا يعني عليه أن يجده في الداخل |
Saklı olan her neyse bulması daha da zor olacak. | Open Subtitles | اذن اينما كان فقد اختفي والذي سيكون من الصعب ايجاده |