Bunlardan biri de modern tarımın en fazla sera gazı salan faaliyetler arasında olması. | TED | أحد هذه الأسباب أن الزراعة الحديثة هي أحد أكبر مصادر إنبعاث الغازات المسببة للاحتباس الحراري. |
Bunlardan biri elebaşı. | Open Subtitles | حَسناً، أحد هؤلاء الرجالِ هو العقل المدبر. |
5 saniye içinde Bunlardan biri olacaktır. | Open Subtitles | وبعد خمس ثواني سيصبح واحداً منهم |
Kızlar, kredi kartları. Herhalde, Bunlardan biri olmalı. | Open Subtitles | فتيات, بطاقة الائتمان, حسناً, هم واحدة منهم |
Bunlardan biri çevremizdeki hayvanların olağanüstü sosyal karmaşıklığıdır ve bugün size hayvanların karmaşıklıkları hakkında birkaç şey anlatmak istiyorum. | TED | و أحدها هو التعقيد الإجتماعي المذهل للحيوانات من حولنا، و اليوم أريد أن أخبركم ببعض القصص عن التعقيد الحيوانات. |
- Sana garanti ederim, sen Bunlardan biri olacaksın. | Open Subtitles | أستطيع أن أضمن لك، بأنك ستكون واحدًا منهم |
Diyelimki Bunlardan biri, Mary, üç ay erken doğdu, yani 1 ocak 1980'de doğdu. | TED | دعونا نتخيل واحد منهم , مارى , ولدت ثلاثة شهور قبل الأوان , لذا فقد ولدت في الأول من يونيو حزيران عام 1980. |
Bunlardan biri işe yarar mı? Bunlardan Donald anlıyor... | Open Subtitles | هل قد تفيدك أحد هذه الأشياء دونالد يعرف عنهم كل شىء |
Bunlardan biri alev tabancasını çalıştırıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّ أحد هذه الأشياء يشغل قاذفة اللهب |
Bunlardan biri maden zenginliği. | Open Subtitles | أحد هذه الأسباب أن الأرض هناك غنية بالمعادن |
Bunlardan biri 39 dolarlık sahte bir yüzük. | Open Subtitles | أحد هؤلاء تسعة وثلاثون دولار صخور من نوعية خاصة |
Bunlardan biri kardeşim olduğu için çok şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظة فحسب، لأن أختي أحد هؤلاء الملائكة. |
Yukarıdaki iş bitsin, Bunlardan biri halleder artık. | Open Subtitles | أحد هؤلاء الرجال سيفعل، فور الإنتهاء منه. |
Ama sonra anladım ki, Charles Meade bir çok şey olabilir, ...ama zeki olmak Bunlardan biri değil. | Open Subtitles | لكن عندها ادركت ان تشارليز مايد" هو عدة اشياء" الذكاء ليس واحداً منهم |
Kilitli bir tonoz ilk etapta, Bunlardan biri sonunda şöyle dursun? | Open Subtitles | فى المقام الاول, ناهيكم عن ان واحدة منهم انتهى بها الامر محبوسة فى غرفة سرية ؟ |
Fakat özellikle Bunlardan biri çok eski bir yolla, terli avuç içlerini bir elektrik sinyali ile ölçerek ortaya çıktı. | TED | ولكن أحدها تحديدًا نشأ من العمل القديم على قياس راحات اليد المتعرقة بإشارة كهربية. |
Emily, dünyada pek çok insan gerçek sorunlar yaşıyor ama coşkulu bir tavsiye mektubu Bunlardan biri değil. | Open Subtitles | إيميلي، هناك أناس لديهم مشاكل حقيقية في العالم و الحصول على خطاب توصية للجامعة متوهج ليس واحدًا منهم |
Bunlardan biri Boston yakınlarında olan Tewksbury Hastanesi. | TED | واحد منهم بالقرب من بوسطن. اسمه مستشفى تيوكسبري |
Ve sadece Bunlardan biri değil , pek çoğu yapılmayı bekliyordu. | TED | وليس هناك واحد منها فقط، هناك الكثير منها. |
Maalesef, Birleşik Devletler Bunlardan biri değil. Amerika'nın, Papua Yeni Gine ve Liberya ile | TED | ولسوء الحظ، الولايات المتحدة ليست واحدة منها لذا اذا كنت تتسائل ما الذي يجمع الولايات المتحدة |
Bunlardan biri üzerinde karıncalar düşünün bu onun iki-boyutlu bir kainat olduğunu düşündürüyor, diğeri üzerinde farklı bir karınca popülasyonu olduğunun farkında olmadan. | TED | بإمكانكم تخيل نمل على إحداهما يظن أنها كون ثنائي الأبعاد دون إدراك لمجمتع النمل الآخر على الورقة الأخرى |
Sadece finansal kriz de değil, hijyenik ped araştırması yüzünden başıma bir sürü iş geldi, Bunlardan biri de eşimden gelen boşanma talebi idi. | TED | لييست فقط من اجل الازمات الماليه ولكن من اجل الفوط الصحيه. مررت بكل انواع المشاكل من ضمنها انذارات طلاق من زوجتي |
Bunlardan biri bağışıklık sisteminin bastırılarak astronotların hastalıklara daha yatkın hâle gelmesidir. | TED | واحدة من هذه الأشياء أن أنظمتنا المناعية تصبح مكبوتة، مما يجعل رواد الفضاء أكثر ميلاً للإصابة بالعدوى. |
Bu boyutta bir sürü berbat şey var. Köpük banyosu ise Bunlardan biri değil. | Open Subtitles | الكثير من الأشياء المقرفة في هذا البعد فقاعات الاستحمام ليست واحداً منها |
Eğer Bunlardan biri olduğundan şüphelendiğiniz kimse olursa hemen bir ajana haber verin. | Open Subtitles | اذا رأيت اى واحد من هؤلاء الاشخاص المشتبه بهم اخبر احد العملاء فوراً |
Er ya da geç, kokuşmuş bir odada, başucunda Bunlardan biri dikilirken ölürsün. | Open Subtitles | عاجلاً أم آجلاً ، ستجد نفسك ميتاً .في أحد الغرف المعفّنة مع واحد من تلك الشياطين .يقبع فوقك |