Belli ki baban bunu bilmiyor demek ki Victoria söylememiş. | Open Subtitles | وهو من الواضح بأنه لا يعرف ذلك مما يعني بأنها لم تخبره |
Ama o bunu bilmiyor. Benim annesi olduğumu sanıyor.. | Open Subtitles | و لكنه لا يعلم ذلك اٍنه يظن أننى أمه |
bunu bilmiyor muyum sence? | Open Subtitles | ماذا , وكأنني لا أعلم ذلك بالفعل ؟ |
Aptal olanı seçtim. Her zaman aptal olanları seçerim, bunu bilmiyor muydun? | Open Subtitles | أنا دائماً ألتقط الأغبياء ألم تعلم ذلك من قبل؟ |
O henüz bunu bilmiyor fakat bir gün öğrenecek. | Open Subtitles | إنها لا تعرف هذا حتي الآن لكن يوما ما ستعرف |
- Sence bunu bilmiyor muyum? | Open Subtitles | تظنني لا أعرف ذلك |
bunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعرفين ذلك ؟ |
Sorun şu ki , patronum henüz bunu bilmiyor , yani tamamiyle sinir bozucu bir durum. | Open Subtitles | إن المشكلة، رئيسي لا يعرف هذا بعد لذلك انا محبط للغايه |
Ben onun hayaletlerinden biriyim ve bunu bilmiyor bile. | Open Subtitles | متى؟ أنا أحد أشباحه وهو لا يعرف ذلك حتى |
Kyle Singer'ı yakaladık. Bununla birlikte, Jack Bauer bunu bilmiyor ve şu an, | Open Subtitles | (كايل سينجر) لدينا فى الحجز رغم ذلك, فإن (جاك باور) لا يعرف ذلك |
Artık tanıklık yapmayacak. - Ama Darrell bunu bilmiyor. | Open Subtitles | لن تشهد الآن حسنا، داريل لا يعرف ذلك |
- Güvenmemeli. - Evet, ama bunu bilmiyor. | Open Subtitles | ليس عليه هذا أجل.لكنه لا يعلم ذلك |
Ama Hans bunu bilmiyor. | Open Subtitles | لكن هانس لا يعلم ذلك |
- bunu bilmiyor muyum sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدي أنى لا أعلم ذلك - يا حبيبى - |
-O bunu bilmiyor. Lanet olsun. -Anladın mı? | Open Subtitles | انها لم تكن تعلم ذلك , اللعنة الم اُخبركم؟ |
Evet, öyle ama o henüz bunu bilmiyor. | Open Subtitles | نعم ، احتمال لكنها لا تعرف هذا حتى الان |
Sence ben bunu bilmiyor muyum Frank? | Open Subtitles | - تعتقد أني لا أعرف ذلك فرانك؟ |
Pekâlâ, güzel! Biz planlamıştık. Hiç kimse bunu bilmiyor. | Open Subtitles | حسناً, لقد خططنا لا يتوجب على أحدهم أن يعرف هذا |
Ayrıca ben çok büyük burunluyum, bunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | وأنا صاخبة للغاية ألا تعلم هذا ؟ |
İnsanlar o 31'ciye gülüyorlar ve o, bunu bilmiyor bile. | Open Subtitles | الناس بضحكون على ذلك المغفل وهو لا يعلم بذلك حتى |
Sadece henüz daha bunu bilmiyor. Şimdi orada kal, dostum. | Open Subtitles | إلّا أنّها لا تعرف ذلك بعد والآن ابقَ مكانك يا صاحبي |
- bunu bilmiyor muyum sanıyorsun? | Open Subtitles | أتَعتقِدى أننيّ لا أعلَم ذلك ؟ |
Burada olmam bile bir haksızlık ve o orospu bunu bilmiyor. | Open Subtitles | عين الظلم هو كوني هنا وتلك الساقطة لا تعلم بذلك حتى |
Ağabeyinin sorunu da bunu bilmiyor olması. | Open Subtitles | الأمر بشأن أخاك على الرغم من ذلك، هو أنه لا يعلم هذا |
- Ama ben bir şey bilmiyorum. - Onlarda bunu bilmiyor. | Open Subtitles | ـ لكن أنا لا أعلم أى شيء ـ لا يعلمون ذلك |