Evet, Burada olduğun sürece İngiliz basını "periler tarafından götürülen kadın" hikâyesini kamçılayacaktır. | Open Subtitles | أجل قصة الفتاة التي أخذها الجنيات طالما أنك هنا الصحافة البريطانية ستقوم بالجلد |
Bunu söyleyeceğimi asla düşünmezdim, ama Burada olduğun için gerçekten mutluyum | Open Subtitles | لم أعتقد أني سوف أقول هذا لكني سعيدة جداً أنك هنا |
Burada olduğun bütün süre boyunca Dünya'yı gezmekten bahsedip durdun. | Open Subtitles | لقد كنت تتحدث عن رؤيه العالم طوال فتره تواجدك هنا |
Ooo.. Sera, Burada olduğun için ne kadar mutluyum sana anlatamam. | Open Subtitles | آه ياسارة, لا أستطيع أن أعبر عن مدى سعادتي بوجودك هنا |
Burada olduğun ve yaşlı erkeklerden bıktığım için öyle yaptım. | Open Subtitles | هذا بسبب وجودك هنا و لأننى سئمت الرجال العجائز |
çocuklarımı özledim, ve Burada olduğun sürece Francisco... benimle biraz daha fazla ilgilenebilirsin. | Open Subtitles | اشتقت لابنائي, بما انك هنا فرانسكو هل يمكنك ان تعطيني القليل من الاهتمام |
Dünyandan uzak kaldığın için üzgünüm. Ama Burada olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | يؤسفني حقًا أنك محجوب عن عالمك لكني سعيدة بأنك هنا |
Burada olduğun için Humanich Laboratuvarında bir takım değişikler yapacağım. | Open Subtitles | بما أنكِ هنا سوف أقوم ببعض التغييرات في معمل الهيومانكس |
Senin sadece dokuz aydır Burada olduğun gerçeğinin farkındayım. | Open Subtitles | أنا فقط مدرك لحقيقة أنك هنا منذ تسعة أشهر فقط |
Verdin, vereceksin de. Burada olduğun için heyecan duyuyoruz. | Open Subtitles | أنتى فعلتى، وأنتى جيدة ونحن مبتهجون أنك هنا |
Burada olduğun zamanları hatırlıyorum, ama olmadığın zamanları da hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أنك هنا, لكن أيضاً أتذكر أنك لست هنا |
Burada olduğun için mutluyum, böylece bunu tek başıma yapmam gerekmiyor. | Open Subtitles | , أنا سعيدة أنك هنا . لذا ليس من الضرورى أن أفعل هذا بمفردى |
Her öğleden sonra Burada olduğun dedikodusunun gerçek olmasına sevindim. | Open Subtitles | سعيد بأن الإشاعة حول تواجدك هنا بعد الظهر كانت صحيحة |
Ama Burada olduğun sürece uymanı istediğim tek kural insan formunda kalman. | Open Subtitles | ولكن القاعده التى طلبت منكى الالتزام بها اثناء تواجدك هنا ابقى فى حاله بشريه |
Burada olduğun için ne kadar rahatladım anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع إخبارك كم أنا سعيدة بوجودك هنا. |
Burada olduğun için mutluyuz. Güzel takım! | Open Subtitles | نحن سعداء بوجودك هنا بدلة جميلة |
O sırada Burada olduğun duyulursa iyi olmayacağını söyledi. | Open Subtitles | إنها تعتقد أنه ليس من الجيد أن ينتشر خبر وجودك هنا أثناء تأديتها لليمين |
Sen Burada olduğun sürece genç olamam. | Open Subtitles | و وجودك هنا يذكّرني أنّي لا أستطيع |
- Gerçek bir Einstein. - Burada olduğun için mutluyum. İşte buradasın, Charlene. | Open Subtitles | آينشتاين حقيقي مسرور انك هنا هناك تَذْهبيُ،شارلين |
- Melissa, Burada olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | ميليسا , انا سعيدة جداً بأنك هنا |
Tüm farklılıklarımıza rağmen Burada olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنكِ هنا, على الرغم من جميع اختلافاتنا |
Kimsenin buruş buruş görünmesini istemiyorum. Seni kastetmedim ama Burada olduğun için komik oldu. | Open Subtitles | لا أريد أي شخص أن يبدو مُجعدًا. لا أقصدك أنت، لكن من المضحك أنّك هنا. |
Bu da bizi senin neden Burada olduğun konusuna getiriyor. | Open Subtitles | بمقابل أفضل صفقة أستطيع الحصول عليها والذي يقودنا لسبب وجودكِ هنا |
- Bize senin Burada olduğun söylenmedi. | Open Subtitles | لم يقل أحد أنكم هنا! التفوا |
Burada olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا مسرور بأنكِ هنا |
Burada olduğun için şanslısın. | Open Subtitles | تجعلكِ تدركين كم أنتِ محظوظة بوجودكِ هنا |